Haftanın ilk günü yatağımdan kalktım ve banyoya doğru ilerledim. Elimi ,yüzümü yıkadım ,saçımı düzelttim güzel kıyafetlerimden giydim ve kahvaltı için mutfağa gittim. Ailecek kahvaltımızı yaptıktan sonra hep birlikte bir müzeye gittik. Orada çok güzel resimler vardı. Tablolara bakarken içlerinden birini görünce donakaldım. Bu tablo Vincent Van Gogh'un Yıldızlı Gece eseriydi. O anda ilginç bir şey hissettim. Sanki tablo beni içine çekiyor gibiydi. Resimde her şeye çok dikkat ve özen verildiği çok belliydi. Bu tablo bana bir şeyler anlatıyordu. Resimdeki yıldızlar hayallerimize giden umutları, parlak ay ise hayallerimizi simgeliyordu, rüzgar yıldızları sürükleyip yok etmeye çalışıyordu. Ama hayallerimize ulaşmak için ne olursa olsun umdumuzu yitiremeyiz. Aşağı taraftaki küçük evler bize inanmayan, hayallerimize ulaşamayacağımızı söyleyen insanlardı. Onlar ne kadar çok konuşursa konuşsun, rüzgar ne kadar sert eserse essin yıldızlar her zaman gökyüzündeydi ve ay hiçbir zaman kaybolmadı. Tam resimin önündeki kara ağaç köküne benzeyen şeyin ne anlama geldiğini bulmaya çalışıyordum ki annemin bağırmasıyla irkildim. Resme o kadar dalmıştım ki etrafımdaki insanlar çekilmemi istiyorlardı. Koşarak annemin yanına gittim. Ve düşündüm o ne anlama gliyordu? Ne kadar düşünsemde hiçbir zaman bulamadım. Fakat belki de bu gizemi siz çözmelisiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Resmin İçine Girmek
Short StoryBu benim ilk hikayem umarım beğenirsiniz sadece bir bölümlük kısacık bir metin iyi okumalar.🌸💞