Günlerden Çarşamba, sabah akşam bir dava için uğraşmak diğerlerine göre daha zor geliyor. Yatağıma uzanmıştım, yarın ne ile karşılaşacağım kim bilir? Sıkılıp kalktım saate baktığımda sabah 4 idi. Sokakta ki ışıkların evimi aydınlatması benim mutfağı görmem için yeterliydi. Kahvemi hazırladım ve salona doğru yol aldım. Güneş, saat tik-tak diye ilerledikçe doğmaya başlıyordu. Telefonda ve bilgisayarımda dava için araştırma yapıyordum. Düşünürsünüz ki "sıradan bir kişinin internete çıkması gariptir". Hayır, bu sıradan biri değildi. Ünlü iş adamı Fırat Soylu'nun mahrum eski eşi Yüksel Karahan şüpheliydi. Bu kadın eski rahmetli eşinin tüm kirli sırlarını biliyordu. Hatta ekibimiz bu kadının katil olduğunundan şüpheliydi. Bu kadın eski eşi Bay Soylu gibi ünlü iş kadınıydı. Yani araştırdığım dava ölünün borçlu olduğu kişinin şüpheli olmasıyla alakadar. Ilk Bayan Karahan'dan başlamalıyım...
Araştırmada ün salması ve teoriler dışında hiçbir şey bulamadım, garip. Her şey çok normal ise o işte bi' iş vardır... Artık Bayan Karahan'ı normal bir şüphelinin dışına çıkarmanın vakti. Ilk iş kimlere yakın olduğunu öğrenmek. Ilk kişi Bayan Karahan'ın ablası Gülin Karahan. Içimden bir ses diyor ki Gülin Hanım ile Yüksel Hanımın arası soğumuş çünkü mazideki tüm magazin haberlerinde yanyanalarmış. Fakat şimdi yanyana hiç görülmemişler, birbirleriyle alakalı tüm sorulardan kaçınmışlardır. Bu bile şüphe için mantıklı bir sebep çünkü bu birliktelik çok güçlü sarsılmışa benziyor. Saatlerce bunu araştırdıktan sonra mola vermeye karar verdim. Baktığımda saat 06:43 idi, hazırlanmaya başladım. Savcılığa gelmiştim. Savcilikta ki dosyalarımı incelemeye koyuldum. Ekibimizden Kenan Bey elinde kocaman tableti ile odama girdi, tabletinde magazin sayfası açıktı. Gülin Hanım ve Fırat Bey'in sarhoş iken birlikte görüldüğü bir magazin haberini gösterdi. Artık kesin kararım Gülin Hanım ile konuşmaktı. Kenan Beye teşekkür ettikten sonra Gülin Hanımın dosyasından numarasını telefonuma tuşladım.
Telefonu 2 kes aradığımda cevap alamadım. Belki işi vardır zaten öğle arası, sonra ararım
2 saat geçmişti, artık Gülin Hanımı tekrar arayabilirdim. Bu sefer aramayı açtı ve beni biraz bekletti, sonra konuşmaya başladım;—Alo, Gülin Karahan ile mi görüşüyorum?
— Evet, buyurun benim.
— Merhabalar, ben Türk Cumhuriyeti Savcısı Hilal Madam. Sizinle Fırat Soylu cinayeti hakkında konuşmak istiyorum.
— Tabii, isterseniz yarın beş buçuk civarı evime gelebilirsiniz.
—Elbette, teşekkürler.
Kadın çok sakindi ama arkada ki "sakin, sakin ol" seslerini duymadan edemedim. Katil Gülin Hanım olmasada katil hakkında bir bildiği vardı. Ben bunları düşünürken Kenan Bey yine odama girdi:
— Savcım, istedikleriniz dışında bir şüpheli daha bulduk!
— Peki bu süpheli kim?
— Mustafa Saygın, Fırat Bey ile ailesi arasında kan davası varmış. Fırat Bey'in babası onun kardeşinin canına kıymış.
Kafam karmakarışık olmuştu. Gülin hanım katil ile ilgili bir şey biliyordu ama Mustafa Bey ile ne alakası olabilirdi ki? Belkide yanılmışım. Katil, Karahan ailesinden olamayabilirdi. Bunu düşünürken mesai saatimin bittiğini fark ettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gun in one case
General Fiction" İnsanlar ancak adaletle doyurulur.Adalet hissi insanlarda doğuştan mevcuttur.En yıkıcı, en öldürücü yara haksızlık yarasıdır.Allah, hak ve adaletle idare edenleri sever.Suçlunun beraat ettiği yerde yargıç hüküm giyer. Bırakın adalet yerini bulsun...