22/08/1921

1K 46 19
                                    

Genç çocuk, ölen büyükbabasının eşyalarını toplamak için evine gelmişti. Büyükbabası Taehyung yaklaşık bir hafta önce intihar ederek vefat etmişti. Genç çocuk büyükbabasının neden intihar ettiğine dair hiçbir şey bilmiyordu. Açıkçası anlam da veremiyordu. Sonuçta epey bir yaşlanmıştı. Biraz daha beklese kendiliğinden vefat edecekti. Ne diye kendine acı çektirerek ölmeyi tercih etmişti ki?

Yeonjun, düşündüğü şeyler için kendisine edepsiz bir küfür savurup büyükbabasının odasına gitti. Odanın kapısını açtığı anda Bay Taehyung'un kokusu burnuna çarptı. Bay Taehyung, her zaman çok güzel kokardı. Gençliğinde de aynı kokuyordu, yaşlandığında da... Hiç bir zaman teninden bu güzel koku silinmemişti. Sadece teninden değil, görünüşe göre evinden de silinmemişti.

Çocuk gözlerini yumup yutkundu. Büyükbabasına fazla bağlı biriydi. Onun intiharını anlamsız bulsa da canından çok seviyordu Bay Taehyung'u. Küçüklüğünden beri onunlaydı. Resmen onunla büyümüştü genç çocuk. Şimdi çocukluğunu kaybetmişti, nasıl üzülmesindi ki?

Daha fazla oyalanmayıp gardroba yöneldi Yeonjun. Büyükbabasının kıyafetlerini alıp bağışlayacaktı. Taehyung, gençlik yıllarından beri giyimine kuşamına çok önem verirdi. Nedendir bilinmez yıllardır boynundan fularlarını bile eksik etmezdi. Çok klas ve zarif bir adamdı. Gençken giydiği kıyafetleri bile gardrobun bir köşesinde duruyordu. Asla onları atmaz, kimsenin de atmasına izin vermezdi. Sınırları vardı, dokunulmasını istemediği şeyleri vardı Bay Taehyung'un. Kimse bunları aşmaya cesaret edemezdi. Cesaret ederlerse Taehyung'u kaybederlerdi.

Yeonjun, gardroptaki kıyafetleri tek tek çıkarıp arabasında bulunan ve az önce getirmiş olduğu kutulara yerleştirdi. Hepsi onun için çok değerliydi, büyük babasının izleri vardı hala bu kıyafetlerde. Onlara dokunurken bile çekiniyordu.

Yeonjun gardrobun sağ köşesindeki bütün kıyafetleri çıkardıktan sonra sıra sol taraftakilere gelmişti. Sol taraflarda bulunan bütün kıyafetler vintage kıyafetti. Yeonjun onlara bakıp kaşlarını çattı anlamsızca. Neden hala burada duruyorlardı, üstelik büyükbabasının üzerinde bir kez bile görmemişti bunları.

Askıda duran bir kıyafeti alıp incelemeye başladı. İpek kumaştan yapılmış kahverengi bir gömleği tutuyordu elinde. Gömleğin dokusu o kadar güzeldi ki... Yeonjun hayretle baktı. Bu dönemde bile bu kadar kalitelisine rastlamamıştı çünkü genç çocuk.

Elindeki gömleği yatağın üzerine bırakıp diğer kıyafetleri incelemeye başladı. Sırasıyla siyah ve kahverengi kabanları, kumaş pantolonları ve kalın kazakları alıp yatağın üzerine bıraktı. Onlara oldukça nazik davranmıştı. Büyükbabası bu kıyafetleri bu zamana kadar sakladıysa onun için oldukça değerli olmalıydı. Onun için değerliyse Yeonjun için de değerliydi.

Yeonjun, gardrobu tamamen boşalttıktan sonra komodinlere doğru ilerledi. Sağ taraftaki komodinde duran iç çamaşırları alıp onları da kutuya yerleştirdi ve öbür komodine doğru ilerledi. Komodinin üst çekmecesini açıp içindeki saatleri, gözlükleri ve fularların hepsini alıp yatağın üzerine koydu. Bunların hiçbirini atmayacaktı, hepsini kendi evine götürecekti.

