Min Yoongi (Suga)
"Siktir!" Yoongi mırıldanarak ağzından küçük bir küfür kaçırdı. "Suga ne yapacağız? Adamlarımızın çoğunu çoktan kaybettik!" JEON şirketi kurşunların arasında kalmış, çoğu adamlarını kaybetmişlerdi. Suga ve Jungkook'un takımı yıkılan silindir boruların arkasında yere oturmuş saklanıp karşı tarafa kurşun sıkmaktan başka bir şey yapamıyorlardı.******
Min Yoongi nam-ı diğer Suga.
JEON şirketinin Kurul Başkanı ve holdingi kuran Jeon Soyeon'un en güvendiği kişiydi. Ayrıca Jeon Soyeon'dan sonra en yetkili kişi Yoongi'ydi.
Yoongi anne ve babasız büyümüş, aile eksikliği hissetmiş bir çocuktu. Çocukluğunu hep yalnız geçirmişti ve küçüklüğünden beri hep anneannesiyle beraber aynı evde kalmıştı.
Kendisi mafya işlerine çok ilgi duyardı ve en az her hafta eve bir silah oyuncak alırdı. Ayrıca okulda ve mahallede de zorbalar ondan korkar, zorbalığı engellediği için ona çevresindeki insanlar tarafından "Silah Çocuk" ya da "Silah Yoongi" denirdi. Yoongi küçükken sert bit çocuk olsa da kalbi bir pamuk şeker kadar tatlı ve yumuşaktı. Ama okulda onun kadar tatlı bir çocuk daha vardı.
Jeon Jungkook nam-ı diğer Jk.
Jungkook okulda hep tek kalan, zorbalar tarafından zorbalığa uğrayan ve anksiyetesi olan bir çocuktu. Kendisi hiçbir zaman arkadaş edinemiyor, kimse onu yanında istemiyordu. Bu durum evde de farklı değildi. Bir babaya sahip değildi Jk. Yanında sadece annesi vardı. Ama annesini sadece fiziksel olarak yanında hissediyordu. Jungkook hiçbir zaman manevi olarak annesini hissedememişti.
İşte tam Jk çok yalnız hissettiği zamanlar bir olay yaşadı ve bu olay onun hayatını değiştirdi.
Bir gün yine okulda zorbalar tarafından zorbalığa uğramaya başlamıştı. Ondan parasını istiyorlardı ama Jk vermek istemiyor, okula "Yardım edin, nolur!" diye yalvarıyordu. Tabi herkes onu dinliyor ama kimse onu anlamıyordu. Her zaman böyle olmuştu işte. Dinleniyordu ama anlaşılmıyordu.
Tam orda biri onu anlamıştı. Biri onu hem dinlemiş hem de anlamıştı. Yoongi gelmişti. Onu anlamıştı. Onu anlayan biri vardı. Tek değildi Jungkook.
Yoongi bütün zorbaları sınıflarına göndermişti ve bir daha Jungkook'a karışırlarsa kötü şeyler olacağını söylemişti. Bundan sonra da Jungkook'a bir daha hiç kimse karışmamıştı.
Yoongi Jungkook'un elini tutup onu kendine doğru çekerek kaldırdı. Jungkook çok garip hissetmişti. Sanki ayağa kalkan ağlayan kendisi değil de yere çöküp ağlayan hayatı ayağa kalkmıştı. Jungkook hayata geri dönmüştü. Hissetmişti.
Bu olaydan sonra Yoongi ve Jk hep birbirlerinin evine gitmeye başladı ve hep beraber oyun oynuyorlardı. Yedikleri yemekler bile ayrı gitmiyor her şeyi beraber yapıyorlardı. Tabi Yoongi'nin silah oyuncaklarını gören Jk de ona özeniyor, o da mafya işlerinde çalışmak istiyordu. Yoongi'ye kurşun olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden çevrede ki insanlar da ona "Kurşun Çocuk" diyordu.
Bu hayallerinin bir gün gerçekleşeceğine çok emin olan küçük Yoongi aynı Jungkook'un hayatını değiştirdiği gibi,
bir gün birinin daha onun hayatını değiştireceğini bilmiyordu.******
"Yoongi! Paralarımızı birleştirip cips alalımm. Hem arta kalan paramızla daha çok şey alabiliriz!" "Jk! Para falan birleştirmek istemiyorum. Ben oyuncak silah almak istiyorum sen kendi paranla ne alırsan al işte!"
Yoongi'nin sesi biraz fazla yüksek çıkmıştı ve Jk ona kızdığını düşünmüştü. Jungkook ilk başta yüzünü buruşturdu, gözleri doldu. "Tamam Yoongi! Sen silah oyuncaklarını al!" Jk birden ağlamaya başlamış ve koşarak bakkaldan çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Weapons That Bring Love | Yoonmin
Fanfiction"Git burdan Yoongi."dedi. "Busan sana yaramıyor." "Sanki sana olan aşkım bana çok yarıyor Jimin." dedim. Sustu, sustuk. Zaten hep susardık biz. Susarak konuşur, susarak anlaşırdık. Boğazını temizledi, içini titreten bir nefes aldı ve konuşarak sustu...