Roseanne
Jungkook konumu attıktan sonra evime çok uzak bir yer olmadığını farkettim. Ve daha çok zamanım vardı. Aslında sadece 10 dakika.. Makyaj masama oturup saçlarımı taradım, dudaklarıma hafif bir lipgloss sürdüm ve kirpiklerime jel maskara sürüp üstümü değiştirmek için dolabıma yöneldim. Çok severek aldığım mini eteğimi ve üstüne uyumlu olduğunu düşündüğüm cropu giydim. Neden süsleniyordum? Cevabını biliyorum galiba. Hayır kızım, cevap falan yok düşündüğün şeyi hissetmiyorsun, lalisa'yı düşün.. Ona ihanet edemezsin. Saçmalama. Kendini seven birisin sen. Evet, evet öylesin. Kendine değer veriyorsun o yüzden de güzel görünmek istiyorsun. Bu kadar. Başka bişey yok. Kesinlikle eminim..Ayakkabılarımı giydikten sonra Jungkook'un attığı konuma gittim. Burası küçük ama bir o kadar da şirin bir kafeydi. Gözlerimle Jungkook'u aradım. O ne be. Elindeki ne onun? ÇİÇEK??? OF JUNGKOOK İYİ Kİ DİKKAT ÇEKMEYELİM DEDİK. HAVAİ FİŞEKTE PATLATSAYDIN AZ OLMUŞ BU. Düşüncelerimden kurtulup Jungkook'un yanına gittim. Beni görür görmez yüzünde güller açtı. Kıyamam.. Şaka yaptın roseanne. Evet şaka, kesinlikle kıyarsın. Jungkook oturduğu sandalyeden kalkıp elindeki çiçekle bana sarıldı. Bende yavaşça ona sarıldım. Kokusu.. Çok güzel. Birbirimizden ayrıldığımızda çiçeği bana uzattı. Teşekkür ederek çiçeği aldım.
"Bu gerekli miydi sence?"
"Çiçek aldım işte. Kibar birisi olduğumu düşünüyor musun?"
"Hayır?"
"Tüh. İşe yaramadı. B planına geçiyoruz."
"B planımız mı var? Of Jungkook ne anlatıyosun ya. Kafamı da karıştırıyorsun. Yapma şunu."
"Eğlenirsin sanmıştım.."
Bir anda yüzü düştü. Yapma bunu bana Jungkook. Seni böyle görmek.. üzücü.
"Jungkook.. öyle demek istememiştim. Özür dilerim. Gerçekten. Gül hadi. Surat asınca çirkin oluyorsun."
"Zaten ne zaman dediğin şeyi söylemek istedin ki Roseanne."
"Pardon?"
"Diyorum ki, söylemek istediğin şeyleri düşündükten sonra söyle. Karşındakinin tepkisini gördükten sonra isteyip istememen bir şeyi değiştirmiyor."
"Beni buraya laf sokmak için mi çağırdın Jungkook?"
Sandalyemden kalktım. Ama Jungkook kolumdan tutup beni yerime geri oturttu.
"Özür dilerim. Gitme Roseanne.. Seni çok özledim. Bir şansımız daha olamaz mı? Hm?"
Köpek yavrusu gözleriyle bana bakmaya başladı. Her an ağlayabilirdi. Bunu hissediyordum. Ama direnmem lazım. Ben Jimin'den hoşlanıyorum. Evet, Jungkook'tan hoşlanmıyorum. Sanırım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zweisamkeit
FanfictionHer şey Jisoo'nun arkadaşlarını sevdikleri oğlanlarla kavuşturmak için bir grup açmasıyla başladı. Ama kimse Roseanne'in geçmişini bilmiyordu.. . . . . . . . . . . •Yazım yanlışları olabilir kusura bakmayın >.< •Fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın