1: ömrümden on yıl gitti

20 2 0
                                    

Sabahın erken saatlerinde sokağın ortasında durmadan çalan düdük sesiyle Jungkook koşar adım apartman merdivenlerinden iniyordu.

"Ya kim bu arabayı buraya koydu kardeşim işimiz gücümüz var çekin şu arabayı ya!"

"Ya beyefendi çok özür dilerim ben bugün taşınıyorum da kusura bakmayın çekiyorum arabayı"

Jungkook tam arabasına binmek üzere ilerlerken agresif adamın tekrar bağırmasıyla bakışlarını sinirle ona çevirmişti. Ne vardı canım iki dakika beklese?

"Ne diyorsun kardeşim? Vermeyeceksin şöyle tiplere ehliyeti işte!"

"Beyefendi çekiyorum arabayı diyorum ne bağırıyorsunuz ya hem biz de birey değil miyiz? biz de birer insan değil miyiz senin gibi? aa n'olacak canım iki dakika beklesen ölür müsün?"

"Bin çek git arabana kardeşim ya!"

"Çekmiyorum hm? Çekmiyorum ne yapacaksınız?"

Adam tekrar bağırmaya başlayacakken apartman camlarından birinin açılmasıyla tartışmaları bölünmüştü. Jungkook adamın baktığı yere bakıp kaşlarını çattığında komşusu olduğunu öğrendiği bu adamı incelemeye başladı.

"Bu ne gürültü ya? Uyuyoruz burda"

Öfkeden kuduran, uykulu ve yorgun duran adama mahçup bir şekilde gülümsedi ve özür diledi.

"Iı kusura bakmayın beyefendi burda küçük bir anlaşmazlık oldu, ben onu halledeceğim. Siz yatağınızı soğutmadan geri dönebilirsiniz."

Komşusu sinirden gülümseyerek dalga geçer gibi bir ses tonuyla

"Sağ ol"

Dediğinde, Jungkook kendinden emin olmaya çalışır bir halde onayladı ve adama geri döndü.

"Ulan sen komşuya dua et o olmasa ben bu arabayı burdan çekmezdim"

Adam kendi kendine konuşarak arabasına geri bindiğinde Jungkook, kendi küçük arabasına binmiş ve dikkatlice arabayı yoldan çekmeye koyulmuştu.

"Ne o işe geç kalıyormuş. Sanki dünyayı sen kurtarıyorsun! Ben bu arabayı çekmezdim de neyse. Al çekiyoruz işte geç. Aa! "

Geri geri giderken arabasının bir şeye çarptığını fark etmesiyle aniden durdu ve içinden kendine sövmeye başladı.

"Ulan hep senin yüzünden oldu bunlar!"

Arabadan hızla inip çarptığı yere ve arabaya baktı. Kendi arabası sarı renk, çıkartmalarla dolu arka kısmında kücük demirlerden merdiven olan bir tosbağayken, çarptığı araba oldukça büyük bir jipti. Camdaki adamın çoktan gittiğini fark etmeyerek telaşla arabasının içindeki tencere tava dolu kutuyu kucaklayıp apartmana doğru yürüdü.

Ustalar eşyalarını kavisli merdivende yukarı taşırken onları kenarlara dikkat etmeleri konusunda uyarıp duruyordu. Bakışları onlardayken ayağı son basamağa takıldı ve bir anda elindeki kutuyla birlikte yere kapaklandı. Bütün metal kaplar, tenceler kapının önüne dökülüvermişti.

"Ay aman ya"

Kutuya tekrar toplamaya çalışırken kapının aniden açılmasıyla başını kaldırıp sabah gördüğü adamla göz göze geldi.

"Bu saati mi buldun taşınacak?"

Ne diyeceğini bilemeyerek hemen ayağa kalktı. Sabah sabah başına gelmeyen kalmamıştı gerçekten.

"Ya şey beyefendi ben gerçekten özür dilerim gerçi ben arkadaşları uyardım biraz sessiz olun diye ama onlar da ne yapsınlar ekmek parası ee kusura bakmayın hani bakın her şey gerçekten o kadar ani gelişti ki ben gerçekten çok özür dilerim ben daha bu sabah Busan'dan geldim daha şimdi benim eşyaları hemen eve bırakıp hemen işe gitmem gerekiyor bi de, bi de siz de gördünüz ben aşağıda bir tane magandayla kavga ettim onunla kavga edince benim bütün sinirlerim bozuldu aslında ben bu kadar sakar biri değilim ama işte adamla böyle kavga edince sonra parkederken geri geri gelip arkadaki arabaya çarptım off yani gerçekten çok kötü bir güne başladım komşum"

Stop It || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin