Ashlyn gözlerini yüzüne vuran gün ışığı ile falan açmamıştı. Apollon'un kahinlik yeteneğini almış, Quin'in onu sarmasıyla açmıştı göz kapaklarını.
İyi de, ne oluyordu?
"Ne oluyor ya?!"
Dedi Ashlyn, yerinden fırlayarak. Tabi ya! Toplantı!
"Geç kaldık! Kehaneti okuyacağım daha."
Hızla ayağa kalktı. Her sabah yaptığı rutin işlerini yaptı . Ama bu sefer, daha hızlı yapıyordu. Quin Ashlyn'i kolundan tuttuğu gibi Büyük Ev'e sürükledi.
İç sesi, sanki Ashlyn'e uyarı mesajı veriyordu.
'Tehlikedesin. Sırrın ortaya çıkacak. Herkes öğrenecek.'
Aşırı bir hızla içeri girdiler, Ashlyn Clarisse'nin, Quin ise Will'in yanına oturdu. Herkes fısıldaşmakla meşkuldü.
Sır. Öğrenmek.
Bu asla olmamalıydı. Sırrını öğrenseler, onu kamptan atarlardı. Ve Ashlyn'in evi burasıydı.
"Kheiron ve Percy geliyor. Sessiz olun."
Herkes sanki dilini yutmuştu. Kheiron önde, Percy arkada içeriye girdiler. Quin yavaşça kalkıp Kheiron'un yanına gitti. Peki Quin ne haldeydi? Hem bunca kişinin arasında, hem de sevdiği çocuğun karşısında. Leo'nun karşısında?
"Başla, Quin."
Quin'in ağzından yeşil dumanlar çıktı. Herkes buna alışıktı.
"Karanlıkta Kaybolacak, sekiz Olimposlu.
Hayalet Kral'ın sırrıyla açılacak, lanetli kapı.
Ve bir zamanlar kaybolan, çıkacak tekrar ortaya.
Ya ölüm olacak bu yolun sonu.
Ya sonsuz hüküm.''
Odanın kapısından, iki gür ses yükseldi.
''Kehanet mi?!''
Dediler aynı anda kardeşler, Nico ve Joseph'ti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ares's Daughter
RomanceBir kehanet, ne kadar kötü olabilir? Büyük bir sır, ortaya çıktığında nelere sebep olabilir? Ashlyn Blan.. Korkunç sırrını omuzlarında nasıl taşıyabilir? Bolca sır. Binlerce ''Bu da geçecek." Ve bir tutam da aşk.
