♡
Renjun arabasını Donghyuck'un apartmanının önünde park etti. Gözlerini kapatan sarı tutamları eliyle nazikçe geriye taradı ve sevgilisini beklemeye başladı. Birkaç hafta önce keşfettiği koyu Donghyuck'a göstermek için sabırsızlanıyordu. Vereceği tepkiyi düşünerek kendi kendine gülümserken kapının zorlanmasıyla girdiği transtan çıktı. Kapı kilidini açıp Donghyuck'un ön koltuğa yerleşmesini izledi. Kestane saçlı genç derin bir nefes verip yanağına hızlı bir öpücük kondurduğunda kıkırdadı. "Üç gün önce bana söylemediğin şu sürpriz yüzünden uyuyamıyorum Huang Renjun. Şaşırt beni." Renjun bu kez sevgilisinin sabırsızlığına ufak bir kahkaha attı. "Sabırlı ol Lee Donghyuck." Motoru çalıştırırken hala kıkırdıyordu. Kırk beş dakika süren araba yolculuğu boyunca çenesini kapatmayan Donghyuck'a radyodan çalan hafif müzik eşlik etmişti. En sonunda tenha koya ulaştıklarında Renjun yanına döndü.
"Geldik!" Hızlıca arabadan inip bagaja ilerledi. Hazırladığı piknik sepetini, plaj çantalarını ve kamp sandalyelerini alıp yürümeye başladığında sevgilisinin ayaklarını çoktan masmavi sulara sokmuş, çocuk gibi koşturduğunu gördü. "Renjun burası çok güzel!"Beğenmesine rahatlayarak elindekileri uygun gördüğü bir yere bıraktı. Sandalyeleri açtıktan sonra gelmeden önce hazırladığı çantayı açıp içinden aldığı şortu yanına dönmüş olan Donghyuck'a uzattı. "Yüzmeye ne dersin?" Donghyuck başını olumlu anlamda sallayarak üzerini değiştirmek için arabanın arkasına gitti. Renjun ise hafif esen rüzgarda dağılan saçlarını düzeltmekle uğraşıyordu.
Donghyuck şortu giyip Renjun'un yanına giderken duraksadı. En sevdiği şeydi sevgilisini izlemek. Temmuz güneşinin altında bedeni adeta parlıyordu. İnce beline sardığı kollarıyla bir anda kendisine döndüp bağırdığında gülerek peşinden koşmaya başladı. "Üşüdüm Donghyuck! Suya girelim artık!" Renjun su beline gelene kadar denizde ilerlemeye devam etti. Donghyuck da onu takip ederek tam arkasında durdu. Kollarını ince beline sırdı ve boynuyla omzu arasındaki boşluğa yunuşak bir öpücük bıraktı. Sevgilisi bu hareketiyle gevşerken kollarını sıkılaştırdı ve Renjun'u kaldırarak çok derin olmayan suya batırdı bedenlerini. Çırpınarak tutuşundan kurtulmaya çalışan Renjun'la kahkahaklara boğuluyordu. "Sen görürsün!" Bir anda omuzlarından bir kez daha suya batırılmayı beklemiyordu. İkisi birkaç saat boyunca yüzmenin ardından yorgun düşmüştü. Sudan çıkıp kamp sandalyelerine yığıldıklarında saat öğleni oldukça geçmişti. Donghyuck gözlerini kapatarak yüzünü bulutsuz gökyüzüne çevirdi.
Kucağında hissettiği ağırlıkla gülümseyerek bir kez daha sevgilisinin beline sardı kollarını. Renjun başını omzuna yaslamıştı, platin sarısı saçlarına bir öpücük bıraktı ve bu kez sakin sakin sahile vuran dalgaları izlemeye başladı. Aralarındaki sessizlik bile o kadar huzurluydu ki Donghyuck için, Renjun'u hak edecek ne yaptığını düşünmeden edemiyordu. Kucağına yan bir şekilde kurulmuş olan beden yavaş bir tempoyla sandalyenin kenarından sarkan bacaklarını sallıyordu. "Donghyuck?" Kestane saçlı genç kucağındaki oğlana dikti dalgalarda gezen bakışlarını. "Evet güzelim?" Renjun'un yüzü pembeleşirken ne diyeceğini beklemeye başladı.
"Biliyorsun ben kelimelerle çok iyi değilim ve çoğu zaman konuşmuyorum ve sevgimi dile getirmiyorum. Aksine tabi, sen her zaman bana beni ne kadar çok sevdiğini ve benim için her zaman orada olacağını söyleyip duruyorsun. Ve ben bunun için minnettarım. Sevgimi sana her zaman hissettiremiyor olabilirim bilemiyorum, benden sıkılmandan çok korkuyorum açıkçası. Çünkü orada bir yerlerde senin için benden daha iyi olabilecek pek çok insan var. Fakat buna rağmen yanımda olup beni sevdiğin için teşekkür ederim." Renjun devam etmeden önce uzanıp yanağına bastırdı gül kurusu dudaklarını, ve fısıldadı. "Seni seviyorum." Konuşmak istiyordu fakat dilini yutmuş gibiydi. Doğruydu, Renjun çok konuşmazdı ve genelde sevgisini hissettirmek için fiziksel temsata bulunurdu. Bu sözleri ise Donghyuck'un kalbinin göğüs kafesinden çıkmasına yol açabilecek kadar özeldi. Dayanamayıp kucağındaki bedeni sıkıca sardı. Saçlarına, yüzünün her bir noktasına sulu öpücükler bırakırken kulaklarını kutsayan kıkırtısına kulak verdi. Yarım saat kadar sonra güneş batmaya başlamıştı, sevgilisi ise kollarında uyumuştu. Donghyuck gözlerini önündeki kusursuz manzaraya kenetlemiş, saatlerdir yüzündeki dalık gülümsemeyle onu izliyordu. En güzel manzarasını, Renjun'unu.
♧♧♧
johnjaesd ,İyi ki doğdun ballı çörek parçam. Nice senelere, seni çoooook seviyorum. İyi ki varsın, umarım çoook uzun zaman daha benimle kalırsın. Sevildiğini ve her zaman senin için burada olacağımı unutma!♡ -hiraya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the bay 'renhyuck
Fanfictionrenjun, sevgilisini keşfettiği koya götürmeye karar verir. oneshot, completed.