9

251 11 13
                                    

güneşin keskin ışıkları yüzümü aydınlatırken ayılmaya çalışıyordum. bu sabah erken kalkmıştım çünkü gitmem gereken bir iş görüşmesi vardı. yatakta fazla oyalanmadan kalktım. banyoda ki işlerimi halledip odadan çıktım. karnım zil çalıyordu. henüz kimse uyanmamıştı. hafta sonu olduğu için çocuklar da hâlâ uyuyordu.

mutfağa girip kendime bir şeyler hazırladım. kahvemi de alıp masaya oturdum. tam yemeye başlayacakken antonella kapıda belirdi.

" günaydın juli. "

" günaydın ant." tostumdan ısırık alırken kahvemi yudumladım. meraklı gözlerle bana bakıyordu.

" erken kalkmışsın. " kendine yaptığım kahveden doldururken göz ucuyla beni izliyordu. dün akşam olanları anlatmamı bekliyordu. kahvesini alıp yanıma oturdu.

" evet iş görüşmem var."

" dün akşam neler olduğunu anlatmayacak mısın bütün gece meraktan uyuyamadım. " gerçekten de gözleri kırmızıydı. uykusunu alamamış gibiydi.

" veya leo'nun horultusundan uyuyamamışsındır. odama kadar sesi geliyor. " antonella kahkaha atarken bende kahvemi içiyordum.

" ee anlat. yoksa düşüp bayılacağım." ses tonumu ayarlayıp anlatmaya başladım. ben anlattıkça gözleri büyüyordu.

" beraber at çiftliğine gittik, ata bindik ve yemek yedik. güzel vakit geçirdim. hatta bütün sinirimi alıp götürdü. onunla beraberken her şeyi unutuyorum. " antonella heyecanlı bir şekilde dinliyordu hatta yüzünde aptal bir gülümseme vardı. arada mırıltılar çıkarıp anlatmaya devam etmemi istiyordu.

" sonra ne oldu? öylece bitmediği belli bu mükemmel akşamın."

" öpüştük."

" nee!?" antonella küçük dilini yutacaktı. sessiz olması için elimle ağzını kapattım.

" bağırma antonella. leo şimdi gelecek ve ne olduğunu soracak. " haklısın anlamında kafasını sallayıp eski haline geri döndü.

" resmi olarak sevgilisiniz o zaman. "

" bilmiyorum seni seviyorum dedi ama çıkma teklifi gibi bir şey olmadı. "

" koskoca adamın sana liseli ergenler gibi çıkma teklifi etmesini beklemiyordun herhalde julieta. " hafif düşünür gibi yaptım. aslında fena olmazdı ama bunun için biraz büyüktük.

tostumun son lokmasını mideme indirirken boş kahve fincanımı lavabonun içine bıraktım.

" bence sevgilisiniz. "

" olabilir ama aramızda ki şey netlik kazanmadığı için sevgiliyiz diyemeyeceğim. "

" seni öptüğüne göre kankasınız juli. saçmalıyorsun." dediği şey komik gelmişti. yavaşça kıkırdadım.

" mesaj attı mı?"

" dün gece yazdı ama çok yorgun olduğum için cevap vermedim. " evet cristiano'ya cevap vermemiştim. günaydın mesajı yazmam iyi olurdu.

" ne duruyorsun cevap versene. " telefonumu pijamamın cebinden çıkartarak elime aldım. antonella merakla telefonuma bakıyordu.

" ne yazmış."

" seni seviyorum yazmış."

" ve sen hâlâ aramızda ne var bilmiyorum diyorsun pes julieta. "

mesajlara girerek cristiano'ya mesaj attım. o büyük ihtimalle henüz kalkmamıştı. bugün iş görüşmesine gideceğimi de bilmiyordu. hızlı bir şekilde günaydın mesajı yazıp yolladım.

saint - cristiano ronaldo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin