Ben sana istediğin gibi bir anne olamamış olabilirim, ama şunu bil ki sen de bana istediğim gibi bir evlat olamadın.
Hatırlıyor musun? Babanın bizi terk ettiği geceyi ,her zaman ki gibi yine beni suçlamıştın ,sen onun istediği gibi bir eş olamadın demiştin, ona güzel yemekler yapamadın demiştin ,herkesin annesinin yaptığı gibi evde heyecanla onu beklemedin demiştin ,kavgalar da alttan almadın demiştin ,senin yüzünden gitti o diye bağırmıştın bana, hatırladın mı? Senin o baba diye ağladığın günler o seni hatırlamıyordu bile ,sen de benim gibi salaksın.Şimdi sana bir şey anlatmak istiyorum, sen biz istediğimiz için doğmadın ,sen, benim annem akılsızın teki olduğu için doğdun.Ben seni hiç istememiştim ,çünkü çok gençtim ,17 yaşındaydım,inanabiliyor musun? 17.Annem senin sandığın gibi biri değildi ama, bir gün arkadaşlarımın evinden dönüyordum ,yolda bir çocuk gördüm,bana şeker isteyip istemediğimi sordu ben de istediğimi söyledim bana bir tane mavi bir şeker verdi ,çok hoşuma gitmişti daha önce kimse bana bu kadar iyi yaklaşmamıştı ,çocuğun elinden masmavi olan şekeri aldım ve ağzıma attım, ben şekeri yemeye başladığım sırada bana şekeri veren çocuğun yüzündedalga geçer gibi bir sırıtış belirdiğin de biraz da olsa şüphelendim ,ama ağzımda ki şekeri atmadım.O masmavi güzelim şekerde bayıltıcı bir ilaç varmış meğerse, oraya düşüp bayıldım,ve bayılmadan önce duyduğum son iki kelime bana şekeri veren çocuğun dudaklarından döküldü,İşlem tamam.Gözlerimi evimiz de açtım ,beni oraya kimin götürdüğünü bilmiyordum ve eminim ki asla bilemeyecektim.O gün annem o şekeri aldığım için ve mahallenin bir köşesin de yığılıp kaldığım için beni dövdü ,ama sorun değildi artık alışmıştım.Beni tabii ki de cezalandıracaktı ,ama bu sefer ki cezanın diğer aldığım cezalardan daha kötü olacağını hiç düşünmemiştim. Annem bana akşama kadar beklemem gerektiğini ,ve güzel giyinmemi söyledi ,kafam çok karışmıştı kendi kendime neden akşam için hazırlanmam gerektiğini düşündüm ,daha sonra sorgulamayı bırakıp hazırlanmaya başladım ,annem yatağımın üzerine bir sürü seçenek koymuştu ,kırmızı bir elbise, yeşil bir elbise ve mavi bir elbise vardı yatağımın üstün de, elimi uzatıp mavi elbiseyi aldım ve üzerime giydim ,aynı bu sabah yuttuğum şeker gibiydi elbisemin rengi.Kapımızın zili çaldı ve annem kolumdan tutup beni kapının önüne fırlatıp benim açmamı söyledi ,ben de dediklerine uydum ve kapıyı açtım.Gözümün önüne ilk kocaman bir çiçek geldi daha sonra 3 tane adam girdi kadrajıma ,birinin elinde gördüğüm kocaman çiçek diğerinin elinde ise çikolata vardı ,ayakkabılarını çıkarıp içeri girdiler.Annem gülen bir yüz ile karşıladı onları ,ve daha sonra kulağıma eğilip Git kahveleri yap. Dedi.Hızlı bir şekilde kendimi mutfağa attığım da neler olduğunu anlamıştım ,şu an tam olarak gelen kişiler beni istemeye gelmişti ,annemin yeni cezası ,o gün ben mavi elbisem ile isteme törenim için kahveleri yaparken belli olmuştu.Annemden öldüresiye dayak yerken bile bugün korktuğum kadar korkmamıştım ,beni ağzımdan kan gelene kadar dövmesine bile şu an razıydım.Annem yanıma gelip kahveler hazır mı? diye sormuştu ,ama ben yakında evleniyorum düşüncesinden kahveleri taşırmıştım, annem yine her zaman ki gibi bana hakaret etmeye başlamıştı ,salak mısın? Derdi bana annem hep, yine aynısını demişti.İşte o gün benim kaderim belirlenmişti ,ben asla iyi bir hayat yaşayamayacaktım.Kahveleri tekrar yaptığım da bu sefer taşırmadım, ve tepsiye koyup taşımaya başladım ,ellerim hiç olmadığı kadar titriyordu ,kahveleri herkesin önüne koydum ve yerime oturdum.Aralarından en yaşlı olan konuşmaya başladı. Allah'ın izni Peygamber'in kavli ile kızınız Mavi'yi oğlumuz Aktan'a istiyoruz.Ben dilimi yutmuş bir şekilde ses çıkarmayıp otururken annem konuşmaya başladı, Verdim gitti. Dedi annem.Benim babam yoktu ,ben çok küçükken ölmüş ,dedem de yoktu ,annemden başka kimsem yoktu o da anne olmayı becerebilseydi.Diğerlerine göre daha orta yaşlı olan konuşmaya başladı, Anneciğim ,bence direkt yıldırım nikahı kıyalım düğüne gerek yok Mavi ,gelinlik giymek isterse kendi aramız da yapacağımız nikahta giyebilir.Herhalde bu beni istedikleri adamdı ,yüzüme histerik bir gülümseme yayıldı ,daha beni kimin istediğini bile bilmiyordum, insan hiç evleneceği insanın kim olduğunu bilmez mi ?Adını bile az önce öğrendiğim adam bir de yüzsüz gibi gelinlik giymemi söylüyordu.Annem sessizliği bozduğun da Sen nasıl istersen öyle olsun oğlum. Dedi.Daha sonra evimizden gittiler ,diğer günlerim hep sessizlik ile ve ağlayarak geçti ,anneme istemiyorum diyemiyordum bile ,çünkü eminim ki ona istemediğimi söyleyip yalvardığım an beni döverdi.O yüzden tek çarem susup boyun eğmekti.Nikah günüm geldiğin de ağlamaktan gözlerim şişmişti,yatağımdan kalkıp annemin yanına gittim ,süslenip püsleniyordu ve yatağın üzerin de birkaç elbise vardı ,düşünebiliyor musun? Öz annem benim nikahıma benden daha çok süsleniyor.Karnıma strese bağlı bir ağrı yayıldığın da yere doğru kıvrıldım ,ama yüzüme bakmadı bile ,ben o anın stresini en büyük ölçü de çekerken o benim cenazeme hazırlanıyordu.Yerden kalktım ve ben de odama doğru ilerledim ,daha sonra arkamdan annem seslendi Sana neden gelinlik almadığımızı merak ediyorsundur herhalde.
İnan hiç etmiyorum. Dedim.Annemin yüzüne asla gerçekçi olmayan sahte bir gülüş yayıldı, Çünkü sen benim gelinliğimi giyeceksin. Annemin gelinliğini daha önce hiç görmemiştim.
Odama geçtim ve daha sonra annem içeri girdi ,elinde masmavi bir gelinlik ile.Üzerimi çıkarttı ve mavi gelinliği üzarime geçirdi ,gelinliği giyerken gözümden birkaç damla yaş düştü.
Annem ne kadar beni sevmese de ,ve bana ne kadar kötü davransa da ,ben onu çok seviyordum ,ve evlenme düşüncesini bir kenara bırakıp ondan nasıl ayrılacağımı düşünüyordum.Sen şimdi bana o kadını sevmek gibi bir salaklık yaptığım için kızıyorsundur ,ama yapacak bir şey yok, sonuçta yavrusunu yiyen balık bile bir annedir.Annem ilk saçlarımı taradı her hamlesinde gözümden bir yaş düşüyordu ,daha sonra makyajımı yaptı ,sonra saçlarımı topladı ,annem ilk defa benimle bu kadar çok ilgileniyordu ,ama bunları yaparken yüzünde ki o mutluluk beni sevdiğinden değil acı çekmem hoşuna gittiği içindi.Nikah dairesine gittik ve o sandalyelere oturduk ,nikah memuru Aktan'a döndü ve konuşmaya başladı. İyi günde ,kötü günde ,hastalıkta ve sağlıkta ölüm sizi ayırana dek Azure'den doğma Mavi'yi eş olarak kabul ediyor musun? bu arada annemin adı Azure gökyüzünün parlak mavi rengi demek.O gün zorla bana nikah kıydılar ,eve geçtiğimiz de dayak yedim ,hiç anneni özlemedin mi? diye sorarsan ,hayır hiç özlemedim.
Sonra sen dünyaya geldin hem de benden yaşça büyük bir adamdan.
Bana bu hayatta tek bir iyilik yaptı Aktan ,senin adını benim koymamı söyledi.
Senin doğmanı hiç istemedim ,zaten zorla oldun ,sanki sen doğarsan daha çok lekelenecekmişim gibi hissetim.Senden zorla dünyaya geldiğin için nefret ediyordum.
O yüzden kaderin benim ki ile aynı olsun diye sana mavi anlamına gelen Valin ismini verdim.
Aynı acıları sen de çek istedim ,ben gibi ağzından kan gelene kadar dövül istedim ,zorla evlendiril istedim ,oysa bir insan evladına bunların olmasını ister mi? ben istedim.
O yüzden sana hayatımı değiştiren mavi rengi hediye ettim.
Mavi Nilam
YOU ARE READING
VALİN
RomanceMavi ,yalnızlığı ,üzüntüyü ,depresyonu ,bilgeliği ,güveni ve sadakati simgeler. Ve mavi ,her zaman huzurlu hissettirmez. Yani en azından bana.