Perde açılır. Tahtadan yapılmış çok şık bir kukla sahneye çıkar ve salonu süzer. Seyircilerle göz göze gelir. Beyaz bir tavşan, porselenden bir bebek ve bir gergedan onu seyretmeye gelmiştir. Sadece üç tane seyircisi olduğunu görünce üzülür. Ama belli etmez.
Usulüyle seyircilerin önünde eğilerek dansına başlar. Elini yukarı aşağı götürür. Bacaklarını açıp kapatır. Vücudu bir ahenkle arkadan gelen karışık müziklere eşlik eder. Hislerini yansıtır kukla. Duygularına dönüşür dansı. O kadar yumuşak bir dans sergiler ki yapabilse bir damla göz yaşı akıtmak ister kukla.
Seyirciler aralarında fısıldamaya başlar gösteri devam ederken.
Gergedan homurdanır, oflayıp puflar:-Bunun için mi bu kadar para ödedik biz buna? Ne biçim dans bu? Beş para etmez!
Bebek, Gergedan'ın bu tavrından hoşlanmaz. Ve der ki:
-Hayır, kesinlikle beş para etmez. Yüz para, bin para eder. O kadar güzel ve zarif dans ediyor ki. Aman Tanrım!
Tavşan gözlerini devirir.
Kukla, Gergedan'ın yorumundan hoşlanmaz. Ama onun beğenmesini de ister. Bu yüzden duygusallığı azaltarak gösterisine devam eder.
Gergedan:
-Hah! Şimdi biraz daha oldu. Paramın hakkını versin, canım. Benim sayemde yiyip içiyor!
Bebek:
-Aman Tanrım! Çok güzel. Çok muazzam!
Tavşan omuzlarını silkerek elindeki şarap kadehinden bir yudum alır. Daha sonra söze girer:
-O sahnede bir tavşan olsa daha güzel olurdu. Bu ne böyle? Aşağılanmış hissediyorum resmen. Yönetmen adına utanıyorum!
Bebek, Tavşan'a aldırış etmez. Gösteriden gayet memnundur.
Gergedan, Tavşan'a katılır:
-Eh, sanırım bir tavşan olsa daha elit bir gösteri olurdu. Paramız boşa gidiyor!
Kukla üzülür ancak belli etmez. Ama seyircileri memnun etmek de istemektedir. Bir tavşan taklidi yaparak gösterisine devam eder.
Gergedan alkışlar. Bebek heyecanlı gözlerle gösteriyi seyretmektedir. Tavşan ise beğenmez:
-Yine de hiç gerçek bir tavşan gibi değil. Bunun kürkü bile yok!
Gergedan biraz düşünür, homurdanır, bekler. Sonra Tavşan'a katıldığına kanaat getirir:
-Evet, haklısın. Hiç olmamış. Yönetmenle konuşacağım, bu adamı işten atsın. Paramız yanıyor, paramız!
Bebek onlara yine aldırış etmez, keyifle gösteriyi seyreder.
Kukla bu duruma çok içerler. Üzülür, darılır. Ama belli etmez. İçine atar. Yine de seyircilere kendini beğendirmek ister.
Daha sonra Kukla durur. Seyircilere döner:-Peki ne yaparsam memnun olursunuz?
Seyirciler hep bir ağızdan tezahürat yapar gibi:
-Sonsuza kadar dans et! Sonsuza kadar dans et! Sonsuza kadar dans et!
Kukla ilk başta şaşırır. Bunu yapmak hiç içinden gelmez. Ancak kendini beğendirmek istemektedir. Dediklerini yapar, uzun saatler dans etmeye devam eder.
Günler kadar süre sonra, gösteri devam ederken Kukla'da terslikler olur. İçindeki mutsuzluk dışarı taşar. Yüzü beyazlamaya, vücudu dökülmeye başlar. Dökülen parçalar birer birer yere düşer. Kötü bir görüntü oluşur. Ancak Kukla dansından taviz vermez. Devam eder.
Kukla beyazlamaya devam edip döküldükçe Bebek şok geçirir, çığlık atar. En sonunda kukla tamamen beyaz ve çıplak bir şekil aldığında Bebek bağırarak:
- AMAN TANRIM! İĞRENÇ! Bu ne çirkin bir gösteri böyle. Görgüsüzler! Pislikler! Aşağılıklar! Ahh!
Kukla artık dayanamaz. Çok üzülür. Gösteriyi bitirmek ister.
Ve usulüne uygun bir şekilde seyircilerin önünde eğilir.Kukla, kafasını kaldırdığında seyircilerin paramparça olduğunu görür. Çığlık atar.
Aniden sahne sallanmaya başlar. Kukla panikler.
O an şeytanın oğlu sahne alanına girer:-Pardon, kusura bakmayın. Geç kalmışım.
Ve perdeyi kapatır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuklanın Dansı
FantasyKukla sahnede dansını sergiler. Fakat bir şeyler ters gider ve her şey mahvolur.