KADER -HYUNLİX-

30. Bölüm

~YAZARDAN~

"Hav"

Hyunjin, köpeğini duyduktan sonra gerçeklikte patladı. Aşağı baktığında Kkami'nin pantolonunu kaşıyıp yemek istediğini gördü. "Özür dilerim Kkami." Tezgahtan köpek mamalarını alıp Kkami'ye yedirmeden önce eline yeteri kadar döktüğüne emin oldu.

İçini çekti, "Bugünlerde düşüncelerime fazla kapıldım."

Birden telefonundan bildirim sesi geldi. Sadece çocukluk ilkokul sınıf arkadaşı Jennie'den bir mesaj görmek için kontrol etti.

"Doğru, bugün sınıf toplantımız olduğunu neredeyse unutuyordum."

Odasına çıkıp üzerini değiştirdi. Yan masadan bir tarak aldı ve saçını düzeltti. Son olarak yatağın üzerinden telefonunu aldı ve cebine koydu.

"Kkami, ben devam ediyorum. İyi bir köpek ol ve buzdolabımı alt üst etme, tamam mı?" Evinden çıkmadan önce onu okşamak için çömelip köpeğine söyledi.

Mekanın dairesine yeterince yakın olduğunu düşündüğü için araba kullanmak yerine yürüyüşe çıkmaya karar verdi. Yaya yolunda beklerken Jennie ile karşılaşır.

"Oh? Hyunjin! Seninle burada karşılaşmak ne güzel!"

"Jennie? Buralarda mı yaşıyorsun?" diye sordu.

Başını salladı, "Evet! Peki ya sen? Zengin bir aileden birini yaya yolunda yürürken görmek tuhaf."

Hyunjin gözlerini devirdi, "Ben her zaman arabamı kullanmıyorum, biliyorsun. Ayrıca bazen sıkıntılı oluyor."

"Değişmişsin" diye mırıldandı.

"Ne demek istiyorsun?"

"Eh, ilkokul günlerimizde asosyal ve züppe olduğunu hatırlıyorum. Ama geçen gün seninle buluştuğumda bambaşka bir insan gibiydin."

"Öyle mi düşünüyorsun?"

Başını salladı, "Evet, iyi bir şekilde değiştin. Ee? Seni ne değiştirdi? Biri hayatına girdi ve seni değiştirdi falan?"

Felix'in yüzü aklına geldiğinde Hyunjin kıkırdadı, "Sanırım öyle söyleyebilirsin."

Gözleri parladı, "Ne?! Gerçekten mi? Kim? Beni düğününe davet etmelisin."

"Şey, şey..."

"Ah, şimdi şeridi geçmemiz gerekiyor." Hyunjin'nin elini tutup onu da beraberinde çekerken konuştu. Şeridi geçer geçmez tekrar ona döndü.

"Ne diyordun?"

"Boş ver."

* * * * *

"Jeongin-ah, bana o cheesecake'i gerçekten ısmarlayamaz mısın? Söz veriyorum sana daha sonra ödeyeceğim!"

Jeongin kahvesinden bir yudum alırken içini çekti, "Hyung, sana zaten söyledim. Cüzdanımı ofisimde unutmuşum. Başka zaman alırsın."

"Ama bunun için can atıyorum~"

"Öyleyse Lilian'ı ara sana parayı getirmesi için."

Felix, sekreterinin adını duyunca ürperdi. "H-Hayır, muhtemelen bana yine o ölümcül bakışlarını atacak."

"Gördün mü? Başka seçeneğimiz yok."

Felix, yenilgiyle içini çekti ve başını cam pencereye yasladı. Aniden yaya yolunda tanıdık birini gördü, Hyunjin'di Onu son gördüğünde yanında olduğu kızla birlikteydi. Keyifli bir sohbet ediyor gibi görünüyorlar ve bu görüntü tek başına Felix'in kalbini sızlatmaya yetti.