bak kucuk soobin gitmis tamamen

996 72 50
                                    

Soobin çok tanıdık olan ama uzun zamandır görmediği küçük salonda ayakta dikiliyordu. Hemen arkasından Yeonjun'un montunu çıkarttığını dair hışırtılar duysa da kıpırdamamış, elimdeki kendi montunu daha sıkı tutmuştu.

Az önceye kadar hiçbir utanma belirtisi göstermeden Yeonjun ile el ele buraya kadar yürümüş olmasına rağmen tüm yaşananlar gerçekliğini şimdi yüzüne çarpmıştı. O ve Yeonjun barışmıştı?

Soobin aklına gelenle yine sırıtırken ne yapacağını bilmeden gözlerini tanıdık odada gezdirmişti. Sonsuza kadar orada kalmayı düşünürken beline dolanan kollar bu düşünceyi itelemiş ve yerini tüm canlılığla Yeonjun'la doldurmuştu.

Ensesinde hissettiği sıcak nefes ile titrerken yavaşça arkasına döndü ve Yeonjun'un ona gülümseyen yüzünü gördü.

Soobin anında gevşediğini hissetmişti. Elinde sıkı sıkı tuttuğu mont yeri boylarken vakit kaybetmeden kollarını sevgilisinin boynuna doladı. Yeonjun'un kokusunu soluduğu an tuttuğunu fark etmediği nefesini bırakmış, yerini nane aromalı duş jeli kokusu doldurmuştu.

İşte bu diye düşündü Soobin, huzur tam olarak da bu.

Soobin gözleri kapalı bir şekilde Yeonjun'a sarılırken salaklığı yüzünden Yeonjun'dan mahrum kaldığı için bol bol azarladı kendini.

İyice Yeonjun'a sarılırken dertlerinin tek tek azaldığını hissetmişti, hafiflemiş ve sanki uçuyordu. Gözlerini aralayınca gerçekten uçtuğunu fark etti, Yeonjun onu kucağına almıştı.

Soobin, hemen yanlarında duran kanepeye yerleştiklerini hissedince hafifçe geri çekilmiş, Yeonjun'un bayık bakan gözlerine dalmıştı. Onun kucağında oturur haldeyken yüzünü Yeonjun'un boynuna gömmüş ve saha sıkı sarılırken "Özledim." diye mırıldanmıştı.

"Senden bir daha böyle sebepsizce ayrılanı kör kuyularda siksinler. Çok özledim oğlum seni."

Yeonjun söylediği şeye gülerken kollarını iyice Soobin'e sarmış ve başının yanından öpmüştü. "Merak etme sevgilim bu isteğini gerçekleştirmek için bekliyor olacağım."

Soobin de hafifçe kıkırdarken Yeonjuna sarılmaya devam etmiş ama sevgilisinin bir anda "Cidden Ahyeon'la aramda bir şey olacağını nasıl düşündün?" deyince bir hışımla yerinden kalkıp "Anma şunun adını." demişti.

Yeonjun sadece göz devirip "Neyse işte." diyerek Soobin'i yeniden kendine çekti omzuna uzansın diye. "Benim göz bebeklerim sana bakarken kalp şekli alırken nasıl böyle düşünebildin aklım almıyor."

Soobin duyduğu şeyle sırıtmaya başlarken kafasını yeniden kaldırmış ve hemen Yeonjun'la yüz yüze gelmişti. Ona iyice yaklaşıp "Bakayım nasıl oluyormuş." deyince Yeonjun ona inat kafasını başka yere çeviriyordu.

Soobin sonunda elleriyle Yeonjun'un yüzünü sıkıca tutup tam önünde tutunca ne kadar yakın durduklarını fark etti. Gözlerine bakmaya çalışsa bile ister istemez dudaklarına bakınca yüzündeki gülümseme yerini gergin bir ifadeye bıraktı. Fazlasıyla özlemişti.

Yeonjun'un yanaklarını sıkıca kavrayan parmakları gevşeyip yüzünde hareket etti. Baş parmağı birkaç santim uzağında dudan dudağı yavaşça okşamaya başlayınca Soobin gözlerini kapadı yavaşça. Olacak şeyi biliyordu ama buna şimdilik cesareti yoktu. Soobin'in yerine Yeonjun'un vardı belli ki çünkü kendi dudakları üzerinde bir baskı hissetmişti.

Sadece bir öpücüktü, özlem dolu yoğun bir öpücük. Birbirlerinin tadına baktıklarını düşündükleri noktada ayrılınca dudaklarından çıkan ses Soobin'i daha fazlasını istemeye itti.

iki gözümün çiçeği •yeonbin•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin