Saatime bakıyorum zile çok az kaldı.Annem hep çok aceleci olduğumu söyler ben ona hep karşı çıkarım ama şuanki durumda ona katılmamak elimde değil.Bunu düşününce gülesim geliyor ama gülmek yerine sadece hafif bir hırıltı koparıyorum.Yanımda duran iri yapılı çocukluğumuzdan beri arkadaşım olan Melkih'e bakıyorum.O da en az benim kadar bıkmış görünüyor.Bıkkınlık çok kuvvetli beni içine çekiyor.Kafamı paslanmış metal sıraya yaslıyorum ve kardeşimi düşünüyorum onun hafta sonunda yıpranmış bölgede kampı vardı Onu çok merak ediyorum.Umarım kampı iyi geçmiştir.Kafamda birden ziller çalmaya başlıyor sonra öğretmenimizin sesi duyuluyor o zaman ne olduģunu anlıyorum ders bitmiş.Ayağa zorlukla kalkıyorum dışarıda bıkkın bir hava var.Melkih'e bakıyorum.Çantsını topluyor.
"Hey!Nasılsın Melkh?"
"İyi gibi sen?"
"Bugün hava çok bıkkın"
"Yani?
"Bıktırıcı"
"Oh anladım ama bıkkını yanlış kullanmışın bıkkın böyle havalar için kullanılmaz"
"Tmm sakin ol Mehnt"
"Bak beeniim adddımm Melent sana kaç kere söyledim harfleri yutma"
"Ne var?Sen de bana takma ad taktım"
"Tmm bağırmana gerek yok,hadi gel eve gidelim"
"Tmm gidelim, nedense bana bugün çok uzun olucak gibi geliyor."
"Bana da öyle"
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Kişi
Science FictionBir dünyada hayata tutunan on arkadaş ihanet aksiyon korku(aşk içermez)