fi,ily | bir

5.4K 353 298
                                    

chan; 24
minho; 23
changbin; 22
hyunjin; 21
han; 21
seungmin; 21
jeongin; 20
felix; 18

maknae felix yazmayı çok seviyorum 🥺🥺🥺

..

"Ne arıyorsun sen orada minik kedi?"

Felix Minho'nun sesini duyduğunda kıkırdayarak sarıldığı direğe daha da yaklaştı. Minho ona uzanmak istediğinde kaçıp biraz döndü olduğu yerde.

Diğer üyeler onlardan gelen sesleri duyduğunda onlara dönmüş, hallerine gülmüşlerdi. Changbin de Minho'nun yanına gidip onun gibi Felix'i indirmeye çalıştığında minik olan kaçarak gülmüştü.

Chan onun sonunda eğlenmesine seviniyordu. Chan ve Hyunjin hariç tüm üyeler Felix ile ilgilenirken onlar sadece izliyordu. Kameralar arada ikisine dönse de odak noktaları Felix ve üyeler oluyordu genelde.

"İnmem ki!"

"Düşeceksin ama."

"Düşeyim, bir şey olmaz!"

Felix kendini biraz daha itip daha yukarı çıktığında Chan ve Hyunjin de kalktı. Gereğinden fazla yukarı çıkmıştı küçük olan.

"Felix, hadi artık in. Videoyu kapatalım."

"Hyung ben burada kapatayım ne olur! Çok güzel burası!"

Bir görevli Felix'i indirmek için onlara yanaşınca Hyunjin öne atıldı. Felix kendisine yabancı birinin dokunmasından rahatsız olduğu için onu almak için kendi geçti öne. Görevli onu beklemeden Felix'in kolunu tutup çektiğinde minik olan dengesini koruyamadan yere düştü.

Görevli şok olmuş bir şekilde ona bakarken üyeler Felix'in yanına çökmüştü.

"Lix, iyi misin?"

"İyiyim Chan hyung, sadece dizimi vurdum galiba."

Chan Felix'i kaldırıp kolunun altına girdi. Felix dudak büzerek bacağına bakarken Hyunjin dibine girip eğildi. Hafif kızarıkla kendini belli eden yeri okşadı yavaşça.

"Yurda geçince krem sürelim olur mu?"

"Sende mi bizimle geliyorsun hyung?!"

"Gelmeyeyim mi civciv?"

"Hayır, öyle söylemedim. Yanlış anladın beni, gelmeni istiyorum."

Hyunjin gülüp eğildiği yerden kalktı. Kameralar Jisung'un isteğiyle kapandığında Hyunjin kimseyi umursamadan kucağına aldı onu. Felix anında boynuna sarılıp omzuna kafasını koydu.

Üyeler eşyaları toplarken Hyunjin çoktan Felix'i arabalarına indirmişti. En arkada ki uzun koltuğa oturtup bacağını uzatmasını sağladı.

"Neresi acıyor?"

Felix korkarak bileğini gösterdiğinde kaşlarını çattı. Hafifçe bileğini oynattığında bağırarak geri çekilmeye çalıştı küçük olan.

"Hyung-"

"Bunu doktora göstermemiz gerekiyor Yongbok. Ciddi olmasa bu kadar acıtmazdı."

Felix isteksizce kafa salladığında güldü Hyunjin. Dizini öptüğünde diğer altı üye de gelmiş, servise binmişti. Üyeler Felix'in dizini kontrol ettikten sonra onları götürecek şoförü hastaneye yönlendirmişlerdi. Hyunjin yolun daha yarısına gelmeden küçüğüne baktı. Çoktan uyumuştu. Bugün ki çekimler her biri için zor olmuştu.

