Sonunda kamp alanına vardık... Rehber Halil Bey kendini tanıtıp bizi üçerli ve dörderli gruplara ayırdı. Biz üçümüz klübemize gidip erkenden yataklarımıza yattık. Bakalım yarın bizi neler bekliyor.....derken dışarıdan sesler gelmeye başladı.Kadriye ve ben umursamadık.
Ama Ayşenur merak etti. Daha sonra dışardan gölgeler belirmeye başladı. Kadriye de biraz tırstı yani belli. Ben de korkmadım değil ama kafamı koyup yatmayı tercih ettim. Kadriye de benim fikrimi onayladı ve kafayı koyup yattı. Ayşenur da yatıyodu ki sesler daha yakından gelmeye başladı ve gölgeler daha da belirginleşti.
Ayşenur:
Kalkın lan gidin biriniz bakın ne oluyor dışarda!
Kadriye:
Yaa ayaktasın gidip baksana. ~_~
Ayşenur:
Yaa merak ettim diyorummm....
Ben:
''Madem merak eden sensin gidip sen bak.''
Kadriyeyle beraber uykumuza geri döndük ve Ayşenur dışarı çıktı. Yaklaşık bir kaç saniye sonra çığlık sesleri gelmeye başladı. Biz birden Kadriyeyle ayaklandık ve dışarı çıktık. Bizimle birlikte birkaç kişi daha dışarıya çıktı.
Ayşenur minik bir yavru kediden korkmuş!
Ben kısık bir sesle:
''Lan sen bundan mı korkup kamp alanın uykusundan ettin gerizekalı!''
Ayşenur:
''Ya kedi olduğunu nerden bileyim o kadar korkmuştum ki çıktığımda karşımda anam olsa bile çığlık atacaktım.''
Kadriye;
''Anormal person...''
Ben kahkahalar atarken Kadriye dayanamayıp kediyi eline aldı. Biz kediyi okşarken arka taraftan insan dediğimiz üç meteor çıktı.