Üşüyordum,tek hatırladığım yatağım da uyuyo olduğumdu. Şimdi birinin kucağındaydım,koşuyordu. Kafamı kalðırıp kucağında olduğum kişiye baktım,Nergis ablamdı. "Nergis abla,noldu niye koşuyosun?" diye sordum "Anlatıcam Adela anlatıcam."diye söylenmeye başladı. Biraz daha koştuktan sonra bi çöp kovasının arkasına saklanıp konuşmaya başladı. "Adelam şimdi biz bi oyun oynuyoruz tamam mı? Kötü adamlar bizi kovalıyo biz de kaçıyoruz ama eğer ses çıkarır ve koşmassan elenirsin." Oyunları çok severdim kabul ettim,arkadan bi adam sanki kükrüyomuş gibi konuştu "Nergis gel çabuk buraya bak baban çagırdı, gelirsen bir şey olmayacak. Hadi Nergis!" Koştuk,koştuk ama daha ne kadar koşabilirdik değilmi? Önümüze duvar çıktı. Yolun sonuydu, kaçamazdık, her şey bitmişti diye düşündüm meğer benim için daha kötü günler yeniden başlıyordu. Adam tam karşımızda duruyordu sinirden yüzü kızarmıştı. "Zorlaştırmadan geliyosun!" diye bağırdı,korkuyordum. Nergis abla çırpınıyordu. "Yalvarırım bırak gidelim lütfen" diye hıçkırıyordu. "Bak ben sabırlı biri değilim seni çiğ ciğ doğrarım sus ve gel!" Durmadı Nergis abla,çırpındı kacmaya çalıstı olmadi ama. Adam cebinden bişey çıkardı Nergis abla adamın ensenini tutup kulağına bir şey fısıldadı ve beni gösterdi. Nergis abla yere yılığıldı,adam telefonunu çıkarıp birini aramak için yanımızdan ayrıldı. Korkuyorum,yerde yatan ablama baktım,üstü kıp kırmızıydı boya dökülmüstü galiba hemen yanına koştum. "Abla,kötü adam gitti bak koştum ve sessiz kaldım ben kazandım oyunu degil mi? Sen konuştun kaybettin cezanı ben seçim ödülümü de sen seç." cevap gelmedi. "Abla konuşsana" diye sarstım ablamı,uyanmadı. "Ceza vermiycem sana yeter ki konus." ağlamaya başladım beni bırakmazdı dimi? Sonra o adam geri geldi,bana bakıp sırıtıyo du. "Gel bakalım buraya." Elini tutmamı istedi. Nergis ablayı işaret ederek "Niye uyanmıyo,oda bizle gelsin." Diye sorunca küçümseyerek bana baktı ve "O seni yalnız biraktı" kulagima eğilerek "Bu yolda çekiceğin tüm acı ve yalnızlık hissinin sorunu Nergis ablan olucak." dedi ve kolumu sertçe çekerek bir şey diyemedim.
••••••Korkuyorum.
Korku filmlerinde ki evlere benzer bi yere gelmiştik,yanima amcalar gelip beni bi odaya götürdüler. "Bekle." dedi sakallı bi amca. 5 dk falan sonra bi adam odaya girdi. "Merhaba Adela,ben Engin Baban,artık evin burası burda yaşıycaksın." dedi ve saçımı okşamaya başladı, şaçıma dokunulmasınden nefret ederdim ama korkudan birsey diyemedim. "Ama benim evim var,babam da var neden sana baba diyeyim ki?" diye sorunca yüzü kızardı ve yanağımı sıkmaya başladı. "Orası veletlerin yaşadığı leş gibi bi yer artık burdasın dedim sana! Hani nerde o baban sana fazla masal okumuşlar galiba. Bak burda ağlayamassın,burda sorulara cevap veremessin anladın mı!?" birsey demeyince sinirle tekrar baktı bana "Sana anladın mı dedim!" başımı olumlu anlamda salladım. Arkasında ki adama beni işaret ederek bir seyler söyledi adam yanıma geldi. "Kalk odana gidelim." dedi. Omzumu sertçe tutarak beni 'oda' denilen yere getirdi. Bu odada sadece minder ve çarşaf vardı. Ha bide klozet ama yıkık döküktü. Adam kapıyı kitleyip gitti. Korkunun verdiği hisle ve küçük bedenimin yorgunluğuyla mindere kıvrılıp yattım.
•••••Korkuyorum.
Biri odama dalmıştı "Ooo minik hanım uyumuş. Al yemek." dedi yemek diye önüme 1 gofret ve 1 şişe su koymuştu. Korkuyordum ama aklımda ki soru işaretlerini gidermem gerekiyordu. Abiye "Abi, kızma ama bana napıcaksınız?" diye sordum,sinirlenmişti. "Biz buraya adam çagirır size istediklerini yapmalarına izin veririz karşılığındaysa milyonlar alırız. Bir daha kimseye bir şey sorma yoksa sonun kötü olabilir,şimdi sus ve şu şeyleri ye." Ve güm kapıyı çarparak gitti. Anlamamıştım saf aklım bu şeytani şeylere yetmemişti sonra anladım ama,hatta okadar iyi anladım ki mezara kadar unutmazdım.Aradan günler geçti ve aklınıza gelen her şey bana sanki test hayvanıymışım gibi uygulandı, şimdi içeri biri girdi diğer gelenlereden daha genc biri. Kapıda ki adam,genç abiye "1 saatin var." dedi ve çıktı genç abi yanıma geldi ve bana "Burdan çıkmak ister misin?" diye sordu. Olumlu anlamda başımı salladım. Bana "Bak seni kurtarabilirim şimdi iyi dinle beni. Yarın Engin babanın önemli bi ticareti var ve işini riske atmamak için korumalarının yarısini nerdeyse alır. Burda 1-2 adam bırakıp gider ben o adamları hallederim sonra seni çıkartıcam,yapman gereken şey güvenmek bana güven." dedi masallarda da böyle söylerler di kızı prens kurtarırı sonra öldürürdü kız melek olurdu "Ya beni öldürüsen sana güvenmem." dedi ellerimi tuttarak kollarıma bi baktı yutkundu,kollarım mosmordu. "Bak eğer bana inanmassan bu kolların gibi tüm vücudun mosmor olur,hem kaybedicek neyin var?" Haklıydı inanmayı güvenmeyi seçtim. "Yarın gelicem." dedi inandım sonra dışarı çıktı. Bekledim yarin olmasını inaniyordum abiye.
Evet gece düşünmekten sabah geç kalkmıstım sonra kapım açıldı. O abiyi gördüm "Adela koş çabuk hadi!" Koştuk ve o canavarlı evden çıktık abinin arabasına bindik bana "Kurtuldun prenses." dedi sesinde kötülük yoktu.
İşte her masaldaki prensesin bi kahramanı olurduya benim kahramanımsa bu abiydi. Tabi ki benim hayallerimde ki hayat bana haramdı hiç beklemediğim şeyler olucaktı ama şuan bu küçük aklın bunu düşünmesine gerek yoktu. Çünkü artık ordan kurtulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gençlik Mahkumları
Mystery / ThrillerAleda küçükken kaldığı yetimhaneden ablası olarak gördüğü kadın tarafından kaçırılmıştır. Tek sorun ablasının babası,kızını bulur ve kız ölür. Kızın babası Aleda'yı alır ve kızına olan nefretini Aleda'dan çıkarır. Taki Aleda bi adam tarafından kaçır...