Changbin: Bu aptal sürtükler şirketten çıkarak kurtulabileceklerinimi sanıyorlar? Hahaha biraz güleyim boşa gitmesin onlar kim koskoca Seo Changbin kim?
-changbin'in anlatımı-
Bu aptallar kendilerinin bir birlik olabileceğini sanıyorlar. Sanmaya devam etsinler çünkü çok yakın zaman ortada grupla alakalı hiçbir şey kalmayacak. İlk planım Hyunjin'den başlamak kendini çok akıllı sanıyor olmalı onu ilk öldüreceğim, sonra ise Hanji denen çocuğu çok saf herşeye kanabilir aynı bir oyun parkındaki çocuk gibi..
-Karşılıklı konuşma-
Hyunjin: Minho birşey diyeceğim şirketten çıkar çıkmaz patron Changbin'i yanına çağırdı.
Minho: Sıçmış olabiliriz..
Hyunjin: Neden?
Minho: Bu demek oluyor ki.. Şirketin zorbası olan Ajan Seo Changbin bizi öldürmekle görevli 4'ümüzüde. Felix ve Han beraber kaçmak zorundalar onlardan ayrılmamız lazım büyük ihtimalle telefon mesajlarına bakıp ulaşabilirler. Hyunjin hemen telefonunu ver sende benim telefonumu al. Ben senin için Felix'e sende benim için Han'a yazıcaksın. Ben çünkü yazamayacağım..
Hyunjin: Nasıl, yani ciddi mi?
Han: Noluyor?
Minho: Han senden ayrılıyorum özür dilerim..
Han: Ne bir dk cidden bu kadar çabuk açıklamasız mı ayrılacaksın?
Minho: Evet git lütfen seni sevmiyorum..
Hyunjin: Felix ayrılıyorum senden çok üzgünüm görüşemeyiz sanırsam bay bay..
Felix: Ne ciddi misin?
Hyunjin: Ne yazık ki..
-Han ve Felix-
Han: Onlar neden böyle yaptılar..
Felix: Bilmiyorum neden böyle oldu?
Han: Onları takip mi etsek acaba?
Felix: Hannie iyi misin? Onlar ajan 1 dakikaya kalmaz bulurlar bizi.
Han: Doğru söylüyorsun..
Felix: Hyunjin bana mesaj atıp geri çekti son saniyede koplayadım mesajı.
Han: Ne yazıyor?
Felix: Çocuklar beraber bu şehirden uzaklaşın Amerika'da New York'un oralara taşının Changbin hepimizin peşinde.. Amerika'da arandığı için oraya gidemiyor bu yüzden siz oraya gidin. Biz ise Londra'ya gideceğiz. Ama sizden hoşlanmıyoruz(!). Changbin mesaj dilinden anlamaz.
Han: Yani bizden hoşlanıyorlardı..
Felix: Olum onu bunu boşver peşimizde ajan katil var.
Han: Biletleri aldım ben.
Felix: Sen evine git, ben evime gideyim eşyalarını paranı fln neyin varsa al topla.
Han: Tamam.
-Changbin'in Anlatımıyla-
Hedeflerimi sanırsam ilk Hyunjin ve Minho yapmalıyım. Kendilerini akıllı sandıklarından Londra'ya kaçmışlar. Onları bulur bulmaz katledeceğim. İşleri bir çırpıda bitecek sanırsam son kez vedalaşmış olmalılar ki diremt ayrılmışlar, bilmiyorlarki her türlü öldürelecekler.. Neyse şimdi bende onlarla aynı uçağa bineyim sonra onları takip eder bir yerde öldürürüm. Salak Minho'nun ajan eşyalarınıda aldık. Bir dakika aldık mı? Bir dakika umarım almışızdır. Şaka mı? Soktuğumun şirketi cidden almamış mı? Şaka gibi o zaman Hyunjin'in de var ne yapacağım, ne yapacağım. Planlarımı alt üst etti şirket şaka gibi. Artık tüm herşeyi geriden yapacağım. Onları tek tek öldürmem lazım ki o da zor çünkü ikiside benden daha iyi. Ya daa sevgililerini mi öldürsem. Ama onlardada en son uçak kalkmış ve şuan büyük ihtimalle Amerika'dalar ve onlara asla ulaşamam zaten kurtulmaları için kaçacakları tek yer orasıydı. Fakat Hyunjin ve Minho'da arandığı için zavallılar Amerika'ya gidemememişler. Tüh çok üzüldüm. Acaba gece mi katletsem onları, sabah mı? Bence gece daha heyecanlı olur.
-Hyunjin ve Minho-
Hyunjin: Uçakta Changbin yok değil mi? Kontrol ettirttin!
Minho: Sakin ettirtim Changbin adında kimse yokmuş bu uçakta. Yani rahatça yolculuk yapabiliriz. Acaba Han ve Felix vardı mı?
Hyunjin: Varmışlar, Felix'in instagram storysinden gördüm. Ne yazık ki sadece gördüm. Eskiden olsa direkt cevap verirdim..
Minho: Olsun Changbin'i halledelim işimiz kolay.
Hyunjin: Ya Chan gelirse?
Minho: Chan asla taraf tutmaz ama ya şirket zorlarsa. Çünkü bu zamana kadar sadece Changbin ve bizim arkadaşımız oldu. Bana kalırsa bizi satmaz. Tarafta tutacağını sanmıyorum..
Hyunjin: Bilmiyorum umarım taraf tutmaz. Bende Chan'ı çok seviyorum ama Changbin'le çok iyi anlaşıyorlar yine de dikkat etmeliyiz..
Minho: Haklısın