Eyfel kulesi~ altıncı bölüm

22 16 1
                                    

                                      Merhabaaaaa
                      Ben yaren kitabı inşallah beğenirsiniz
   Beğenirseniz oy vermeyi ve yorum bırakmayı unutmayın
                                Şimdiden teşekkürlerr
                                       İyi okumaalar

Fransa'ya inmemize 5 saat kalmıştı. Uyanıp hemen telefonuma bakıcaktım ki telefonum ortada yok. Yavuz almış... O uyurken sessizce alıyım derken beni kendine çekti ve sarıldı. Allah'tan kimse görmedi.
- günaydın
- günaydın
- telefonumda ne yaptığını sora bilir miyim acaba?
- evet şey yaptım işte baktım öyle galerine falan
- galerime baktın mı Allah'ım en saçma çektiğim videolar ve fotoğraflar vardı
- gördüm onları ve saçma değil ha bu arada bebeklik fotoğrafını buldum telefonundan bana attım
Diyip telefonun ekranını gösterdi benim bebeklik fotoğrafımı kilit ekranına koymuştu.
- ya çok teşekkür ederim of acıktım ve midem bulanıyor artık
- yemekler az sonra dağıtılır
- hiç beklememe gerek yok ben yapmıştım tost
- bunu yicem
Diyip yemeğimi çıkardım. Ama yedikçe karnım daha çok ağrıyordu en sonunda Yavuz'a verdim.
- al sen ye
- olur diyip yemeğe başladı
- kızım sen nesin böyle tost kraliçesi falan mı bir tane daha istiyorum
- var ama Rüya'nın otel odasında yaparım sana
- vov yani beni odana alıcaksın
- yani alabilirim belkii
- belki değil kesin
- tamam tamam
Yemeği yerken ben oturup fotoğraf çekiyordum. Ve Rüya ve Yiğit omuz omuza yatmışlardı fotoğraflarını çektim.
(4 saat sonra)
Uçağın inmesine 1 saatten az bir süre kalmıştı. Telefonumdan Spotify açıp diğer yarım açtım. Kulaklığı takdım ve içimden söylemeye başladım.
Ama o yerde Yağız'ın kulağına fısıldayarak
" Tüm iplerimi bile sana doladım"
" Tüm siyahları renklerine boyadım"
" Korkmuyorum karanlığa gözlerimi kapadım"
" Çünkü biliyorum yakın bana adımın"
Hoşuna gitmişti sırıttı daha sonra ekledim.
" Sen benim diğer yarımsın"
- bugün sana bişiler olmuş romantikliğin tutmuş
- sen yanımdasın o yüzdendir
- belkide diyip kafasını omzuma koydu.
(1 saat sonra)
Tüm eşyaları hazırlamış inmiştik. Ve şimdi otobüs ile otele gidiyoruz. Yağız elimi tuttu otobüste abim bunu görünce saçlarını arka koltuktan çekti. Gülmeye başladım.
Uzun bir zaman geçince artık otel odasına gelmiştik. Rüya ile aynı odaya geçmiştik iki yataklı bir odaydı 555 numara.
Eşyaları bırakıp hemen kıyafetlerimi değiştirdim.
Giydiğim kıyafetleri Instgram'a stori attım.

Tam paylaştık dan sonra masanın üzerindeki minik tatlıları görüp:
- rüyaa çabuk buraya gel yemek yicez
- yemek mi?
- ya tatlı işte

Beklenmedik Bir AnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin