Multide Mert var.Sabah annemin bağırmasıyla uyandım. Saate baktım 11.03tü niye sabah sabah uyandırırlar ki? Uykulu uykulu yürürken sandalyeme takıldım. Taam düşüyodum ki son anda tutundum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçımı rastgele toplayıp aşağı kahvaltıya indim. Mutfaga neşeli bir şekilde "Günaaydıııın!" diyerek girdim ama kimse yoktu. Salona girdiğimde babam beni zorla fırına gönderdi.
Heh bravo bu ayıcıklı pijamalarla dışarı çıkarsam böyle olur karşımda iki çocuk duruyo. İkiside çok yakışıklı yani. ah baba ah diye geçirdim içimden jet hızıyla fırına girdim, hemen ekmekleri alıp çıktım. Eve geldim babama trip atıyom ama babam bilmiyo. Kahvaltı edip yukarı çıktım telefonu elime alıp Ece'ye, Hazırlanan hemen her zamanki kafede buluşuyoz. Dedim ve siyah şortumu ve koyu mavi gömleğimi giydim. Saçımı topuz yaparak aynada kendime baktım. Tamam iyi görünüyom. Telefonumu arka cebime koydum. Cüzdan almaya gerek duymadım çünkü hesabı Ece'ye ödetirim. Evden çıkarken Ece, 5 dakkaya ordayım kankişim. Diye mesaj attı. Nedir benim bu kızdan çektiğim. Düzgün yazsa ölür sanki..
Kafeye gittim bi kaç dakka bekledikten sonra gelebildi hanımefendi. Sarı saçları ve mavi gözleri vardı ve gerçekten güzel kız Ece. Ece'yi başta görmezden geldim oturunca da "oooo kanka naber ya?" dedim gülerek o da "saol iyiyim" dedi. Bu kızda bi haller vardı ama öğrenirdim şimdi. "Noldu lan pikaçu?" dedim sırıtarak ona pikaçu denilmesinden gerçekten nefret ederdi. Öldürücü bakışlarıyla bana baktı sonra "Berk" dedi.
Noldu lan Berk'e biz üçümüz gerçekten çok iyi arkadaştık. Berk'le anasınıfından beri tanışıyoruz. Benden bi yaş büyük ama okula geç başlamış. Ece'de ikinci sınıfta bizim okula gelmişti. "Berk ne?" dedim kaşlarımı kaldırıp. "Baya kavga ettik biz. Timuçin'i tercih ettim. Mira ben gerçekten büyük bi aptallık yaptım. Kendi dostumu sattım benş affetmiyo her şeyi denedim." Ben ne yapabilirdim ki? Daha önce biri için hiç Berk'le kavga etmedim. Hatta Berk biriyle kavga etmesin diye futbol oynamayı falan da öğrendim ama bilmiyorum ki napılır? "Kankişim takma kafaya ben konuşurum Berk'le."
Ece tam ağzını açacağı sırada kapıdan dünkü çocuklar geliyodu. Gözlerimi sıkıca yumdum ve ağzımdan bi "hassiktir" kaçtı. Biri beni fark etti ve sırıtmaya başladı. Omlar bişey demeden Ece'yi çekiştirerek çıkarttım hemen ordan. Bana "Mira bıraksana ne çekiştiriyon öküz!" diye bağırdı. "Kes sesini be dana kaç kilo oldun sen zor çekiyom" deyince bana baktı. Biraz zaman geçtikten sonra eve gittim. İspanya'dan kuzenim gelmişti. İçeri öküzün trene baktığı gibi bakıyodum. Ağzım açık kalınca kuzenim -Mert- bana bakıp gülmeye başladı. "Kuzeeeeeğnnnnn" diye bağrıp sarılınca o da sarıldı. Biraz annemlerle oturduktan sonra annem "Mira git üstünü değiştir" deyince başımı onaylarcasına salladım ve süngerboblu pijamalarımı giydim. Aşağı indiğimde Mert sırıtarak " Hala büyümedin mi sen emzik nerde emzik" dedi ve kahkaha attı elime ilk yastık geçti onu kafasına attığımda tuttu diğer elime aldığım vazoydu vazoyla bi süre bakıştık ve yerine koydum. "Ben kendime pamuk şeker alcam istiyon mu?" Dedim "istiyon mu değil ister misin" dedi sırıtarak "Sen bilirsin amk almıyom" diyince annemler bana baktı "AMK şey demek neyse canım annem anlamazsın" deyince tek kaşını kaldırdı ve "söyle" dedi "hani gazete varya o" diyince annem bana baktı "ben kaçtım" deim dışarı çıktım bakkalın önündeyken o çocukları gördüm görmemelerini dua ederek bakkala girdim ne alcağımı unutunca çıktım tam hızlı adımlarla gidiyodum ki bi tanesi kolumdan tuttu. "Ne o, utandın mı?" diyerek sırıttı. Bende atarlandım buna. Sonra gülerek cebindeki notu elime sıkıştırıp gitti. Yemyeşil gözleri vardı amk ama diğeri daha yakışıklıydı neyse giderken açtım ve yazıyı okuyunca şaşırmadan edemedim.
