1.

8 1 8
                                    

"APTAL! 10 PUAN KAYBEDİCEK KADAR APTALSAN HİÇ OKUMA DAHA İYİ!" annemin beni bağırarak azarlamalarına karşılık sadece halı desenini izleyip gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

Kilit sesi geldiği zaman annem ovuç içini alnına dayamış ve yavaşça ovalamıştı. Büyük bi' ihtimal babam gelmişti. Evet, babam gelmişti.

"Yok, yok ben dayanamıyorum. Bu kadar aptal bir kızı nasıl doğurdum ben? Hem çirkin, hem aptal, hem beceriksiz. Hiç bir işe yaramıyorsun! " annem hala beni azarlıyordu ama ben hala gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

Babam annemin sesini duymuş ve salona gelmiş bizi anlamamış gözlerle bakıyordu. En sonunda annem koltuğa oturmuş ve yüzünü avucunun içine almış, sonra da parmaklarını birer tarak misali gibi kullanarak kafasını aşağıya eğmişti.

Babam "n'oluyor burda? " diyerek salonun ortasına doğru ilerlemişti.

Salon geniş olduğu için ortada büyük bir boşluk vardı bu yüzden orda bir masa duruyordu fakat babam kardeşim daha rahat oyun oynaya bilsin diye masayı sabahları kenara çekip giderdi.

Babam bir anneme bir bana bakıp bir şeyler anlamaya çalışır gibi yüzlerimizi inceliyordu, fakat gözlerinden alevler çıkıyordu. Annem söylemiş olmalıydı, büyük bir ihtimalle olayı birde benden dinleyip iyice sinirlenicekti ve attığı dayağın bir anlamı olucaktı. Bu her zaman böyledir. Babam ilk annemden öğrenir ardından olayı benden de dinler ve iyice sinir küpüne dönerdi, ve attığı dayağın bir anlamı olurdu. Yoksa beyefendi beni dövdüğü için kendini suçlu gibi hissediyormuş. Benden bir inandım buna anlatamam!

"N'OLUYOR DEDİM!?" Babamın birden bağırmasıyla irkilmiş ve yerimden sıçramıştım. Kardeşim şuan bir arkadaşında olduğu için rahatlıkla bağırıyorlardı. Şuan bir yarım keşke kardeşim evde olsaydı derken,diğer yanım iyi ki de şuan evde değil diyor.

"Baba şey.. " dediğim sırada babam hemen bağırmaya başlamıştı "NEY!?" korktuğum için tekrar yerimden sıçramıştım. Artık her şeyden korkar olmuştum, yolda yürürken kedi miyavlamasına bile korkuyordum. Sonra da kediyi görünce yanına gidip onu seviyordum. Eğer ani bir hareket yaparsa yine korkuyordum.

"Matematik sınavım biraz düşük gelmiş de," dedim korku içinde sesim titreyerek. Babam ise yüzüme kuşkuyla bakıp "Ne kadar düşük?" demişti. Söylediğim zaman babamın bana yapacaklarını düşünüyordum ve içimde git gide büyüyen bir korku hissediyordum.

Annem bana kızarken moralim hiç bozulmaz hatta kahkaha basardı. İsteyerek olmuyordu, bir kelimeyi de yanlış söylemiyordu ve konu çok ciddi olsun bu her zaman böyle oluyordu. Sinirimi bozan bu durum babam da çok nadiren olurdu. Babam bana kızmakla kalmaz bana şiddet uygulardı ve bunların hiç biri olmamış gibi kardeşimin altın sarısı saçlarını okşardı. O kirli, pis, kanlı elleriyle kardeşimin güzel altın sarısı saçlarını kirletir di.

Babam kuşkuyla bakan gözlerini bana dikmiş yavaş yavaş yanıma geliyordu. Tam karşımda durup "SANA Bİ SORU SORDUM AFRA YARE DEMİRKANLI!" diye bağırmıştı. Bende titrek nefeslerle "90.. " demiştim kekeleyerek. Zaten sinirliydi ben bunu deyince daha da sinirlendi. Bi'an Hulk'a dönüşecek diye korktum.

Dışarda yağmur yağıyordu ve bu daha da korkmama sebep oluyordu. Babamın sınırlı bakışları, annemin bana olan nefretini kusması ve yağmur sesi. Hayat karartan 3lü.

Babam birden kolumdan sıkıca tutup beni oturduğum koltuktan kaldırdı ve odaya doğru sürüklemeye başladı. Kolumu öyle bir sıkıyordu ki morardığına eminim şuan. Babam beni sürükleye sürükleye kendi odama getirmiş beni odanın ortasına fırlatmıştı. Sakat olan kolumun üzerine düşmüştüm. Basketbol oynarken incitmiş, dans kursunda da iyice sakatlamıştım kolumu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 19, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Genç Atsızlar | Yarı Text. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin