=1= Ceset Yoksa Suç Da Yoktur

44 5 9
                                    

════════╕
19 Eylül 2000, salı
╘═════════

"Bence aldatılıyorum, Mike."

Sözler, Will Byers'ın ağzını terk ettiği an Will gözyaşlarına daha fazla engel olamadı. Mike aptal değil, Will'in birkaç gündür uyumadığının farkında. Ayrıca Chris ile araları bozuk, bir ihanet olduğu ortada. "Bu kanıya nereden vardın Will?" "Biliyorum işte."

Mike, tanık olduğu olayları hatırladı. Will, bankaya para çekmeye gittiğinde Chris ile ortak olan hesaplarından yüklü bir para çekildiğini görmüştü. O günün devamında da morali bozuktu zaten.

"Ama hayır, hiç şüphem kalmadı artık. Sanırım onunla konuşacağım."
"Ama, ya aldatmadıysa?" Yanlış anlaşılmasın, Mike Wheeler, Chris Ethan'ı gram sevmezdi. Will'in o adamda ne bulduğunu da hiç anlamadı. Yakışıklıydı, evet. Zümrüt yeşili, badem şeklinde gözleri vardı. Koyu kahve saçları ve yüzündeki gamzesiyle çekici bir adamdı. Kişisel özelliklerini Mike tam bilmiyor, ama şerefsiz olduğu belli. Will Byers gibi bir mükemmelliği neden aldatırsın ki?

"Hayır, Mike! Belli işte! Onunla konuşacağım, belli ki aldatıldım ve bunu kanıtlayamıyorum işte! Ama tanrı şahidim olsun, her şeyi öğreneceğim!"
Will Byers'ın inadı tuttuğu anda kararını değiştiremezdiniz, Mike bunu biliyordu işte. Her şeye rağmen onun yanında olacaktı, onu da biliyordu.

"Tamam, William, tamam... Tanrım..."
"Hey! Bana William deme!"
"Peki... William." Will kıkırdayarak gözlerini devirdi ve kadehindeki kırmızı şaraptan bir yudum daha aldı. Mike'ın gözleri bir süre Will'in dudaklarında takılı kaldı. Artık asla öpemeyeceği dudaklarda. Belki biraz daha önceden cesaret kazanıp açılsaydı şimdi onun sevgilisi olacak adamın dudaklarında...
"Mike!" Will, önünde elini salladı. "Tanrım, iyi misin Wheeler?" "İyiyim, Byers. Benden bu kadar çabuk kurtulamazsın, sadece daldım." ''Sana'' ve hayır, bu son kelime söylenmedi.

"Hey, hadi o kadar geldik, birer şarap daha alalım." "Hadi gidelim bakalım Wheeler." Will, Mike'ın bileğini tuttu ve ikisi birlikte bara doğru ilerlediler... Hayır, Mike'ın imkansız hayalleri önemli değil...

═════════╕
26 Eylül 2000, salı
╘═════════

Will yoktu.

Son üç gündür, Mike Will'e ulaşamıyordu. Son buluşmalarının üstünden bir hafta geçmişti. Will'in Chris'le konuşacağını söylemesinden yana koca bir hafta.

Öpücükten bu yana bir hafta geçmişti.

Evet, öpücük. Will'in, Mike'ın dudaklarının kenarına koyduğu öpücük. Büyük ihtimalle sarhoştu ve bilinçsizce yapmıştı ama mükemmel hissettirmişti. Mike'la ikisi, bir sonraki hafta Olive Garden'da buluşmak üzere anlaşmışlardı ama Will yoktu. Sabah işe gitmemişti, öğlen her zamanki gibi kahve içmek için Jane'in çiçekçisine uğramamıştı, bir şeyler oluyordu.

Mike, direksiyonu sağa kırdı ve Will'in evinin önüne geldi. Kapıdaki polis arabalarını görünce ise yüzünü kaplayan korkuyla içeri koştu. Chris, köşede bir polis memuruyla konuşuyordu. "Chris! Neler oluyor?" "Oh, Michael! Biz de tam onu konuşuyorduk. Will yok, iki-üç gündür haber alamıyoruz. En son işe gitmek için çıkmıştı ve o akşam eve gelmedi." Chris, bunu oldukça normal bir şekilde söylemişti.

Kocası kayıp bir insan gibi değil.

Mike'ın aklına ilk şüphe tohumları burada ekildi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 04, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

No Body No Crime (Byler/Oneshot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin