Ahh rüyalarımda ki Romeo. Seninle yine karşılaştık. O güzel gözlerin ve o güzel rahatlatıcı ses tonun beni benden alıyor Romeo. Seni her zamanki gibi balkonda bekliyorum. Gel beni kaçır seni bekliyorum Romeo.Romeo'yu beklerken aklıma bir soru takıldı. Ben Romeo'mu arıyordum ama Romeom beni arıyor muydu acaba? Bunu merak ediyorum.
Uzun beyaz püsküllü kıyafettimle seni bekliyorum Romeo. Bu eskive sıkıcı şatodan kurtar beni Romeo.
"ROMEEOOO."
"Buse,buse Romeon burada bekle beni orada geliyorum şimdi yanına."
Ahhh şu kafiyeli konuşması aahhh.
Ellerimi balkonun ince detaylarla yapılmış. Motif olarak ne kullanılmış bilmiyorum ama yakından çiçek motifi ne benzeyen taşa koydum.Kafamı heyecanla sarkıttığım da Romeo yu gördüm.Elinde ahşaptan yapılmış kahverengi merdiven vardı.
Acaba ne yapıcaktı? Beni kaçırıcakmıydı? Yaşlı cadının beni hapsettiği bu karanlık şatodan beni kurtarıcak mıydı?Bu sorulara yanıt vermeden önce Romeo'ya diyeceklerim vardı.
"Romeo nerelerdeydin yine."
"Babamla geçen tartışma yüzünden seni beklettim. Üzgünüm buse."
Romeo elindeki ahşap merdiveni şatonun karanlık ve kokmuş duvarın üstene koydu.
"Bekle beni buse geliyorum yanına."
Romeo merdivenin her basamağına tırmanışı nedensizce hızlıydı . Kesin o da beni özlemişti bunu biliyorum. Romeo hızlıca tırmandığı merdivenin son basamağına geldi.
Ve ellerini balkonun motiflerle dolu taşına attı. Ama bir tuhaflık vardı Romeo da yüzü farklıydı. Bunu görmezden gelicem. Sonuçta o benim Romeo'm.
"Romeo nerelerdeydin. "
"Burdayım buse artık merak etme. Seni benden kimse alamaz."
Bu sözünden sonra yavaş bir şekilde elleriyle belimi kavrayıp yüzüme yaklaşmaya başladı. Ah çapkın Romeo. Beni kaçırsaydın şimdi bu durumda değildik. Bende kendimi serbest bıraktım ve dudaklarımı büzüştürdüm. Beni öpmesini beklerken gökten hiç duymadığım bir ses duydum.
"Romeo neden öpmedin beni."
Ağzını bile kıpırdatmadan bana bakıyordu.
"Romeoo neden cevap vermiyorsun? "
Bu sorduğum sorudan sonra Romeo bana gülümsedi. Ellerini belimden hızlaca çekti. Ben büyük bir şok yaşamıştım. Romeo'ya ne olmuştu böyle.
"Romeooo bırakma beni burda."
Romeo bana gülümsemeye devam ediyordu. Bana bakarken birden ağzını açıp şu sözleri söyledi:
" Hop gençler son durak inin artık."
Bu ses Romeo'nun değildi.Birden rüyada olduğumu hatırladım. Evet ben en son otobüse binmiştim. Uyuya kalmışım olamaz. Gözlerimi hafifçe araladım. Ve yavaş yavaş uyanmaya başladım. Sağımdaki cama baktığımda hava kararmıştı bile. Olamaz. Hiç bir insan otobüste yoktu ta ki yanımdaki erkeği görene kadar.
Şok yaşadım onca yer varken gelmiş benim yanıma oturmuş. Hemen ani bir tepkiyle otobüste çığlık attım.
"Aaaaahh.Otobüste sapık var. "
Benim bu çığlımı duyan şöför arkasına dönüp bana baktı. Keskin gözlerimi direk şöför abiye yönelttim
Şöför abinin şaşkın ve biraz da korkmuş bakışlarını gördüğümde biraz gülesim gelmişti aslında. Bakışlarımın yönünü bu seferde yanımdaki uzun ve kıvırcık saçlı çocuğa çevirdim. Aslında yakından bakınca benim ideal tipime uyuyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/332691418-288-k527817.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLİS AKADEMİSİ
Teen FictionBuse Yıldırım atlı genç kızımızın ailesi nedeniyle yetişme tarzı tuhaf ve tutarsızdır. Yaşadığı zorlukların üstüne otobüste karşılaştığı bir erkekler yaşadığı küçük bir talihsizlikten dolayı karakolluk olurlar. Bu tanışma onlar için bir başlangıçtır...