Kağıtta aynen şu yazıyordu;
"Ayıcıklı pijaman çok tatlıydı prenses. Ve az önce de pijama giyip utandın, değil mi? Biliyor musun, utanınca çok tatlı oluyorsun. Ben senin o atarlı hallerini de seviyorum fakat yanaklarım kırmızıyken daha tatlı oluyorsun. Benim kim olduğumun bir önemi yok. Yakında karşına çıkacağım."Bu çocuk kim amk şimdi çıksın karşıma niye eziyet çektiriyon ki. Arkamı döndüğümde kavga ettiklerini gördüm bir an merak etmedimde değil yani ama banane be ne bok yerlerse yesinler. Karşıma düzgün bi şekilde çıksınlar ama diğer çocuk daha yakışıklıydı isimlerini mi sorsaydım acaba? Çok mantıksız olurdu dimi.
-
Sabah uyandığımda saate bakmak için telefona uzandığımda yere düştüm ama yer yer değil Mert'in anırmasındanda anlaşıldığı gibi Mert'in üstüne düştüm.. Okulların açılmasına gerçekten çok az bir vakit kalmıştı ve bu durum çok üzücüydü. Ayağa kalktıktan sonra "ne bok işin var lan orda" diye bağırdım. "Gördüğün gibi uyuyoduk.." dedi bıkkınlıkla.
Yanına eğildim "bişey sorabilir miyim" demekten son anda vazgeçtim ve yanaklarını çektim suratını şekilden şekile sokarken kahkaha atıyodum Mert'in dediğini bile anlamıyodum ağzından "moğo boğoksono oğkux kopz" gibi saçma sapan şeyler çıkıyodu. Mert'in yanaklarını bıraktıktan sonra ayağı kalktı. Masanın üstündeki kağıdı gördü ve okudu o dün..bana..verilen kağıttı........
Kelimenin tek anlamıyla sıçtım. Öldürücü bakışlarıyla baktı ve bende "o ne" dercesine bakıyodum. Mert "Bu kağıt ne lan! Kim verdi bu kağıdı!" Vs diye bağrırken "Mert susmassan Şanlıurfa'ya gelin giderim ağa karısı olurum sonra evden kaçmaya çalışırım ve töre kurbanı olarak ölürüm" diyince bana mal mal baktı o kadar komik baktı ki gülmeden edemedim. "Gülme ve anlat!" diye anırdı. "Tamam be bekle Ece'yi de çağrıyım öyle anlatırım yakışıklı kuzenim bitanem benim.." dedim arkamı döndüğümde "vallaha manyak" dediğini duydum ama hâlâ sinirliydi..
----
Bölüm biraz kısa oldu diğer bölümü daha uzun tutmaya çalışıcam...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluğum
Teen Fiction"Ayıcıklı pijaman çok tatlıydı prenses. Ve az önce de pijama giyip utandın, değil mi? Biliyor musun, utanınca çok tatlı oluyorsun. Ben senin o atarlı hallerini de seviyorum fakat yanaklarım kırmızıyken daha tatlı oluyorsun. Benim kim olduğumun bir ö...