0.2

92 11 11
                                    

Ay hellöö!!

.....

Yolumuz uzundu ve ikimizin de ağzını bıçak açmıyordu. Sudan çıkmış balık gibi durmaya devam ederken onun bana arada baktığını anlayabiliyordum -ki bunu beni hiç rahatsız etmemişti-

O, bana bakmayı bırakıp yola odaklanınca çantamda bir şey arıyor gibi yapıp yüzüne baktım. Gerçekten yakışıklıydı. Ve yardıma ihtiyacım olduğunu görüp el uzatması da hoşuma gitmişti. Koruyucu ve sahiplenici birine benziyordu.---şahsen ben her ne kadar sessiz ve minyon görünsem de konu sevdiklerim olursa kıskanç, sahiplenici ve hırçın birine dönüşebiliyorum----

Bİ DAKİKA!!!

O,Ona baktığımı deyim yeriyse süzdüğümü fark mı etti ??

Kalbim hızlanıyordu.. Bana döndü ve ona baktığıma emin olmuş gibi nazikçe ama insanın utanmasına sebep olacak şekilde gülümsedi. Ben ise kısa bir nefes alıp biraz olsun rahatlamaya çalışarak tebessüm ettim. Konuşmaya başladı:

-Evin nerede

Bu soru ister istemez beni huzursuz etti. İçimde bir sen hemen bu durumdan kurtulmam gerektiğini söylüyordu    

   R: Burada insem iyi olacak durağa da az kaldı zaten, teşekkür ederim                                       

Kızmış görünüyor..-Kız o değil de adam babamın burnundan düşmüş sümük gibi aynısı valla-

-Hava iyice karardı. Bu saatte dolmuş sizin için tehlikeli olur. İzin verin, sizi evinize bırakayım.

Her ne kadar iyi niyetli görünsede insan tanımadığı birinin arabasında rahatsız oluyor. Bi' yandan dolmuşun ben de güvenli olmayacağını düşünüyorum hele ki bu karanlıkta aklıma Özgecan Aslan geliyor. Ama bu spagetti ile gitm-

Adamın gözlerindeki sinire bak!! Hayırdır koçum! Yakışıklı yakışıksız spagetti!!

-Durağı geçtik(ona söylediklerimi farketmiş gibi bana bakarken ses tonunu hafif yükselterek) Nereye gideceğiz ?

R: P-pardon, düşünüyordum. Yenimahalle'ye

Bak şuraya yazıyorum 'BU ADAM İKİZLER BURCU!!'...Tövbe. Meymenetsiz....

Yola devam ederken arabaya bindiğimden beri koltukta, beni rahatsız eden bir şey vardı. Biraz hareket edince kitabın üzerine oturduğumu fark ettim-kitaba oturmayan da ne bileyim(!)- Kitabımı elime aldığımda ona baktım. O da fark etmiş olacak ki gülümseyerek konuşmaya başladı:

- Viladimir Bartol-Alamut

Ay çen çaka yapıyusun çen!! Ben zaten  kitabın kapağına bakınca seni  görüyordum.

Yolumuz uzundu.. Gizemli  birine benziyordu. Onu insan  gibi  tanımak  isterdim. Ay! birde genç olmasına rağmen kirli sakalları ile çok  yakışıklı.. onunla iki fotoğraf çekinsem okuldaki bütün erkek peşinde koşan kızlara hava atardım.___ MALMISIN REYYAN!! Allah'ım n'oluyor bugün ba- Düşüncelerimi, onun sesi bölmüştü:

-Okuldan mı geliyordun?                                                                                                                                                     

R: Evet                                                                                                                                                                                        

 -Neden tek başına yürüyordun?                                                                                                                                      

 R: Elimin kanını durdurmaya çalışırken servisi kaçırdım.                                                                                    

 -Anladım (sesi birden yumuşadı) Elin şimdi nasıl?

Elime baktım kanı durmuştu ama arabaya çok kan damlamıştı.

R: Ay, çok özür dilerim. Elimi  tamamen unutmuşum. Arabaya baya kan damlamış. Bir dakika çantamda ıslak mendil olac-

-Sorun yok ama bu  kadar  kanaması  hiç  normal değil. Bak tanıdığım iyi bir  doktor  var. İstersen hemen arayabilirim. Elini göstermek  ister misin?

R: Hayır, teşekkür  ederim. Annemler merak etmiştir. Zaten şarjım da bitmiş.

-Benden arayabilirsin

Telefonunu uzattığında hiç bir şey demeden annemi aradım ama annem büyük ihtimalle meraktan ölmüş olacak ki telefonu açmadı. Telefonu  kapatıp geri ona uzattım

R: Açmadı                                                                                                                                                                                  

-Peki. Hangi sokak?                                                                                                                                                           

 R: Ben burada ineyim. Zaten az kaldı, teşekkür ederim.(biraz daha ilerledikten sonra arabayı sağa çekti)  

 -Görüşmek üzere 

Tam iniyordum ki ' 1 saniye' dedi. Bana bir kart uzatıp:

-Bu benim kartım. Ne zaman ihtiyacın olursa arayabilirsin, üniversite ve meslek seçimde de yardımcı olabilirim. 

Şu  anda  tek  düşündüğüm  annem  olduğu  için uzattığı kartı hızlıca alıp arabadan indim. Hızlı adımlarla yürümeye başladım. Bir ara arkamı dönüp baktığımda hala orada duruyordu. Büyük ihtimalle benim defolup gitmemi bekliyor üzümlü kekim. Tekrar hızlı ve bi' o kadar yorucu adımlarımla yürümeye başladım

.....

*ÖPÜLDÜNÜZ!!!*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*ÖPÜLDÜNÜZ!!!*




BİRİ VARDI ~reymirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin