Blood Rose/Taekook

Uyku Numarasından Sonra

Hikayeyi nasıl buluyorsunuz?
'Bu ne amk böyle şey mi olur yazar ne halta dayanarak yazmış bunu?' dediğiniz kısımlar var mı?

Varsa söyleyebilirsiniz açıklayabildiğim kadar açıklamaya çalışırım.

Yorum ve oy alınca çok mutlu oluyormuşum öyle bir şey geldi kulağıma🧎🏻‍♀️

İyi okumalar👀

Taehyung 4 saattir uyuyamamasının siniriyle örtüyü üstünden sertçe çekip attığında bacaklarını aşağıya sarkıttı ve terliklerini ayağına geçirdi. Neden sinirli olduğu hakkında hiç bir fikri yoktu ama sinirliydi işte. Hiç çekinmeden terliklerini sürüyerek ses çıkartarak odadan çıktığında sert adımlarla merdivenlerden inmeye başlamıştı. Terliklerin zemine çarpmasıyla çıkan sesler yüzünden Jungkook gözlerini açmadan uyuya kaldığı pufun üstünde kaşlarını çattığında sabah sabah bu sesin niçin geldiğini merak etmeye başlamıştı.

Taehyung inmeyi bitirdiği merdivenlerden sonra hızla köşeyi dönüp banyoya doğru ilerlerken Jungkook onun çatılı kaşlarını gördüğü gibi kısık olan gözlerini ovalayarak yerinden kalktı ve sinirli gözüken bedenin peşinden uykulu hali yüzünden bir yere çarpmamaya dikkat ederek ilerledi.

Taehyung sabahın bu saatinde kalkmıştı ve oldukça sinirli gözüküyordu. Ne olmuş olabilirdi ki?

Bu merak onu banyonun önüne kadar götürdüğünde dişlerini fırçalamak için diş macununu sıkmaya çalışan bedenin hareketlerini kaldırdığı kaşlarıyla izlemeye başladı.

Taehyung az olduğu için bir türlü sıkamadığı diş macunu tüpünü sinirle bir tarafa fırlatmak üzereyken Jungkook hızla kapı pervazından ayrılmış ve "Hey hey! Sakin ol. Ver bana." dediğinde genç bedenin ona dönmesine sebep olmuştu.

"Kendim yaparım."

"Taeh- ne yapıyorsun?"

Taehyung şekilden şekle girmiş bir şekilde tüpten çıkartmaya çalıştığı diş macunuyla cebelleşirken, Jungkook ona şaşkınlıkla bakmaya başlamıştı.

"Cidden... Ver şunu Taehyung."

"Kendim yaparım dedim!"

Jungkook kendisine bağrılmasıyla tüpü almak için uzattığı elini hızla geri çekerken kaşlarını çatmıştı.

"Noluyo, ne bağrıyorsun!?"

Taehyung ona cevap vermezken bir türlü istediğini elde edemediği için sinirle elindekini banyonun bir tarafına fırlattığında Jungkook dişlenmiş tüpün havada süzülüşünü gözleriyle takip etti.

Pekâlâ.

Taehyung'da bir şeyler olduğu kesindi.

Bakışlarını yerde can çekişen şeyden çekip sinirle nefes alıp veren bedene çevirdiğinde gözlerini kıstı.

"Neyin var senin?"

"Bir şeyim yok!"

Taehyung dolabını açıp içinde olan yeni diş macunu tüpünü alıp açtığında hızla fırçasına yeteri kadar sıktı ve dişlerini fırçalamaya başladı. Jungkook'un gözleri onun kaynananın gelini hamamda nefretle çitilemesi gibi dişlerine eziyet eden adamın tuttuğu diş fırçası ve gözleri arasında mekik dokurken sabah sabah bu siniri ve aksiliği anlamaya çalışıyordu. Ne olmuştu da bu kadar sinirlenmişti? Bunun cevabını Taehyung'da bilmiyordu. 4 saattir hiç uyuyamaması yüzünden mi yoksa Jungkook'un hareketlerini bir türlü çözememediğinden mi sinirliydi pek çözememişti. İkinci ihtimal daha baskın olurken Jungkook'a gerçekten kızgındı. Dün akşam yaptıkları Taehyung'un kalbini fazlasıyla hızlandırmış, duracak noktaya getirmişti. Şimdi Jungkook'un ona hiç bir şey yapmamış ve yokmuş gibi öylece suratına bakması onun sinirini daha da katlıyordu.