}{
"Karanlıktı. Çok karanlıktı. Göremiyordum. Kafam da pek yerinde değildi."
"Alkollü müydün?"
"Kısmen. Çok içmemiştim ama alkollüydüm. Hızla önüme çıkınca frene de basamadım."
Kızıl saçlı üniformalı polis kafasını sallayıp ayağa kalktı. "Bugün burada misafirimizsin. Çarptığın çocuk ölmemiş olabilir ama içkili bir şekilde araba kullanmışsın. Bu yüzden ceza alacaksın."
Gözlerini kapattı siyah saçlarını geriye atarken. Tek gecede her şey altüst olmuştu. Alt tarafı arkadaşlarıyla içmişti ve evine dönecekti. Arabanın önüne atlayan birisi olacağını düşünmemişti.
Kendini üç dört saat sonra karakolda bulmuştu.
Polisin kolunu tutmasıyla ayağa kalkmıştı. Nezarethanede kalmak zorunda olduğundan önce ailesine haber vermişti. Daha sonra ise demir parmaklıklar ardına girmişti.
}{
"İnsana benzemiyor."
"Çok farklı."
"Kulaklarına baksana. Elf gibi."
"Fazla kusursuz değil mi?"
"Efsanevi yaratık olabilir mi?"
"İlk kez bu kadar güzel bir canlı görüyorum."
"Belki ameliyat falandır?"
"Bu kadar güzel bir canlı gerçek olamaz."
Odanın içini gösteren pencerenin önündeki bedenler durmadan bir şeyler söylerken Felix gözlerini yavaşça açmıştı. Kapının dışından duyduğu sesler başını ağrıtırken derin bir nefes alıp dudaklarını oynatmıştı. Sesler anında kesilirken bakışlarını pencereye çevirdi. Az önce orada bulunan tüm doktorlar sanki az önce bu güzel çocuğu tartışmıyorlarmış gibi sessizce ayrılmışlardı.
Felix eline bakıp vücuduna enjekte edilen torbayla kaşlarını çatmıştı. Elindeki serumun iğnesini tek bir mimik oynatmadan çıkardığında elinin kanamasıyla parmağını kanın üzerine bastırarak geri çekti. Kan durmuş ve iğnenin izi yok olmuştu.
Yavaşça ayağa kalkıp üstünü düzeltmiş ve gözlerini kapatarak az önce yaptığı gibi dudaklarını oynatmıştı.