Komodinin alt çekmecesini açtığında gördüğü şeylerle gözlerini kocaman açtı genç çocuk. Çünkü çekmece bir sürü mektupla ve fotoğrafla doluydu. Şaşkınlıkla bir fotoğrafı eline aldığında Bay Taehyung'un gençliğini gördü ancak yanında duran beyefendi de oldukça dikkatini çekmişti. Gözlerine gelen saçları ve kıyafetleriyle oldukça dikkat çekiciydi. Yeonjun beyefendinin üzerindeki kıyafetlere tekrar bakıp yatağın üzerindeki giysilere de kısaca göz gezdirdi. Fotoğraftaki beyefendinin giysileri yatağın üzerinde duruyordu. Büyükbabası neden bu kıyafetleri saklamıştı ki? Bu beyefendi onun için neden bu kadar özeldi?

Yeonjun, ne kadar terbiyesizlik ettiğini bilse de elinde olmadan eli mektuplara doğru gitti. Bütün mektupları çekmeceden çıkarıp yatağın üzerine koydu ve zarfların üzerindeki tarihlere bakmaya başladı. Hepsini sıralayıp en baştan mektupları okumaya başladı...

Gönderen: Jeon Jeongguk
Alıcı: Kim Taehyung
Tarih: 22/08/1921

Sevgili eşim, Kim Taehyung...

Ah... Güzelleri güzeli eşim... Ben intihar etmeye karar verdim. Biliyorum mektuba böyle başlanmaz ama beni biliyorsun Taehyung, senden hiçbir şeyi gizlemem, gizleyemem. Kelime oyunu da yapamam. Sen okurken bile anlarsın yalan söyleyip söylemediğimi.

Çevremizdeki herkesin tepkisinden, sürekli dayak yemekten ve bunun gibi birçok şeyden yoruldum. Biz bir günah işliyoruz güzelim. Biz birbirimizi severek en büyük günahı işliyoruz. Seni de, kendimi de bundan kurtarmam gerekiyor. Bizi bu felaketten kurtarmam gerekiyor. Üzgünüm sevgilim, belki de savaşmam gerekiyordu, belki de aşkımız için çabalamam gerekiyordu ancak günahkar olmaktan bıktım. Kalbimde büyük bir yükle yaşıyorum. Sana olan aşkımın yükü yetmezmiş gibi, günahkar olmanın acısı da kalbime eklendi. Ağır geliyor Taehyung, her şey ağır geliyor. Sen bile ağır geliyorsun sevgilim. Bir insana nasıl sevdiği adam dâhi ağır gelir öyle değil mi? Bunu okurken bu soruyu sorduğuna eminim. Ben de kendime çok sordum bu soruyu. Nasıl olur da benim sevgili Kim Taehyung'um, her şeyden cok sevdiğim eşim, ruh eşim, diğer yarım kalbime ağır gelir? Çok düşündüm birtanem. Ama inan ki cevabını bulamadım. Belki yorulmaktan, belki acıdan...

Eğer ki ben intihar etmeseydim kasaba halkı beni idam edecekti. Benden utanıyorlar. Babam benden utanıyor, annem yüzüme bile bakmıyor. Erkekler birbirini sevemezmiş, birbirlerini öpemez, hissedemezlermiş. Söylesene sevgilim, ben neden seni öperken birçok duyguyu aynı anda hissettim? Sana sarılırken neden kalbim yerinden çıkacakmış gibi oldu? Neden kokun burnuma gelince bütün vücudum titredi? Söyler misin? Söyler misiniz? Bunlar aşk değil de ne Taehyung? İnsanların yargıladığı, gerekirse öldürdüğü şey aşk değil de ne söylesene sevgilim? Bizim hissettiklerimiz hastalık mı? Sapık mıyız biz Taehyung? Birbirimize kırmaktan korkar gibi dokunurken nasıl olur da sapık oluruz söyler misin bana?!

Yukarıda dediğim gibi sevgilim. Ben intihar etmeseydim kasaba halkı beni asacaktı. Onların pis ellerinin üzerime daha fazla değmesini istemedim ve ben kendimi öldürmeyi kabul ettim. Sen hep "Sana kendinden başka kimse zarar veremez, vermeyecek." derdin. Haklısın sevgilim, bana kendimden başka kimse zarar veremez. Şimdi en büyük zararı ben kendime vereceğim ve kendimi öldüreceğim.

Bay Kim Taehyung. Gitmem gerekiyor. Lütfen beni mazur görün. Her gün mektup yazacağım size. Ölene kadar her gün usanmadan yazacağım...

~

                           13/06/1920

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

13/06/1920

Herkese merhaba, ben Seirene.
Öncelikle bu hikayeyi yayımlamakta hep kararsız kalmıştım. Ama arkadaşım sayesinde cesaretimi topladım ve yayımladım. Yorumlarınızı belirtirseniz sevinirim. İyi okumalar..:)

My Dear Wife, Kim Taehyung |Taekook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin