asker

563 79 58
                                    

"Minji, sakin ol lütfen." dedi Jimin panikten eli ayağı birbirine girmiş ablasına ithafen. Ablası derin bir nefes alarak ona baktı.

"Nasıl sakin olayım? Nişanım BU AKŞAM. Ve bu organizasyon bana pastanın hazır olmadığını söylüyor. Nasıl bir amatörlük bu ya? Ben boşuna mı o kadar para ödedim?" diye sızlandı Minji gözyaşları içinde. Jimin iç çekti.

"Güzeller güzelim bak haklısın ama olan oldu. Şu an olanı düşünmek yerine sonuca varacak bir şeyler düşünmeliyiz." Jimin koltukta oturan ablasının önüne çöktü ve ellerini avuçları arasına aldı.
"Pastayı ben halledeceğim, sen sadece hazırlanmana bak. En güzel pastayı alıp geleceğim."

Minji ağlamayı durdurmuştu fakat kardeşinin söylediği şeyle dudakları tekrar büzülmeye başlamış ve çenesi titremişti.

"Hey, şşş ağlama yine." Minji kafasını sallayarak onayladı.

"Teşekkür ederim Jimin'im. Sen olmasan ne yapardım." dedi ve kardeşine sarıldı. Jimin de sarılışına karşılık verip saçlarından öptü Minji'nin.

Jimin, arabanın anahtarını alıp evden çıktığında sanki bütün evren ona karşı geliyormuşcasına bir tane bile pastane görememişti.

"Bu bir şaka olmalı." diye mırıldandı kendi kendine sinirle direksiyonu çevirirken. Birkaç sokak sonra küçük bir pastane bulduğunda neredeyse ağlayacaktı.
Pastanenin önüne gelip dörtlüleri yaktı ve arabadan indi.

İçeri girmesiyle kapıda çalan zil ile yaşlı bir kadın kafasını okuduğu kitaptan kaldırıp Jimin'e çevirdi.

"Hoş geldin oğlum. Nasıl yardımcı olabilirim?" dediğinde Jimin gülümseyerek selam verdi kadına ve yaşadıkları problemi anlattı.

Kadın üzüntüyle Jimin'e baktı.

"Çok üzüldüm..." dedi ve devam etti kadın. "Ama elimde bir sürü pasta var beğeneceğini düşündüğüm. Hem de hepsini bu sabah yaptım."

Dolabın önüne geldiklerinde Jimin hayatında hiç bu kadar güzel pastalar görmediğine yemin edebilirdi. Lezzetli oldukları birkaç kilometre öteden bile belli oluyordu. 

"Benim çocuklarım bu pastayı çok sever ve en çok sattığım pasta bu." diyerek bir pastayı gösterdiğinde Jimin'in en çok dikkatini çeken pasta da o olmuştu. Hem yeterince büyüktü hem de nişanın konseptine oldukça uyuyordu.

Yaklaşık birkaç dakikalik konuşma ve karar aşamasından sonra o pastayı almakta ikna olmuştu Jimin. Parasını ödemiş ve yaşlı kadının iyi dileklerine teşekkür ederek çıkmıştı.

Şimdi ise akşamki nişana hazırlanmak için eve doğru yol almıştı.

&&


"Çok yakışıklı erkekler var." dedi Taehyung bir elinde şampanyası, diğer elinde arkadaşı Mingi'yi tutup Jimin'in yanına vardığında.
Jimin, Mingi'nin geldiğini görünce hızlıca üstünü düzeltip görünüşüne çeki düzen vermişti.
Çünkü bilirsiniz, hoşlanma meseleleri...

Taehyung, Jimin'in bu hareketini fark edip ona sırıttığında Jimin ona kaşlarını çattı.

"Hoş geldiniz." diye karşılık verdi Jimin iki arkadaşına da sarılırken. Nişan için evlerinin arka bahçesinde fazla kalabalık olmadan küçük bir kutlama yapacaktı ablası ve nişanlısı.

"Jimin!" dedi Mingi ve devam etti. "Çok güzel olmuşsun!"

Jimin yanaklarına yerleşen pembeliklerle birlikte gülümseyerek teşekkür etmişti.

"İlk dans falan olursa benimsin, ona göre?" diyerek göz kırpmış ve kendine bir içecek almak için uzaklaşmıştı Mingi.

Jimin iç çekerek arkasından baktığında Taehyung onun kolunu sıktı.

redamancy, jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin