01

158 15 1
                                    

"Porsche ne zaman bilincine varacak?"

Diye sordu pol, hâlâ baygın halde orada oturan Porsche'a bakarken. Yanında duruyorum ve yakında uyanmasını umuyorum. Elimdeki çubuklar dan mentol kokusunu solumasına izin verdim. Khun Kinn ile saunaya gittiğini ve aniden bayıldığını öğrendim. Lanet olsun porsche.

"Açlıktan ölüyorum, bu çok güzel kokuyor." Arm etin pişmesini beklerken konuştu. Köşkün içindeki lokantadaydık ve güveç yedik.

"Vay!"

Porsche uyanır uyanmaz hepimiz şok olmuş görünüyorduk. Sonunda yiyebilirim!

"Senin neyin var?" pol konuştu

"İşte gidiyor dostum" dedim ve oturdum "N'aber sert adam! Kendine bak."

"Ve solgun dudakların" diye ekledi Arm, Porsche dışında hepimiz güldük.

"Ne kadar zor, ha?" Pol alay etti.

"Neredeyim?"

"Disneyland!" dedim alay ederken ve gülerken kollarımı uzattım.

"Evet!'

Porsche'un kafası karışmış haldeyken hepimiz güldük. Daha sonra Arm anlamadığımız Çince'yi konuşmaya başladı.

"Ne dedin?"

"Ne dedi?"

Porsche ve ben sorduk ardından güldük. Bu grup çok dağınık.

Arm, Porsche'a bakarken, "binadaki restorandayız" dedi. "Kıyagetlerini değiştirmişler, bak"

"Hey, ye"

"Sen ye" porsche'a dedim

"Khun No nerde?"

"İşte. O bölgede khun Kinn'le birlikte" ve bu da kafasını oraya çevirmesine neden oldu. "Bu iyi
Eğer burda olsalardı yemek yiyemezdim"

"Evet" dedi Pol

"Hey kaynıyor, şimdi kaldıracağım." kapağı kaldırırken ekledi. "Artık dayanamıyorum, Vay canına"

"Hadi yiyelim" başımı salladım ve yemek çubuklarımı aldım. Biraz et alacaktım ama...

"Çok güzel kokuyor"

Vegas olay yerine girer girmez hepimiz ayağa kalktık ve konuştuk.

"İyi günler. Khun Vegas" başımı eğdim ve onu selamladım.

"Size katılabilir miyim çocuklar?"

"Uhm... Khun Vegas, khun Kinn o bölgede" diye yanıtladım ve ona yönü gösterdim.

Yavaşça bana doğru yürüdü ve omzuma dokundu. "Ama burada oturmak istiyorum yapabilir miyim?"

"Evet efendim"

"Tabi efendim"

Hepimiz garip bir şekilde gülümsüyoruz. O neden burada? Bu piç! Sana aşık olmasaydım az önce seni tekmelerdim. Şaka. Henüz ölmek istemiyorum.

"Tabağı değiştirelim, Pete bunu çoktan yedi" dedi Arm.

Vegasın "teşekkürler" dediğini duydum. Porsche'un ona yardım ederken gülümsediğini gördüm. Dudaklarımı büzdüm ve kendimi sessiz tuttum.

Khun Kinn olay yerine girer girmez Arm'ın Pol'un hafifçe vurduğunu gördüm. Hepimiz hemen ayağa kalktık. Neler oluyor?

"Bende sana katılacağım" dedi ve gülümsedi ama sahte gibi duruyordu. Khun Kinn hemen porsche''un yanına oturdu.

Atmosfer sessizleşti. Khun Kinn ve khun Vegas'ın birbirlerine dik dik baktıklarını gördüm. Porsche ise rahatsız görünüyordu. Ona acıyorum ama aynı zamanda gülmek istiyorum.

"Porsche'u ödünç alabilir miyim?"

Vegasın sorusunu duyunca aniden tıkandım. Arm hemen bana bir bardak su verdi, ben de içtim.

"Hayır"

Khun Kinn cevap verdiğinde Vegas'ın şeytani gülümsemesini gördüm"geçen sefer sana yardım ettim, sanırım ödeme vaktin geldi. Porsche'un kumarhaneye girmeme yardım etmesini istiyorum"

Khun Kinn "porsche, Tankhun ile ilgileniyor," diye ekledi "onu sana vermeyecek"

"Pete'i alabilirsin"

Khun Kinn bunu söylediğinde yine tıkandım, Arm'ın küfrettiğini duydum ve hemen sırtıma vurdum. Suyumu içip bitirdim.

"Bir sorun mu var Pete?"

Oturuşumu düzelttim ve başımı khun Kinn'e salladım. "Hayır efendim"

Khun No gelip Vegas'ın kafasına tepsiyle vurduğunda hepimiz şok olmuştuk. Vegas ayağa kalktı ve ona ölümüne baktı.

"Siz çocuklar, bizimle yemesine nasıl izin verirsiniz?!" khun No bağırdı ve bize baktı ama hemen bakışlarını Vegas'a çevirdi.

"Vegas, eve git!" diye ekledi. Khun No ona tekrar vurmak üzereyken Vegas uzaklaştı.

"Bana kim olduğunu söyle? " khun No surat astı ne bana sordu. "Benim yerime oturdu. Artık yemek istemiyorum"

Tepsiyi bırakıp uzaklaştı. Khun Kinn ve porsche dışında hepimiz onu takip ettik.

"Khun No..." adını söylerken üçümüzde kapıyı çalmaya devam ediyorduk. O kadar sinirliydi ki kendini odasına kilitledi.

"Gidin!"

O bağırınca biz de iç çektik. Gitmekten başka bir şey yapamadık. Dışarı çıkmadan önce Arm ve Pol'e khun No'nun daha sonra yemek yemesini sağlamalarını söyledim.

Yürüyordum ki aniden Vegas'ın khun No'nun koi havuzunun yanına çömeldiğini gördüm. Balıklamı konuşuyor? Çılgın kuzenler.

Yavaşça ona doğru yaklaştım ve varlığımı fark etmesi için öksürüyormuş gibi yaptım ama fark etmedi.

Bir dakika ona baktım. O kadar yakışıklıydı ki ona bakmaktan kendimi alamadım. O çok mükemmeldi.

"Ne düşünüyorsun?"

Diye sorduğunu duydum, bu da bilincinin geri gelmesine neden oldu.

"Seni düşünüyorum" diye cevap verdim.

Bunu duydu mu yoksa hiçbir şey duymamış gibi mi yaptı bilmiyorum. Ne zaman baş başa konuşsak sanki yakınmışız gibi onunla hep dalga geçerdim. Onu böyle kızdırırdım. Bu cesareti nerden bulduğumu bilmiyordum ama zevk aldığını biliyordum. Neyse ki beni öldürmedi, bu yüzden... Ölene kadar flört et ve flört et!

Ayağa kalktı ve bana bakmak için döndü.

"Yerini bil" Vegas beni uyardı.

"Ben senin kalbinin içindeyim." dedim ve göz kırptım.

Bana inanamayan gözlerle baktı, ben de durdum. O her zaman ciddi, kahretsin. Aşk tanrısı, bana yardım et!

"Aptal, kimse bir insanın kalbine sığamaz."

"Yani o kişinin kalbine girme şansı varsa, beni içeri alır mısın?"sırıttım.

Kaşlarını çattı ve arkasını döndü. Ama gitmeden önce hafifçe gülümsediğini fark ettim...

chasing sunsets (vegaspete#2) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin