Bu bir şakaysa hiç komik değildi gerçekten...
Mert ve Eda da bu halimize şaşırmışlardı.
"Yine mi sen ya?" dedi.
"Asıl yine mi sen?" diye çemkirdim.Mert ve Eda aynanda "Siz tanışıyor musunuz?" diye sordular. Hemen cevap verdim:
"Üzgünüm, böyle saçma sapan kişilerle tanışmıyorum."
"Allah Allah! Şuna bak ya! Asıl ben seni tanımıyorum. Her yerde karşıma çıkıyorsun baş belası mısın nesin?" diye cevap verdi.
Ona nefret dolu bir bakış attım. O da aynı nefret bakışlarını bana attı. Yakışıklı erkekler neden hep odun olmak zorundaydı?
"Neyse Eda, ben derse gidiyorum. Sende gelirsin sonra görüşürüz. "
"Görüşürüz canım. "
Okulun kapısından içeri girip sınıfıma doğru yürüdüm. Sınıfa girdiğimde boş bir sıra bulup oturdum. Ders başladığında hoca ders anlatırken derse geç kalan bir kız özür dileyip yanımdaki boş sandalyeye oturdu ve bana gülümsedi.
"Selam, ben Ceren. Naber?"
"Ben Çağla. İyi senden naber?"
"Harikayım!" diyip güldü.
Çok cana yakın bir kızdı. Ve kanım hemen ısınmıştı.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Teneffüste Ceren'le kantine indik. Ben kendime 1 tost ve ayran alırken, Ceren 3 tane tost almıştı. Şaşkınlıkla Ceren'e baktım.
"Bunların hepsini nasıl yiyeceksin? "
"Kurt gibi açım ben kızım!" dedi.
Beraber gülerek kantindeki boş masalardan birine oturduk.
Teneffüsten sonraki son ders coğrafyaydı. Bu dersi seviyordum.
Derse geç kalmıştım. Sınıfa koşarak yetişmeye çalıştım. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim.
"Geç girdiğim için çok üzgünüm. "
"Tamam, bu seferlik affediyorum. Bir dahakine 1 dk bile geciksen bile seni derse almayacağım. "
"Peki hocam."
"Şimdi git yanı boş olan birinin yanına otur."
Sınıfa baktığımda her yer doluydu. Hiç boş yer yoktu. Hoca:
"Kızım baksana Murat' ın yanı boş görmüyor musun? Geç otur ne bekliyorsun?"
İstemeye istemeye Murat'ın sırasına doğru yürüdüm. Tam oturacakken ben oturmayayım diye çantasını oturacağım yere koydu ve bana o gıcık bakışlarından attı.
"Hocam arkadaşım geç kaldı da, buraya o oturacak. Burası dolu."
Biliyordum, arkadaşı felan gelmeyecekti, benim yanına oturmamı istemediği için böyle yapmıştı. Zaten ben bir yere oturamadan zil çalmıştı. Bende sınıftan çıkıp okulun kapısında Eda'yı beklemeye başladım. 5 dk sonra Eda, Mert ve yanlarında Murat gelmişti. Eda:
"Murat , arabanla Çağla'yla bizi evimize bıraksana."
"Hayatta olmaz! Hadi seni bırakırdım neyse de"
Eliyle beni işaret edip:
"Bu cadıyla asla olmaz!"
Hemen cevap verdim:
"Bırakmazsan bırakma be! Sanki senin arabana kaldım! Ben kendim giderim. "
Tam gidecekken kolumdan tutup durdurdu. Şaşırmıştım. İlk önce kolumu tutan eline, sonra da ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜNİVERSİTE GÜNLÜĞÜM,
Teen FictionBu aşk ve komedi hikayesini okurken, olayları sanki siz yaşıyormuş gibi hissedeceksiniz! Eee, ne duruyorsunuz, okumaya başlayın.