Yarış

286 24 140
                                    

Ben Hayal 22 yaşındayım. Üniversite okumak için İzmir'e geldim. Bir ailem yok ya da beni umursayacak bana değer veren herhangi birileri...

Annem kanserden babam ise yoğun alkol kullanımına bağlı sirozdan ölmüştü. Normalde üniversite üçte olmam gerekirken üniversiteye yeni başlamıştım babam lise bitince okutmak istemedi. Malûm alkolik bir adamı kimse işe almaz ve birinin çalışıp eve para getirmesi gerekiyordu...

Nazlının seslenmesiyle ona döndüm. Nefes nefese "Nereye böyle dalgın dalgın?" dedi elini yelpaze gibi yüzüne savururken.

"Mekana. Yarış varmış bugün."

"Yarışları bıraktığını sanıyordum?"

"Bırakmıştım... Bu ay çok sıkışığım sadece bir yarış daha sonra geç olmadan eve döneceğim"

"Sana tekrardan söylüyorum buna mecbur değilsin. Sana yardım edebilirim?!"

"Nazlı gerçekten gerek yok!"

Bana yardım edebileceğinin farkındayım ama bunu istemiyorum bugüne kadar kimseden yardım almadım ve almayacaktım.

Nazlı bir elimdeki kaska bir de motoruma baktı "bende geliyorum o zaman, seni yalnız bırakmam!"

Karşı çıkarsam direteceğini bildiğim için oflayarak kaskı ona uzattım gelme desem bile bir yolunu bulup gelirdi. En azından gözümün önünde olurdu ben götürürsem...

Kaskı takmayı beceremeyince yardım edip kaskı taktım ben bindikten sonra arkama bindi.

Hızdan korkuyordu... Aslında ikimiz çok zıttık ben sıyahtım o beyaz, ben kuzeydim o güney...

Belime sıkıca sarılan kızla başım dertteydi. Onu seviyordum ama benim yanımda ne kadar güvendeydi Allah bilir. Küçükken çok kez mahalle kavgasına karışmıştım kendimi koruyacak kadar birşeyler biliyordum.

Dövüşmeye yeteneğim de vardı keşke kendimi geliştirebilseydim...

Motor durduğunda bir kaç saniye bekledim Nazlının tişörtümü bırakmasını. Üzerimde siyah tişört altımda siyah yırtık dar pantolon vardı hava serin olduğu için gri kapşonlumu almıştım. Saçlarım iki yandan balık sırtı, yüzümde ise sade bir makyaj vardı.

Nazlının beni bırakmayacağını fark edince "Nazlı..." Kafamı hafif çevirip yüzüne baktım gözlerini sımsıkı kapatmış ağlıyordu. "Nazlı... Gözlerini aç geldik bak" dedim sakin ve anlayışla, biraz fazla hız yapmıştım.

Gözlerini hâlâ açmayınca ellerimi karnımın üzerindeki ellerinin üzerine koyup yavaşça ellerini çekmesini sağladım.

Sonunda gözlerini açmıştı. Titriyerek motordan indi. Bende arkasından indiğimde açık olan bacaklarının titrediğini gördüm. Kafamı olumsuzca sallayıp sırtımdaki kapşonluyu çıkardım.

İki adımda yanına gidip kapşonlumu beline bağladım ne vardı bu kısa elbiseyle gelecek?!

"Teşekkür ederim" dediği şeyle etrafa bakmayı kesip kolundan tuttum şu an konuşmanın sırası değildi çevredeki adamlar Nazlı'nın açıkta kalan bacaklarına bakıyordu.

AkrepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin