Sonra Steve düşünmeye başlar. Aklına annesi gelir çünkü annesi farklı bir dil konuşuyordu. Ne yazık ki annesi de ölmüştü Steve'in.Steve aceleyle John'u uyandırır. Steve:
JOHN KALK! HADİ JOHN BİLGEYE GİTMEMİZ LAZIM!
John:
CİDDİ MİSİN STEVE ? BU SAATTE BİLGE DEĞİL HEROBRİNE BİLE UYUYODUR,der.
Steve:
John şimdi şakanın hiç sırası değil. Bir ipucu buldum. Hadi kalk hemen bilgeye gidiyoruz. Uyuyosa bile bu konu için onu uyandırırız,der.
John kalkar. Bilgeye gitmek için hazırlanırlar.Koşarak bilgeye giderler. Bu sefer kahkaha sesi duyulmaz. Neyse Steve ve John bilgenin evinin önüne varırlar. Kapı sertçe vururlar. Bilge kalkmaz. Bu sefer bağırırlar,zile basarlar ve kapıya vururlar.Sonunda bilge kapıyı açar. Bilge:
Hayırdır çocuklar? Ne işiniz var bu saatte? Neyse olan biteni içerde anlatırsınız,hadi geçin içeri,der.
Steve herşeyi anlatır. Bilge:
O dili sadece anne ve baban biliyordu. Ben ise çok az biliyorum ama belki okurum verin bakalım kılıcı,der.
Steve :
Olamaz kılıç evde kaldı! Bilge biz kılıcı alıp geliyoruz,der.
Ama bilge birşey diyemeden kapıdan çıkarlar. Steve ve John eve geldiklerinde kılıç yerine bir not farkederler. Steve notu alır ve okur:
EĞER KILICINI ÇOK İSTİYORSAN BENİM MAĞARAMA GELMEN LAZIM! SENDEN ÖCÜMÜ ALACAĞIMI SÖYLEMİŞTİM! HAHAHAHAHAHA!!!
Eteve ve John şaşkınlığa uğrarlar