"Aman da benim kedim acıkmış mı. Amanın aman. Canı süt mü istermiş benim kedimim? Oy oy oy. Yesinler seni kediciğim. Oyş tipe bak!"
-Güneş!Gonoş! Bu kadının psikolojik sorunları var. Yani annemdir diye diyorum güzel kadın ama 24 saatin 17 saati bana karışmasa. O kalan 7 saati de uyuyarak kurtuluyorum. Kadın sıçarken bile karışıyor yaa olamaz böyle birşey! 'Güneş, poponu kurulamadan çıkma kızım ama sağdakini kullan o yumuşak olan, diğeri babanın sert, kabuk bağlamış poposu için.
Kabuk bağlamış popo nedir yaa? E be kadın, madem adamın poposunu beğenmiyorsunne diye evlendin ki? Herşey en başından belli değil mi zaten? Hem adama böyle sert havlu kağıdı verirsen tabii ki kabuk bağlar.
- Güneş!!!Bu sefer sesi diğerinden daha cırtlak çıkmıştı. Kadın bağırmıyor, hönkürüyor. Koyun Teen Wolf'a Laydia'nın annesi olarak oynasın.
-Hay anan... Ne var anne ne!?Annem mutfaktan çıkıp karşıma dikildi. Birisinde sarı bez olan iki elini de hesap sorar gibi beline koyduktan sonra tüm gaz devam etti. 'Sarı bez' demişken, Murat Sakaoğlu idolümdür dağılın.
-Kalk git dışarıya çık, nefes al biraz.Sesli bir şekilde nefe aldım.
-Bak annecim, alıyorum.
-Ulan eşek sıpası! Kalk git, dışarı çık.Annelerin şu 'eşek sıpası' lafı da olmasa nasıl yaşayacakmışız bilmiyorum valla. Kediciğim Tom'dan özür dileyip telefonumu yanıma bıraktım. Yüzümü buruşturup, ellerimi bağdaş yaptığım dizlerime düşürdüm.
-Anne dışarıda ne yapacağım ya?
-Oksijen alırsın.Kollarımı göğsümde buluşturdum.
-İyi de bunun için dışarı çıkmama gerek yok ki. Babamı arasam yeter.
-Baban ne yapacak Güneş?
-Dışarıdan bir kilo oksijen getirecek hâli yok anne. Gelsin, yatak odanıza çıkın, bana bir kardeş yapın, adını da Oksijen koyun. Sonra ben onu sizden alayım oksijen almış olayım. Hatta dizi çevirelim 'Adını Oksijen Koydum Güneş' in Yolu' diye. Oh mis!Annem çarprazımdaki tekli koltuğa çöktü ve sol ayağını, sağ bacağının üzerine attı. Hızlıca terliği ayağından sıyırdıktan sonra bana fırlattı. Terlik tam alnımın çatısına gelince konuşmadan edemedim. Sağ avucumun içini terliğin geldiği yere bastırırken,
-Anne her atışta böyle on ikiden mi vurmuyorsun? Hani babamla fasulyeyi ayıklarken falan?Lan Güneş fazla ileri gittin. Fasulye ayıklamak falan. Şhadapla kendini cici kız.
İlk kez iç sese hak verirken annem bana orangutana dönüşmüşüm gibi bakıyordu. Annemin söylediğimi anlamasına fırsat vermeden ayaklandım.
-Neyse ben Gamze'yi arayayım da oksijen alalım.'Oksijen' e vurgu yaparak söylemiştim. Telefonumu koltuktan alıp Tom kediciğimin uygulamasını kapattım. Merdivenlerden üst kata çıkarken whatsappa girdim ve 'Bacım' diye kaydettiğim Gamze'yi buldum. Aslında bizim gruba da mesaj atabilirdim ama Gamze ile buluşmak daha ağır bastığı için 'Sisterlerim, Brotherlerim' grubu yerine Bacım'a tıkladım.
-Hey Bacım! Biraz yürümeye ne dersin?Saçma mesajımı Gamze'ye gönderdikten sonra Nil Karaibrahimgil'in Kanatlarım Var Ruhumda şarkısını söyleyerek odama koştum. Büyük dolabımın kapaklarını açıp karşısında dikildikten sonra siyah taytimi ve üzerinde 'Believe' yazan bol, beyaz tişörtümü alıp Peppe çarşaflı yatağımın üzerine attım. Zürafalı pijamamı bacaklarımdan sıyırıp havaya fırlattım. Baya bi süre yere inmeyince yukarıya baktım ve lambada kaldığını gördüm.
Gözlerimi devirip siyah taytimi bacaklarımdan geçirdikten sonra üzerimi de çıkarttım. Altına siyah bir atlet giyip 'Believe'li ince tişörtümü üzerime geçirdim. Tam kuş yuvası gibi görünen topuzumu bozacağım sırada telefonuma mesaj geldi.