Hayat ne kadar garip yarınlarını düşünerek dünlerin yarını olan bugününü heba ediyor. Bugün gözüme uyku girmedi saatlerdir verdiğim kararın doğruluğunu sorguluyorum acaba gerçekten o sınıfa gitmelimiyim herkesin korktuğu ve karanlık bir yaşamın esirlerinin olduğu o sınıfa gitmelimiyim. Farketmez , son pişmanlık fayda etmez dilekçeyi çoktan verdim bile.
Masanın üzerindeki çalar saat çalmaya başladı ben bunları düşünürken. Saat 07.30 olmuştu. Hiç gözümü kırpmadan nasıl saatlerce bunu düşünmüştüm.
Hemen kalkıp üzerime formalarımı giyindim çantamıda alıp aşağı indiğimde annem henüz yeni kalkmış babamsa kahvaltıyı çoktan hazırlanmıştı.- Oo küçük hanım günaydın sabah şerifleriniz hayırlı olsun.
- sizinde babacığım sakal tıraşınız baya iyi olmuş
- Bak kızıma nasıl farketti ama aynı ben
- Aynen ne demezsin babalı kızlı ömrümü çürüttünüz bıktım valla sizden
- Ne alaka şimdi ne yaptı kızcağız sana
- Bırak baba annemin yine heyheyleri üzerinde anlaşılan tartışma uzamadan ben çıkıyorum.
- Ben bıraksaydım bari
- Yok sen kahvaltını yap ben biraz yürüyüş yapmış olurum hem.Babamın söylediklerini dinlemeden hızla çıktım evden. Hava mis gibi yağmur kokuyordu. Sokaklarda çocuklarını okula yetişyirmeye çalışan ebeveyinler , daha sabahın ilk ışıklarıyla işe başlayan çöpçü amca , yavrusu için yiyecek bulmak üzerine çöpleri karıştıran anne köpek herkes erkenden kalkıp çalışıyor birşeyler yapmak hayata devam etmek adına. Tüm bunları düşünürken arkamdan bir elin omuzuma dokunmasıyla irkildim bu arkadaşım Zeynep'ti . Soluk soluğa kalmış kıpkırmızı yüzüyle bana bakıyordu.
- iki saattir bağırıyorum sana duymuyor musun?
- Dalmışım biraz duymadım
- Acaba neden kim yüzünden
- Kimse yüzünden değil canım , ne yüzünden olacak o
- Tamam ne için dalgınsın bakalım
- Of biliyorsun işte şu sınıf değiştirme mevzusuna canım sıkılıyor. Acaba hatamı yaptım bilmiyorum.
- Ya arkadaşım defalarca konuştuk bunu seninle sen kendin için doğru olanı yapıyorsun. Bak Büşra hoca ne dedi,istediğin meslek için oraya geçmen lazım sen bunu kabul edip geçtin daha neyini düşünüyorsun anlamadım.
- Evet öğretmenlik için orası iyi olacak benim için ama ... ortamı çok kötü diyorlar. Ya bende bundan etkilenirsem ya banada zarar vermeye kalkarlarsa.
- Seda saçmalama istersen okul burası sana ne yapabilirler onların kabadayılığı anca dışarda olur hem neden sen onlardan etkileniyorsun ki sen onları etkilede senin gibi adam olsunlar.
- Of bilmiyorum bilmiyorum belkide daha tanışmadan onların hakkında konuşmam doğru değil ama duyduklarım beni gerçekten rahatsız ediyor.
- Sen onu boşver de selim n'olacak... Yani gerçekten onu unutacak mısın?
- Elimden geleni yapacağım bunun için ama daha öncede söylediğim gibi ben onu değil onun hayalini sevdim o hiç bir zaman bunu hak etmedi ve lütfen Zeynep bir daha bu konuya girme lütfen!Ben gerçekten onu sevmemiştim çünkü o asla benim aşık olduğum, hayalimdeki çocuk olmadı. İçten içe hayaline hayranken gerçekte olan kendisine nefret ettiğim bir kişilikti benim için. Nasıl oluyor diye sormayın. Herkesin içinde hayal ettiği bir erkek tipi vardı illaki. Sadece bu tipe onun yüzünü koydum bu kadar.
Aslında dürüst olmak gerekirse " bı ara " bir düşünmedim değil ama zaman geçtikçe onu tanıdım keşke tanımaz olsaydım keşke psikolojik olarak çöktüğüm zamanlarda içimdeki sebebini bilmediğim o koca boşluğu onunla doldurmasaydım. Keşke onun o anlayışlı, öngörüşlü, adeta hastasını dinleyen bir psikolog edasıyla beni dinleyip teselli eden hallerine aldanmasaydım.
Ben bunları düşünürken zeynepte benden kopmuş başını yere eğmiş çok ciddi bir tavırla bir şeyi ya da birini düşünüyordu. İçinden kaybolduğu aşk evreninden tekrar dünyaya dönsün diye dürttüm,
- Ne o kimi ay pardon neyi düşünüyorsun yine
- Ne , kimseyi , ne alaka ya seni düşünüyordum ne yapacaksın diye.
- Oy yalanda söyleyemezmiş.
- Ne yalanı be sen ilk önce kendine bak aşk sersemi.
- Tabi tabi aşk sersemiymiş kapat dedik ya şu konuyu.
- Niye sen söylerken iyi.
- Tamam artık kapatalım konuyu.
Zaten okula gelmiştik bile öğrenciler yavaş yavaş sıraya girmişler öğretmenler ordan oraya bağırıp duruyordu. Zeynep'le benim sınıfım ayrı olduğundan burada ayrıldık giderken bana takma kanka herşeyin hayırlısı olsun bakışı attıktan sonra sarılıp sıraya girdi.
Bende korkuyla yeni sınıfımın sırasını arıyordum ki az ileride buldum ve hemen arkalarda bir yerde durdum. Diğer sınıflara karşın bu sınıf çok az kişiye mensuptu. Toplasan 15 kişi etmezdi." Arkadaşlar bu benim ilk kitabım olacak inşallah fikirlerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Umarım içimde yaşadığım bu garip hissiyatı kurguyla sentezleyip klavyeme dökebilirim. Desteklerinizi bekliyorum....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değiştirme Sanatı
Teen Fiction" Bu benim hikayem değil sessiz çığlıklarla kendini arayan bir adamın hikayesi"