Woosan 13 için teşekkürler...
Keyifli okumalar...Barların ara sokaklarında koşarken bir yandan telefonunu kontrol ediyordu Felix, mesajı okur okumaz telaşa kapılmış buraya nasıl geldiğini şaşırmıştı.
"Neredesin Hyunjin..."
Kendi kendine mırıldanırken sağda gördüğü bedenlerle adımlarını çevirmiş, hızlıca gidip Hyunjinin önüne eğilmişti.
"Hyun? Kaldır kafanı, bebeğim bak geldim." Hyunjinin damarlarında ki alkol görüşünü bile bulanıklaştırırken duyduğu sesle kıkırdayıp uzun ince parmaklarını Felix'in maskeli yüzünde gezdirmişti.
"Lix?"
Yanlarında duran yapılı çocuk boğazını temizlediğinde kafasını kaldırıp baktı; "ben gidiyorum, bir şeye ihtiyacınız var mı? Arabamı getirebilirim." Kafasını iki yana sallayıp onu kibarca reddettiğinde ayağa kalkıp ince bedeni de yavaşça kucaklamıştı.
"Onu tek bırakmadığın için teşekkür ederim, borcumu nasıl ödeyebilirim?"
Fakat karşısındaki çocuk bir şey diyemeden kaşları çatık ona bakıyordu, bir şey anlamaya çalışıyor gibiydi ve bu durum Felix'i germişti.
"Şey bir şey mi var-"
"Tanrım sen Yongboksun!"
Başından aşağı kaynar sular döküldüğünde bacaklarından bir titreme geçti, Hyunjini tutan ellerini istemsizce sıkarken duyduğu küçük sızlamayla yaptığını fark edip ellerini gevşetti.
"Adım Changbin, en büyük hayranınız olabilirim! Seni canlı gördüğüme inanamıyorum..."
Şuan ki durumun içinde bir fanla karşılaşmak onu yeterince zorlamıyormuş gibi Hyunjin kusacağını mırıldanıp duruyordu.
"Zaten sesin çok tanıdık gelmişti, kolyeni görmesem belki tanıyamazdım bile..."
O an sikik bir kolye yüzünden kariyerinin biteceği düşüncesi içini ürpertti, ya onun fotoğrafını çekerse? Ya da ses kaydına alırsa her şeyi? Sevgilisi olduğu dedikodusu yeterince kötü değilmiş gibi bir barın arka sokağında şirketinden gizli buraya gelmişti.
Evet... Felix buraya gelirken bu ihtimaller ona korkunç gelmiyordu.
"Lütfen bundan kimseye bahsetme." Sesindeki çaresizlik Changbini şaşırtırken bir an için toksik bir fan görünümü verdiğini düşünüp gözlerini büyüttü.
"Hayır dur! B-ben sadece heyecanlandım- yani öyle bir amacım yok yemin ederim."
Felix içini biraz da olsa rahatlatan cümle ile tam gideceği sırada başka bir yakalanma durumu içini ürpertmişti.
Arkasını dönüp Hyunjini yavaşça kucağından indirirken ayakta durmasını bir elini beline atıp desteklemişti. Ona hayranlıkla bakan iri yapılı çocuğa boynundaki kolyeyi çıkartıp uzatırken kibarca konuştu,
"Bugün yaşananları sadece sen ve ben biliyoruz değil mi Changbin?" Cebinden telefonunu çıkartıp arama kısmına girdiğinde ekranı ona çevirmişti.
"Numaranı gir, sonradan sana bir süprizim olacak..." Changbin titreyen elleriyle telefona numarasını tuşlarken bayılacağını düşünüyordu açıkçası, bir gece de başına gelen olayların şakası yoktu.
Numarayı girdikten sonra Felix uzanıp yavaşça Changbinin şapkasını aldı, "bu da senin bana hediyen olsun Binnie, görüşmek üzere."
"G-görüşürüz Yong-bok."
-
1,5 saat önce
"Bırakın beni! Minho'm!" Jisung masaya çıkmaya çalışırken bir yandan bağırıyordu, Chan onu zapt etmeye çalıştıkça daha fazla tepiniyor, çığlık atıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hyunjin Loves Felix
FanfictionHyunjin oyundan tanıştığı arkadaşının dünyaca ünlü bir şarkıcı olduğundan habersizdi. 🚫Argo, küfür, cinsellik, olumsuz örnek içeren davranışlar içerebilir🚫