Yorumlarınızı unutmayınnn.
2534 kelime....
Güzel bir lokantada karşımda yakında ortak olacağımız adamla güzel bir akşam yemeğinde oturuyorduk.
Lakin içimi kemiren soğuk terler döken bir sorunum vardı.Taehyung'a haber vermeyi unutmuştum.
Son derece gerilmemi sağlayan şey ve karşımda konuşan adama bu yüzden odağımı veremiyordum.
"Bence bu park yapılma projesini düşünmeliyiz Jungkook bey. Jungkook bey?" Düşüncelerin içerisinde bana seslenen adamla transtan çıktım. Gergindim çok gergin ne karşımda konuşmak ve kutlama yapmak için yemek yediğimiz adama odaklıydım ne de doğru düzgün bir şeyler yemiştim.Hala adama cevap vermediğimi fark ettiğimde samimice bir gülümseme koymaya çalıştım yüzüme. O sıra tam karşımda oturan bay Juhon elini masada duran elime sarmıştı.
Bu hareketi oldukça yersiz ve gerekisizdi, rahatsız olmuştum üstelik. "İyi misiniz? Yemeğe oturduğunuzdan beri suratınız düşük. Oysa ki şirkete oldukça iyiydiniz." Dedi karşımda hala elimi tutan Bay Juhon. Elim aklıma gelince hızla elimi çektim. Hızlıca çektiğim için elim sert bir şekilde önümde duran beyaz tabağa değdi.
Tanrıya şükür ki şanslıydım tabak üstüme boylamamıştı.
Telefonumun şarjı bitmeseydi Taehyung'a haber verebilirdim ama yanımda değildi...
"Kusura bakmayın cidde-" sözümü tamamlayacağım an arkamdan biri elini omuzuma koymuştu.Sert odunsu parfümü ile kendini belli eden Taehyung ile yerimden titredim. Yavaşça eli omzumdan enseme gelip okşadı kulak mememe elini getirip halka küpeyi geliştirdi. Bu hareketiyle içim titremişti.
Asıl önemli olan şey beni nasıl bulmuştu? Gerçi bunu düşünmek bile saçmalıktı.
Önümdeki Bay Juhon yerinden kalkmış ben ise şaşkınlıkla hala saygısızca oturuyordum. Ayağa kalktım yavaşça. Umarım yanlış anlamamıştı. Ama yerimi kimden öğrendiyse burda neden olduğumu da biliyor olmalıydı."Merhabalar." Sert sesi ve ellerindeki damar tam anlındaki damarlar ile sinirlendiği belli ediyordu. Büyük ihtimalle bay Juhon'un gereksiz temasını görmüştü.
Umarım sorun açmazdı. Zaten bu ortağı ona kabullendirmem zor olmuştu. Şimdi her şeyin başa sarmasını istemiyordum.
"Merhabalar, kimsiniz?" Taehyung yavaşca elini Juhon bey'e uzatmıştı. El ele sıkıştıklarından sonra uzatmamış ellerini çekmişlerdi. "Kim Taehyung tanıdık geldi mi? Ha bu arada kusura bakmayın, lütfen oturun." Hala gergindim gereğinden kalın çıkan ve sert çıkan sesiyle yerimde titriyordum, ama bu garip bir şekilde hoşuma da gidiyordu.Yavaşça oturduktan sonra elimle garsonu işaret ettim. "Bay Kim'e de bir servis açın lütfen." Garson hızla kafasını sallamış ortalıktan kaybolduktan sonra bay Juhon rahatsız olmuş gibi gözlerini benim üzerimde gezdiriyordu. Taehyun'la göz teması kurmuyordu. "Tanıyorum elbette dünya da isminiz geçiyor. Sadece anlık olarak burda olmanıza şaşırdım. Haberim yoktu." Taehyung yavaşca elini bacağıma atmış parmağının ucuyla şekiller çizmeye başlamıştı kumaşın üzerinden. Kasık tarafımda ahenkle dans eden elleri dolaşırken şakağımdan akan terle derin nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masa Altı. -TAEKOOK +18
FanfikceTaehyung'un bazı kıskançlık sorunları vardı, ve bu kıskançlık sorunlarını masa altından halletmeyi severdi. SmutShot(Tek bölümlük)