birazdan okuyacağınız şeyler için özür dilerim ☹️☹️☹️ fice angstla başlamak istemeyenler 2. bölümden başlayabilirler 💗Bu bölümden sonra geçmişle devam edecek, o yüzden bu bölümü atlayacak kişiler için bu bölümün geçmişinin son bölümünde uyarı koyacağım, böylece bu bölüme dönüp hikayeye devam edebilirler💗💗
6 Ekim 2018
"Jungwon'u rahat bırakın!"
Jay yüzüne bir yumruk yedikten sonra sustu. Bütün öfkesiyle karşısındaki adama bakarken adam çenesindeki bezi susturmak için Jay'in ağzına sıkıştırdı. Adam Jay'in bağlı olduğu sandalyeye tekme attığında Jay sandalyeyle beraber yere düştü. Karşısında onun gibi sandalyeye bağlı, ağzı bez ile kapatılmış olan sevgilisi gözleri yaşlı; korkuyla Jay'e baktı. Adamlardan biri Jungwon'u da yere düşürdüğünde Jay sinirli bir şekilde yerde çırpınmaya ve olabildiğince ses çıkarmaya çalıştı.
Jungwon'un karnına, bacaklarına tekmeler savurdular. Genç acı ile inlerken Jay yerde sanki kurtulabilecekmiş gibi çırpınıyordu. Sevdiğinin çektiği acının aynısını çekiyordu resmen. Sevgilisine değil ona zarar vermelerini istiyordu. Adamlar Jungwon'u bıraktıklarında, aşıkların gözleri buluştu. Jungwon yorgun gözlerle baktı. Gözünden bir damla yaş taş, soğuk zemine damladı. Jay de ağlamaya başladı, sevdiğini bu hâlde görmek kalbini parçalamıştı.
Jungwon'un arkasından gelen bir adam elindeki tahta sopa ile oğlanın kafasına vurdu aniden. Jay şok içinde gözlerini kocaman açmıştı. Jungwon'un aldığı darbe ile gözleri kapanmıştı. Adamlar Jungwon'un iplerini çözdüler. İri yapılı olanlardan biri baygın oğlanı kucağına aldı ve odadan çıktı. Diğer adamlar da peşinden çıktı.
Jay'in kan beynine sıçramıştı. Jungwon'a ne yapacaklardı? Daha çok zarar mı vereceklerdi? Yoksa bulundukları kulübenin olduğu ormanda herhangi bir yere mi bırakacaklardı? Kulübenin arkasında sesini duyduğu bir gölet vardı, ya oraya atarlarsa? Jungwon yüzme bilmiyordu ki.
Jay çaresizce ağladı sadece, soğuk zemin tenini uyuştururken kalbi yanıyordu. Birilerinin gelmesini bekledi. Bulunduğu odanın sessizliği ona işkenceydi, ne bir ses çıkartabiliyordu ne de kalkıp bir şeyler yapabiliyordu.
Ne kadar süre geçtiğini bilmiyordu. Bulunduğu odaya o adamlardan biri geldi. Hiçbir şey söylemeden Jay'in iplerini çözdü. Jay hızlıca yerden kalktı ve koşarak kulübeden çıktı. O heriflerin daha sonra icabına bakacaktı, önce Jungwon'u sağ salim bulup buradan gitmeleri gerekiyordu.
Ormanda sendeleyerek koştu; çalılara, taşlara, odunlara takıldı ama bu onu durdurmadı.
Nereye gittiğini bilmeden koştu, sadece Jungwon'u bulmaya çalışıyordu.
Bir yerde bazı nesneler gördüğünde yavaşladı. Oraya yöneldiğinde gördüğü şeyin o adamların üstlerindeki takımın ceketi olduğunu anladı.
Daha da yaklaştığında yerde bir beden gördü. Çok korktu Jay, Jungwon olmasından çok korktu. İnanmak istemiyordu Jungwon olduğuna.
Yerdeki bedenin bilekleri, ayakları bağlanmıştı. Kafasına bez bir torba geçirilmiş, torbanın bedenin boğazına denk gelen ağzı da aynı iplerle bağlanmıştı.
"Jungwon..."
Jay şokun etkisiyle olduğu yerde sendelemişti, daha sonra fazla vakit kaybetmeden yerdeki bedene koştu.
"Geldim sevgilim,geldim. Gitmedin değil mi?"
Jay ilk önce bedenin boğazına bağlı olan ipi çözdü. Dehşet içinde bez torbayı çıkardığında sevgilisinin yüzünü görmek en son isteyeceği şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
revenge | jaywon
Fanfiction"Kimi benden çok seversen onu senden alırım, onsuz yaşayamam deme seni onsuz da yaşatırım." Sevgiliniz bir cinayete kurban giderse, suçluyu bulmak için çabalar mısınız? Angst