1.Sevgi Nedir?

50 12 1
                                    

   (..)
Ailenin, çocuğun ortadan kayboluşu üzerine suçluluk hissetmemesi, çocuğu yeterince evlat olarak benimseyemediklerini gösterir. Bu da aile üyelerinin gözünde çocuğun bir eşyadan farklı olmadığı anlamına gelir. Öyle ki bu büyük kayıptan sonra aile, yaşamına kaldığı yerden devam eder. Filmde anlatılan bütün bu hikâye, toplumun bir kırılma içinde olduğunun en belirgin örneğidir. Çünkü insanlar, kendi hazları uğruna her şeyi feda edip, kayıtsız kalmayı tercih ediyorlar.

Burada asıl irdelememiz gereken mesele, annenin kendi çocuğuna olan yabancılığıdır. Acaba bu sevgisizlik, annesinden miras alındığı için mi böyledir, yoksa annenin kendi doğasıyla alakalı bir durum mudur? Çünkü bu tarz yaşantılarda nadiren de olsa geleneksel aktarımın tersine, alamadığı sevgiyi kendi çocuğuna daha fazla verme gayreti içine giren insanların da olduğunu biliyoruz. Sevgi ihtiyacı karşılanmadığı zaman, bu ihtiyacı anımsatan anne ve annelik gibi tüm zıtlıklar, bu ihtiyacı nefretle karşılamaya çalışır. Öyle ki içindeki boşluğu nefretle dolduran anne, aslında bir bakıma yaşama gayreti içine girdiği için bu zehrin içine hapsolmuştur. Bu hapsoluş, annenin bilinçli yapmış olduğu bir şeyden daha ziyade, ona dayatılan yaşamdan, içgüdüsel olarak korunma amacıyla ortaya çıkmış bir haldir. Çünkü kendi annesinin şiddeti karşısında, nefrete, nefretle cevap vermeyi benimsemiş ve bunu olduğu gibi kendi ailesine de kullanmak zorunda kalan bir insan vardır karşımızda.

On iki yıl boyunca çocuğunu bir kere bile sev(e)memiş olması, hatta çocuk doğduktan sonra göğüslerinde sütün bile gelmemesi, dişilikle doğup, zamanla bu dişiliğin sevgisizlik yüzünden hadım edildiğinin bir işareti olabilir mi? Elbette annenin kendi mutluluğunun ve bencilliğinin bir etkisi olmadığı yadsınamaz fakat gerçekten de bir dişi ailesinden alamadığı sevgi yüzünden annelik yetisini kaybeder mi?
                        _ Andrey Zvyagintsev_
                       ~Loveless~

     ....
Sevgi kulağa hoş bir kelime gibi gelir size dimi? Fakat ben bu kelimeye hiç ısınamadım, ısındırmadılar.Annem Sevgi yerine ;Zorunluluk, İğrençlik, gibi kelimelere ısindirmaya çalıştırdılar ve becerdilerde. Sağolsunlar.

"Anne! Okulda yaptığımız deneme sınavı sonuçları açıklanmış" dedim ve kendi sonucu mu aramaya başladım.  23. Sıradaydım  bu diğer sonuçlarımdan daha iyiydi .Heyecanla Anneme sonucu söylemeye mutfağa gittim.

"Sonuç?" Dedi olabileceği kadar soğuk bir ifadeyle .O bile benim moralimi bozmaya yetiyordu."Okulda 23 Sınıfta 4. Olmuşum.İyi değil mi?"dedim ve gülmeye çalışarak yüzüne baktım

"Bu mu cidden Sissy? Çok kötü bu not.Nasil böyle bir sonuç alırsın?!" Cidden buna mı az demişti az önce Çıldırmak üzereydim ne yaparsam yapayım hiç bir zaman Annemin gözünde yükselemeyecektim galiba."Kötü mü? Diğer sonuçlarıma göre daha iyi Anne nasıl Kötü dersin." Ona karşılık verdiğim için kızmış olmalıydı, Ama kusura bakmasın onun yüzünden böyle oldum zaten.Kendi eserinden gurur duymalı."Sen daha  iyilerini yapacaksın Sissy , Herşey de iyi olacaksın ,Olmak zorundasın .Sana git ders çalış demiyorum diye havalara girme. Şimdi çekil önümden işlerim var"  Dedi ve mutfaktan çıktı.

O Annem. Benim sınıfı mı daha bilmeyen Annem,Benim havalara girmem gerektiğini mi söylüyordu? Komik di Hemde çok.

Odama çıktıktan sonra yatağıma yatıp boş bir şekilde tavana baktım Saat 10'a geliyordu.

Çantami hazırladıktan sonra,pijamaları mi giyip yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.Sabah Saat 06:30' alarmın sesiyle yataktan kalktım.Biraz yatakta oturtuktan sonra okul kıyafeti mi ve üzerine sweatshirt giydim ve lavaboya gittim.

Her zamanki gibi saçımı altan topuz yapıp dudağıma lip gloss sürdüm ve evden çıktım.

YAŞANMAYAN SEVGİ  [ ASKIDA]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin