𝐁𝐫𝐞𝐚𝐭𝐡 𝐒𝐭𝐨𝐧𝐞 || 𝐓𝐚𝐞𝐠𝐲𝐮

°2°

╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍╍

Güneş etrafı aydınlatmaya başladığında Taehyun, çalan alarmı kapatarak doğruldu ve derin bir nefes alarak kısık gözlerini ovuşturdu. Ardınan yan yatakta olan Soobin'i uyandırmak için yanına gitti.

Elinde sürüklediği yastıkla kafasına bir kaç darbe atarak uyandırmaya çalıştı.

Soobin, dağılmış saçları ile başını kaldırarak yüzünü ovuşturmuş ve başını uyku sersemi bir şekilde yana yatırmıştı. Kafasına aldığı yastık darbeleri hiç umrunda olmamıştı bile.

"Takvimi..." diye sayıkladı.

Bir kaç gündür ormana gidip araştırma yapıyorlardı. Soobin bundan dolayı araştırma başında uyuyor ve uykusunda sayıklamaya başlıyordu.

Farklı taşları incelemeye devam etseler de aradıklarının bunlar olduğunu düşünmüyorlardı.

Taehyun, duvarda asılı olan takvime ilerleyip bu günü karaladı.

"Kalk elini yüzünü yıka ve bir duş al. Ben gidip kahvaltı alacağım."

Soobin onaylar mırıltılar çıkarırken, Taehyun dağınık saçlarını düzeltip aynı renkte olan klasik pantolon ve gömleğini giydi.

Odadan çıkıp kafeterya ya yürürken önceki günleri düşünüyordu. Belki de ekibi büyütmek gerekirdi.

Derin bir nefes aldı ve içeri girerek bu gün olan kahvaltıyı kontrol etti. Klasik her zaman ki gibi poşetli yemekler vardı. Dikkatle iki tepsi alarak kafeterya dışına adımladı.

İki tepsiyi de bir eliyle tutmak onun için zor ama alışıldıktı.

Yine de temkinli bir şekilde yürürken gözüne Profesör Lee'nin asistanı göze çarpmıştı. Oldukça sinirli gibiydi. Hala kimse ilerleme kaydedememişti.

Odaya geri döndüğünde bir tepsiyi kolunun üzerine yerleştirerek kapıyı aralamış ve içeri girerek rahat bir nefes almıştı.

Soobin tekrardan harita başında defterlere not alıyordu.

Zorlukla açtığı kapıyı ayağıyla tekmeleyerek kapattı ve masaya yürüdü.

"Tepsilere yer aç."

Soobin haritayı alıp kendi yatağına serdi. Buna karşı Taehyun tepsileri bırakarak kendi yatağına oturdu ve çantasından kendi notlarını çıkardı.

"Batı bölge kum bölgesi. Orada daha çok kuraklık söz konusu. Hangi bölgelere yoğunluk verebiliriz?"

Soobin çenesini kaşıyarak nefes verdi.

"Diğerleriyle aynı şekilde ilerliyor ve çuvallıyoruz. Belki de geri dönmememiz gerek. İlerlediğimiz kadar kamp yaparız."

"Dönemezsek bizde kayıplara karışırız."

Soobin, Taehyun'a döndü.

"Evime dönmek istiyorum Taehyun. İnan her şeyi denerim. Başka yolu olsa şimdiye kadar bulurduk."

Taehyun, Soobin'in öfkeli bakışlarında ezilirken nefes verdi ve tepsiyi itti. Onun âni çıkan sinirini anlıyordu. Eğer reddederse ne gibi bir tepki ile karşı karşıya olacağını da göz önünde bulundurmuştu. Ayrıca o da bir sonuca varmak istiyordu.

Sessizce mırıldanarak çantasını topladı.

"Erzak aldıktan sonra yola koyulalım o halde."