Felix için daha zor olmuştu çünkü küçük olan yerinde duramamıştı bugün. Sürekli peluş oyuncağını üyelere atmıştı. Tam röportajın ortasında kameranın ortasından bbokari'nin geçmesiyle başa sarılmıştı röportaj. Üyeler onun neşeli olmasına sevinse de kameramanlar pek mutlu değildi. Sürekli aynı yerleri çekmekten yorulmuşlardı. En son yönetmen gelip Chan'ı uyardığında durulmuştu Felix.

Tabi durulmak denirse.

Yine olmadık şeyler yaparak üyeleri korkutmuş, kendi kahkaha atarak eğlenmişti. Sonunda tüm röportajlar bittiğinde Felix bir demire tırmanmıştı. Sonucunda da ayak bileğini incitmişti. On sekiz yaşında olmayı çok seviyordu, çünkü diğer üyelere göre daha enerjikti. En küçük olmanın hakkını veriyordu kendince.

Hyunjin arka koltukta bulunan battaniyeyi açıp Felix'in üzerine örttü. Bir yandan da Han'ın verdiği buzlu içeceği bileğine tutuyordu. Han kahvesiz duramadığı için çıktıkları gibi buzlu kahve almıştı. Felix'in dizinin daha da kötüleştiğini görünce de kahvesini tek yudumda bitirmiş, Hyunjin'e vermişti tutması için. Şimdi ise Minho'nun göğsünde eve gitmeyi bekliyordu.

Seungmin, telefonunda ki oyuna dalmıştı. Arada omzunda yatan Changbin'in saçlarını okşayıp, yanağına öpücük bırakıyordu. Eve gittiğinde direkt uyumak gibi planları vardı. Serviste uyumayı sevmezdi çünkü sürekli sarsılıyordu. Uykusuyla arasına giren herkesten -üyeler hariç- nefret ederdi.

Jeongin yorgunluğun verdiği sersemlikle boş boş yolu izliyordu. Yanında ki hyungunun onu izlediğinden habersiz yolu izliyordu. Chan kafasını geriye atıp derin bir nefes aldı. Boğazında ki yumrunun gitmesi için bir süre sertçe yutkundu. Jeongin'in onu kamera dışında görmezden gelmesinden sıkılmıştı. Gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı. Uyumayacağını bilse de üyelerin öyle düşünmesini istedi.

Servis tüm üyeleri -Felix, Hyunjin ve Chan hariç- eve bıraktıktan sonra hastaneye yol almıştı. Bu sırada küçük olan hala uyuyordu.

"Şişliği biraz olsun indi mi?"

"Hayır hyung. Hala aynı ama bastıramıyorum uyanır diye. Biliyorsun canı tatlı."

"Canının tatlı olmasından ziyade, bize şımarmayı seviyor Hyunjin. Yoksa ne kadar ağır başlı biliyoruz."

"Biliyorum da bu farklı. Canı yanmasa şuan bile yerinde durmazdı. Bırak uykuyu, hepimize sataşırdı."

"Biliyorum, hastaneye gittiğimiz de ne olmuş öğreneceğiz zaten. Hadi sen de biraz uyu. Yolumuz biraz uzun gibi."

"En yakındakine gitmiyor muyduk?"

Chan bir iç çekip Hyunjin'in omzunu sıktı. "Şirketi bilmiyormuşsun gibi konuşma. Onların sponsoru olan hastaneye gitmek zorundayız. O da biraz uzak."

"Şirketten de o adamdan nefret ediyorum."

"Hadi uyu."

Hyunjin onu dinleyip koltuğa yaslandı. Onun da gözleri kapanırken Chan derin bir nefes aldı. Yorgundu ama uyuyamıyordu. Kulaklıklarını takıp şarkı açtı. Kulağına dolan müzikle gözleri kapandı.

...

FUCK IT, I LOVE YOU SİZİNLEEE

kısaltması bölümün adında yazıyo ama söyleyim. kısaltmamız; fi,ily

 kısaltmamız; fi,ily

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-yeis

fuck it, i love you | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin