"head above water"

277 28 2
                                    


Taeyong heyecanlı bir şekilde saçlarını şekillendirip yüzüne hafif renk vermesi için pudra sürüp en sevdiğim parfümden sıkmıştı. Üzerine günlük ama oldukça şık bir siyah kot ve beyaz tişört giymiş Jaehyun'un gelmesini bekliyordu.  Evet, ona fazlasıyla kızgın ve kırgındı. Lakin Taeyong yıllardır Jaehyun'a aşıktı da aynı zamanda da ve Jaehyun ilk defa evine geliyordu. Bu heyecanı oldukça normaldı kısacası.

Jaehyun okuldan direkt olarak geleceği için aç olacağını düşünmüştü Taeyong bu nedenle hazırlandıktan sonra Jaehyun ile yemek için kızarmış tavuk ve makarna sipariş etmişti. Jaehyun'un sevdiği şeyler olduğunu bildiğinden sorma ihtiyacı duymamıştı.

Nihayet zil çaldığında panikle hızlıca kapıya koşmuş lakin sonra kapının arkasında beklemiş gibi olmasın diye biraz bekleyip açmıştı.

Jaehyun okuldan çıkmış olmasının üstüne bir de 2 saatlik antrenmandan gelmiyormuşcasına  tüm ihtişamı ile içeri girmişti.

"Hoşgeldin Jaehyun..."

Mesajlardaki konuşmasının aksine Taeyong oldukça utangaç görünüyordu.

Jaehyun bunun da verdiği özgüven ile doğrudan Taeyong 'a dönmüş ve yere eğdiği kafasını nazik bir şekilde çenesini tutarak kaldırmıştı. Böylece yüz yüze gelmişlerdi.

"Nemrut suratımı özlemiş misin kontrol edeyim dedim."

Jaehyun apaçık onunla eğleniyordu ve Taeyong utancından buna karşılık bile veremiyordu.

"Okul + antrenmandan gelen biri için fazla enerjik değil misin sen?''

"Keyfim seni görünce birden yerine geldi."

"Hahaha çok komik!"

Jaehyun'u doğrudan koridorda bırakıp odasına geçmişti.

"Komik olduğunu söylemedim zaten."

Taeyong bilgisayarını açıp masaya geçti, Jaehyun da bir sandalye çekip yanına oturdu.

"Niye bana bu kadar sertsin Taeyong?"

Jaehyun'un tüm ciddiyeti ile cevap beklediğini görünce bir tık gerilmiş ve minik sırrının çok belli olup olmadığını düşünmüştü.

"Öyle bir şey yok."

"Nasıl yok? Biz böyle değildik Taeyong. Sen her ne kadar aksini iddia etsen de gayet yakın iki arkadaştık."

Sorun da bu ya zaten biz iki yakın arkadaştık sadece...

"Madem açtın konuyu konuşalım öyleyse. Bana gerçekten değer veriyor muydun Jaehyun?"

"Bu nasıl soru Taeyong? Her ne kadar şu an öyle görünmesek bile sen hala benim için çok değerlisin."

Bu cümleye sonra sevinmek için rafa kaldırıp konuşmasına devam etti Taeyong.

"Öyle görünmüyorduk işte. Tüm okul beni kullandığını söyleyip duruyordu Jaehyun."

"Nasıl yani? Seni nasıl
kullanabilirim ki?"

"Bana sadece işin düşünce geldiğini ve sınavlar ve ödevler için beni kullanıp daha sonra yüzüme bile bakmadığını düşünüyor herkes.
Bunun ne kadar gurur kırıcı olduğunun farkında mısın?"

Taeyong her ne kadar ' asıl ' sebebini söyleyememiş olsa da bunu bile itiraf ettiği için rahatlamıştı.

"Taeyong...  Ben ne diyeceğimi bilemiyorum... Öncelikle çok özür dilerim. Kesinlikle öyle bir niyetim yoktu. Evet, notlar ve ödevler için seni rahatsız ediyordum ama bunun sebebi asla seni kullanmam değildi sadece seninle konuşmayı seviyordum. Hem ayrıca derdim sadece not olsa başta en yakın arkadaşım olmak üzere bir sürü insan var isteyebileceğim bunun için neden seni kullanayım? Dışarıdan böyle göründüğünü fark etmedim ve seni kırıp bok gibi davrandığım için özür dilerim."

Taeyong, Jaehyun 'un bu kadar uzun konuşmasına mı şaşırsa özür dilemesine mi diye düşünürken kapı zili çalmış ve ikisine de izin vermemişti.

"Birini mi bekliyordun?"

"Yemek söylemiştim, o gelmiştir."

Kapıyı açmak için odada Jaehyun'u yalnız bırakıp çıkmıştı.

Jaehyun ise Taeyong kadar güzel bir insanın odasında ve ona bu kadar yakın olmanın verdiği hisle kanının kaynadığını hissediyordu. Kendine engel olamayıp bir hata yapmaktan deli gibi korkuyordu. Bu Taeyong 'u tamamen kaybetmesine sebep olabilirdi.

"Makarna ve tavuk söylemiştim ama yersin değil mi?"

Taeyong 'un sesi ile düşüncelerinden sıyrılıp ona döndü.

"Evet, severim ikisini de."

İkili sessiz bir şekilde yemeklerini yiyip tekrar çalışma masasına geçmişti.

"Lee Changho böyle mi yazılır Jaehyun?"

"Yazım kötü Taeyong, evet, kabul ediyorum."

"Yazını düzeltmelisin Jaehyun, her zaman birilerinin evine gelip düzeltme şansın olmayacak."

"Her zaman birilerinin evine gidip düzeltmem zaten, sadece senin evine gelirim."

Taeyong, kızarıp bozararak renkten renge girerken Jaehyun ise onun bu halinden hayli keyif alıyordu.

...

Aradan geçen bir saatin ardından Jaehyun evine gitmiş Taeyong ise duyguları ve karın ağrısı ile başbaşa kalmıştı.

basketball 🏀  jaeyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin