Armin, her zamanki gibi annesinin yaptığı gürültüden dolayı uyanıp okul için hazırlanmaya başladı. Okula gitmeyi hiç istemiyordu çünkü insanların ona yargılayıcı bakışları, onun hakkında konuştukları düşünmek bile istemediği iğrenç şeyler. Ama evde de durmak istemiyordu eğer durursa başına kötü şeylerin geleceğini biliyordu çünkü.
Hazırlanıp bir an önce çıkmıştı çıkarken ki annesinin mide bulandırıcı içki kokusunu da almıştı ne yazık ki.
Okula giderken insanların ona bakıp onun hakkında konuşuyorlarmış gibi geliyordu her seferinde o yüzden hep en hızlı şekilde okula giderdi.
Okula geldiğinde hızlıca sınıfa girmişti ve tüm gözler onun üzerindeydi, sınıftaki bazı kişiler Armin hakkında konuşup pis pis gülüyorlardı, ve bu Armini çok rahatsız ediyordu ama hiçbir şey yapamıyordu.
Erwin Sensei yani edebiyat hocası sınıfa girmişti, Armin'in en sevdiği ders edebiyattı ve Erwin Sensein derslerini hep büyük bir merakla dinlerdi.
Biraz geçtikten sonra Müdür Pixis içeri kahve rengi saçlı, yeşil gözlü bir öğrenciyle girdi ve ;''Bu yeni sınıf arkadaşınız Eren Yeager'' dedi.
Sınıftakiler çoğunluk kız olmak üzere Eren hakkında konuşmaya başlamıştı, ama bence o kadar özel bir şey yoktu.
Eren kendini tanıttı ve Erwin Sensei istediği bir yere geçmesini söyledi, o da sanırım boş diye benim yanıma geçti, boş olmasının sebebi de zaten belli olduğu gibi kimsenin benim yanıma geçmek istememesiydi.
Sınıftaki kızlardan biri yüksek ve yargılayıcı bir ses tonuyla Eren'e:
-Eren neden Armin'in yanına geçtin ki, benim yanıma geçebilirdin hem Armini kimse sevmiyor ve iğrenç biri, ailesi bile onu sevmiyor zaten, yani Eren böyle birinin yanına neden geçesin ki anlamadım ve ben yani okulun en güzelinin yanına geçmek varken, ama istersen şuan yanıma geçebilirsin
Bir anda herkes gülmeye başlamıştı ve Erene tezahürat etmeye başladılar geçmesi için:
EREN!
EREN!!
EREN!!!
EREN!!!!
EREN!!!!!
EREN!!!!!!
.
.
.
Birden Eren ayağı kalktı ve konuşmaya başladı;
-İlk olarak Armin'in nasıl biri olması umrumda değil ve Armini ne kadar tanıyorsun da onun hakkında böyle konuşuyorsun hem ailesinin yada sizin onu sevmemesi benim sevmeyeceğim anlamına gelmiyor nerden biliyorsun ki belki çok seveceğim, götünden saçma sapan şeyler uydurup haklı olduğunu düşünmen gerçekten çok komik, birde kimin kararıyla okulun en güzeli oluyormuşsun bırak en güzeli hiçbir şey olamazsın sen, birde tüm salaklar da sana uyuyor gerçekten hayatımda böyle salak bir sınıf görmedim ben, eğer bir daha Armine laf edersen acımam haberin olsun ha birde Armine böyle dedin de seni gerçekten seven var mı eğer varsa ona önerebileceğim bir göz doktoru var da söylersin.
Tüm bunları dedikten sonra oturdu ve ayaktaki kız ağlamaya başladı Erwin Sensei onu susturdu ve o da yerine geçti.
-Şey teşekkürler beni savunduğun için.
-Rica ederim zaten kim olsa aynısını yapardı.
-Yapacaklarını sanmıyorum ama sen öyle diyorsan...
Garip hissediyordum çünkü ilk defa Mikasalardan başka biri beni savunmuştu.
.
.
.Tüm dersler bitmişti ve bende eve dönüyordum yürürken olanları düşünüyordum ve bu beni mutlu ediyordu.