1.BÖLÜM

7.7K 200 174
                                    

Hayatımın her anına tanıklık eden, ağladığımda,güldüğümde,çaresiz hissettiğimde ,mutlu olduğumda yaşadığım her duyguda koştuğum tek şey vardı, futbol...

Her anıma tanıklık eden şeyi her anım yaptım. Futbol benim hayatımın merkezindeydi hatta futbol benim hayatımdı.

Karşımda bana doğru gelen rakip oyuncuyu görünce yüzümde bir tebbessüm oluştu. Beni atlatıp gol atıcaktı ama çok yanlış kişiyi hedef seçmişti.

Hızla ona doğru koşmaya başladım. Yerde kayarak topu aldım ve hemen toparlandım. Bizim yarı sahadaydım ve hücüma geçmem gerekiyordu. Rakip takım daha yeni hücüma geçtikleri için savunmaları zayıftı. Hızlı olup bu durumu değerlendirmeliydim.

Bana boşuna Fırtına demiyorlardı. Hızlıydım, beni yakalayabilen olmazdı. Hücüma geçmiştim savunmalarını zor aşmıştım ve şuan tam önümde kale vardı. Şutumu çekmiştim ve top direğe ufak sürterek filelerde yerine almıştı.

Takım arkadaşlarım bana doğru koşarken kulaklarıma dolan maçın bittiğini belirten düdüğü duymamla sesli bir nefes bırakmıştım, eğlenceli dakikalardı.

Final maçıydı ve 4-0 yenmiştik. 2 gol 1 asist ile sonlandırmıştım maçı.

Fenerbahçe altyapısındaydım ve bu maç altyapılar arasında düzenlenen turnuvanın final maçıydı. Benim içinde bir çeşit sınavdı. Bu maçtan sonra belirlenecekti A takımına geçip geçmemem.

Tabi gelip bana ' Eğer maçta iyi oyanarsan seni A takımına alıcağız'dememişlerdi. Bizim antrenör ve A takımının antrenörü aralarında konuşurken duymuştum. Bu sebepten de elimden gelenin en iyisini yapmıştım. Sonuçtan da gayet memnundum.

Soyunma odasına geçip üzerimizi değiştirmiştik sonra ise röportaj için kameraların karşısına geçmiştim.

Bildiğinizi üzere konuşmayı pek sevemem diyecektim ki kendimi tanıtmadığımı hatırladım.

Ben Erva, takma adımla Fırtına. Bana genelde Fırtına derler, ismimi kullanmazlar çünkü öyle tanındım. Aslında pek tanındığım söylenemez, kendimi geri planda tutuyordum hep. Sessiz sakin hayat en iyisiydi benim için, işte bu yüzden ropörtaj yapmaktan çekiniyordum.

Bana sorulacak her bir soru özel hayatımla ve görüşlerimle ilgili olacaktı ve ben kimse benim hakkımda bir şey öğrensin istemiyordum.

A takımı antrenörü Özkan Beceren'in yanımda durduğunu görünce şaşırmıştım. Ne ara gelmişti bu adam?

Tam ağzımı açıp neden burada olduğunu soracakken muhabirlerden bir tanesinin yayına giriyoruz demesi ile geri susmak zorunda kalmıştım.

"Evet, Merhaba sayın Fenerbahçe taraftarları. Şuan yanımızda Fenerbahçe altyapısından Erva Demir var bir diğer adı ile Fırtına. Fırtına, bugünki maçta atılan 4 golun 2 tanesine ve bir diğerinin asistine sahipsin. Bu konuda ne düşünüyorsun?"

Önümdeki mikrofonlara bakmıştım ilk olarak.

Valla abla ben hiç bir şey düşünmüyorum. Bu soruyu Özkan amcaya sormak lazım o düşünecekti.

"Çok mutluyum bu şampiyonlukta bir katkım olduğu için. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Gurulu ve huzurluyum, Allah'ıma şükürler olsun."

Kendimi rezil etmeden konuşabilmiştim çok şükür. Muhabir kadın yanımdakı Özkan amcaya bakmıştı.

Sende taktın amcaya , hem nerden amcan oluyor o senin.

Ne diyeyim? Özkan mı diyeyim yoksa Özkan dede mi?

İç sesimle kavga ettikten sonra o anları unutup bana gelen diğer soruya odaklanmak istemiştim. Sadece istemiştim çünkü kendisi çok heycanlı bir sahneye giren reklam gibi girmişti araya.

Beni umutamazsın Fırtına, birde ne reklamından bahsediyosun? sen iyiyce delirdin.

İç sesimi gerçek anlamda umursamayarak gelen soruya odaklandım ama soru bana değil Özkan amcaya gelmişti.

"Bir sorum daha var, Özkan Bey siz neden Fırtına'nın yanındasınız? Altyapı teknik direktörü nerede? Yoksa Fırtına A takıma mı geçti?"

Cümlenin başında bir soru mu dedi o? Ben bu kadının matematiğinden şüpheliyim.

"Öncelikle Fırtınayı tebrik etmek istiyorum bu maçta çok iyi oynadı ve maçın oyuncusu seçildi."

Tepki vermem gerekiyor, ne tepki vereceğim? Teşekkür mü etsem? Yok, samimi olsun biraz.

Ben ne diyeceğimi bilemezken ağzımdan çıkan bir kelime ile burdan koşarak önümüzde ki camdan atlamak istemiştim.

"Eyvallah.."

Rezil olduk yine, yine ve yeniden. Hepsi senin suçun.

Yarama tuz basmaz mısın sevgili iç sesim. Sen ben mi var? Biz bir bütünüz, bugünlerde birlik olmalıyız.

Dışımdan saçmaladığım yetmiyormuş gibi içimden de saçmalamaya başlamıştım. Alkış istiyorum.

Söylediğim kelimeyle Özkan amca bana döndü ve şuan fark ediyordum.
Buradaki herkes gülmemek için zor duruyordu. Komik miydi? Hayır.

Rezilliğine gülüyorlardır.

Sen kes sesini.

Özkan amca konuşmasına devam etti." Bu maç Fırtına için çok önemliydi. Onun bu maçta ki performansına göre değerlendirecek ve A takımına geçip geçmeyeceğine karar verecektik. Sizinde gördüğünüz üzere çok iyi bir performans sergiledi ve A takımına girmeye hak kazandı."

Herkesten alkış koptu ve ben daha üzerimde ki şoku atlatamamıştım.

Nasıl olduğunu anlamdan bir sürü tebrik aldıktan sonra Fenerbahçe otobüsü ile evime bırakılmıştım ve şuan yatağımda uzanmış bu anların gerçekliliğini sorguluyordum.

Ben... Fenerbahçe... A takımı...oynamak.

O sırada aklıma gelen şeyle bir anda ayağa kalkmıştım. Bugün günlerden neydi?

Telefonumun ekranında yazan 'perşembe' yazısını görünce rahat bir nefes vermiştim. O karmaşanın arasında Özkan amca ' Cumartesi günü akşam 20.00 da Fırtına'nın imza töreni var. Hepinizi bekliyoruz.' demişti.

Keşke basından önce ben öğrenseydim de ışık görmüş tavşan gibi etrafa boş boş bakmasaydım.
Olsun be, senin canın sağ olsun Fener'im.

Telefonuma gelen mesajla telefonu yeniden elime aldım.

~0534*******

Fırtına merhaba, ben Özkan Beceren.
Yarın sen ve diğer branşlardan bir kaç kişi için yapılacak imza töreni nedeniyle  kıyafet , ayakkabı vb. şeyler için alışverişe gideceksiniz. Seni evinden 15.30 civarı alırlar. İyi dinlen.

Anında cevap yazıp göndermiştim. Bu kadar hızlı bir şekilde aralarına katılacağımı düşünmemiştim. Alışmam gerekirdi galiba böyle yoğun zamanlara çünkü artık bu kadar rahat olamayacaktım. Antremanlarım daha sıkı ve daha çok disiplinli olacaktı.

Benim en büyük hayallerimden biriside sırtımda 10 numarayı taşımaktı. Altyapıda numaram 7'ydi ve A takımda da 10 numara Fatma Kara Şahinbaş'a aitti.

Yapacak bir şey yoktu, gidip kadına 'Bana numaranı versene' diyemiyeceğime göre kaderime boyun eğmeliydim ya da sadece yatmalı ve yeni bir güne uyanmayı beklemeliydim.

Yazım yanlışları varsa üzgünüm..

Oy ve eleştirleri bekliyorum.

FIRTINA *Fenerbahçe* {Tamamlandı}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin