Kenma Kozume
Kahve makinesinin ayarlarıyla oynadıktan sonra oturmuş, sadece garip seslerin değil de biraz kahve çıkmasını umuyordum ama bu bekleyişin boşuna olduğunu anlamam uzun sürmedi.Üniversitenin ilk günüydü. Onunla aramızda artık 2 oda değil, kilometlereler vardı.Hoşlandığım kişiden ayrı kalmamıştım gibi bir de sabahın köründe uyanmak zorunda bırakılmıştım. Halbuki dün kendime 8.30 dersine geç kalacağıma dair söz vermiştim ama oda arkadaşım olan kişi bunu kabul edemiyordu bir türlü. Beni de arkadaş benimsemiş benim derslerimi düşünüyordu şimdiden.
Güvenlikten gizli yurda kahve makinesi sokan da oydu. İnek bir tip olduğu belliydi. Ve garip bir şekilde bu çocuğun Kuroo ile bir bağlantısı vardı o yüzden takaat göstermemi söylemişti Kuroo, sanırım arkadaşının sevgilisiydi.
O tıp okuyordu bu yüzden fakültelerimiz yan yanaydı. Bilgisayar mühendisliği binasına hızlı ama yürür adımlarla ulaştığımda ve amfide oturacak bir yer buldugumda içeri hemen profesör girdi.
Otuzlu yaşlarında gösteriyordu ve sevecen bir ifadesi vardı.
"Herkese selam, ben Daichi."
Önümüzdeki dört yılın nasıl geçeceğini,nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlatıyordu ben ise dinliyordum. Bölümüm erkek ağırlıklı olduğu için daha rahat hissediyordum hem de.
Fena bir gün geçirmiyordum ,ama yine de bir şey eksik gibiydi.
Ders bitiminde yurda geri döndüğümde Akaashi'yi oturmuş beni beklerken buldum.
"Hadi eşyalarımızı yerleştirelim, istediğin özel bir yer varsa söyleyebilirsin."
Oda arkadaşım da nazik ve anlayışlı biriydi. Ama az önceki boğazımdaki yumru hala geçmemişti sanki.
Birkaç hafta sonra önümdeki 4 yılın nasıl geçeceğini tamamen anlamıştım artık, fena değildi. Çevremde kişisel alanıma saygı duyacak insanlar olduğu sürece iyi olacaktım.
Bu sırada arada bir elim telefonuma gidiyordu. Buraya ilk geldiğimde ona birkaç mesaj atmıştım ama hala bakmamıştı, aradığımda da açmamıştı. Her ne kadar bu olay beni gerse de meşgul olduğunu düşünüyordum.
Kendimi kandırıyorum. İki saniyelik zamanı da mı yoktu? Mesajları gördüğüne eminim..
Dersten çıktığımda beynim allak bullak olmuştu. Ders yüzünden değildi bu. Beynim kendini kemiriyordu sanki. Nedense huzursuz hissediyordum, ona çok güvenmeme rağmen.
Yurda gidip kendimi yatağa attım. Akaashi daha gelmemişti o yüzden hemen duşa girmeyi düşündüm ama onu yapacak halim bile yoktu.
Akaashi odaya elindeki bir paketle geldiğinde mobil kedi oyunlarımdan biriyle meşguldüm.
"Hoşgeldin."
"Hoşbuldum. Biraz kurabiye?"
Başımı aşağı yukarı salladım. Ne hayırlı oda arkadaşıydı bu.
"Biraz konuşmak şartıyla."
"Ne-?"
Yanıma yavaşça oturdu. Kanepeye aynı renk kıpkırmızı çorapları kişiliğiyle biraz ters düşüyordu.
"Seni tanıyalı çok olmadı ama sanırım içine kapanık birisin. Ama sanki son günlerde daha da az konuşuyorsun, bir sorun mu var?"
Nedense gözleri bana güven veriyordu ve de benim için bunu düşünmüş olması da iyi biri olduğunu kanıtlıyordu. Anlatmakta bir sorun göremiyordum.
"Önce kurabiye."
♤♤♤
"Kenma! Ken- ma!"
Tek gözümü hafif araladığımda oda arkadaşımı gördüm.
"Saat 12 oldu uyan artık. Tüm haftasonunu uyumakla heba edeceksin."
"İstemiyorum.. Bırak sonrası için uyku depolayayım.. "
"Uykuyu depolayamazsın aptal. Hadi gel bugün dışarı çıkalım, benim de çok çıkasım yok ama arada kafa dağıtmak iyidir."
Bunu da benim için yaptığını fark ettim. Dün ona her şeyi anlattığımda ,(artık ondan hoşlandığımı da biliyordu) bazen uzaklaşmanın ve ne olacağını görmenin en iyisi olduğunu söylemişti bana.
Üstüme kırmızı bir sweat, altımda da kahverengi rahat bir kot geçirip kanepeye uzandım. O ise çok daha şıktı. Uzun bir ceket ve gömlek giymişti.
Yurttan çıkmak için güvenlikten izin alıp isimlerimizi verdik.
Güvenliğimi geçtiğimiz anda gördüğüm yüzle kalakaldım. Olduğum yerde kaskatı kesildiğimden Akaashi sırtıma çarpmıştı.
O da beni görünce gözleri önce sevinir gibi kısıldı ama sonra hafif bir hüzünlü gözler benimkilere bakmaya devam etti.
"Kenma?"
Arkama dönmeden ona cevap verdim çünkü gözlerim hala ondaydı:
"Sen önden git, benim bir işim çıktı."
Benim baktığım kişiye bakınca durumu anlamış olacak ki omzuma dokunup kulağıma doğru şans dileğini fısıldayıp onun önünden geçti.
Yüzüne tekrar baktığımda ifadesi değişmemişti.
"Biraz konuşalım mı?"
Selamlar agalarım, normalde bu bölüm final öncesi bölümü olacaktı ama Kuroo'nun yapması gereken bazı açıklamalar var o yüzden sığmayabilir diye düşünerek son iki bölüm kaldığını duyurmak istedim. Kuroo artık zaman yolculuğu meselesini açıklayacak ve son bölüm için de sürprizim var yeni bölümler için arayı acmayacagim<3 oylamayı unutmayın👾
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your First Kiss, Again //kuroken
Fanfiction[smut] "𝐎𝐧𝐚 𝐤𝐚𝐯𝐮ş𝐚𝐛𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐢ç𝐢𝐧 𝐩𝐚𝐫𝐚𝐥𝐞𝐥 𝐛𝐢𝐫 𝐞𝐯𝐫𝐞𝐧 𝐛𝐮𝐥𝐝𝐮𝐦. 𝐀𝐦𝐚 𝐜𝐢𝐝𝐝𝐞𝐧, 𝐛𝐮 𝐞𝐯𝐫𝐞𝐧𝐝𝐞 𝐨𝐧𝐮𝐧 öğ𝐫𝐞𝐭𝐦𝐞𝐧𝐢 𝐦𝐢𝐲𝐢𝐦?!" tw: hafif yeme bozukluğu, intihara teşebbüs