'The Funeral'

62 4 1
                                    

"Son kez bir şeyler söylemek ister misin?" Fezco'nun mezarının başındaki rahip sordu.
Ağlamaktan kızarmış gözlerimi açık tutmak için elimden geleni yapıyordum. Mezara bir adım daha atarak yaklaştım. Kafamı kaldırdım ve siyah giyimli insanlardan oluşan topluluğa baktım.

Bir uyuşturucu satıcısına göre oldukça fazla seveni vardı.

Bakışlarımı tekrardan aşağı indirdim ve derin bir nefes aldım.

"Bana, eğer senin yanında olmak istersem tek yapmam gereken şeyin gözlerimi kapatmak olduğunu ve böylece birlikte olacağımızı söylemiştin." Gözlerim, Fezco'nun mezar taşına kaydı ve mermere işlenmiş yazılarda gezdi.

Fezco O'neill

"Anıların zamanın dışında da var olduğunu ve bir başlangıcı ya da sonu olmadığını, ben yaşadığım sürece anılar sayesinde yanımda olacağını da söylemiştin." Titrek bir nefes verip sesimi alçaltarak, benden başka kimsenin duymamasını umarak devam ettim;

"Seni özledim Fez, gözlerimi kapatana kadar seni özleyeceğim."

Kalabalıktan gelen 'Ölmek için çok gençti' ya da 'Yüce Tanrım, Kim gençliğinin baharında böyle ölmek isterdi ki?' gibisinden gelen mırıltıları duymamak elde değildi.

Ashtray sabahtan beri tek kelime etmemişti. Fezco'nun yasını kendi içinde yaşıyordu. Ash benim aksime şuan sulu göz değildi, sert durmaya çalışıyordu.

Sanki 14 yaşında değilmiş gibi abisinden kalan kirli işlerin artık onun sorumluluğunda olduğunu düşünüyordu.

Öyleydi de.

Ash dolu gözlerime bakarak kolunu omzuma attı ve beni kendine çekip sarıldı. Ben onun aksine sarılmamıştım, sarılamamıştım. Her zaman panik anlarımda olduğum gibi dengesizdim.

Sarılmayı bıraktığımızda ona doğru baktım, gözlerinden süzükecek olan yaşı tutmak için büyük bir çaba sarf ediyordu. Sonuçta erkekler ağlamazdı, öyle değil mi?

Fezco bir cinayete kurban gitmişti, katili de tam karşımda duruyordu.

O da tıpkı benim ona baktığım gibi boş, duygusuz gözlerle bana bakıyordu. Duygu belirtmiyordu fakat gözlerinin içi gülüyordu.

Burnumu çektim, kulağımın arasındaki sigarayı aldım ve dudaklarımın arasına yerleştirdim. Sigaramı ateşledim ve içime çektim.

İçimden, orospu çoçuklarının adı hep fiyakalı mı olur diye geçirmiştim bi anlığına. Adını biliyordum,

Zayn Malik

İnsanlar yavaş yavaş gidiyordu, bazıları giderken çiçeklerini bırakmayı ihmal etmiyordu. İzmaritine geldiğim sigaramı yere attım ve ayakkabımın ucuyla söndürdüm. Ash elini sırtıma koyarak beni çıkışa doğru yönlendirdi. Arkamı dönüp gitmeden önce son kez az kalmış insan topluluğuna baktım.

Onun bakışlarının en büyük özelliği insana kendisini kötü hissettirmesiydi. Şuan ruhumu görebiliyormuş gibi hissediyordum. Gözlerimi diktiğim yerden kaçırarak aceleyle yürümeye devam ettim.


İlk bölümm. İlk bölüm diye kısa tuttum. Ummmarım seversiniz. İyi okumalar🦈

Labyrinth | zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin