22 3 17
                                    

"Hyung,hyung,hyung,hyung,hyung, kalk hyung,hyung,hyung kalk."

Beomgyu'nun sinir bozucu sesine dayanamayan Yeonjun sonunda gözlerini açıp arkadaşına baktı.

"Efendim Beomgyu"

Beomgyu heyecan ile anlatmaya başladı.

"Hyung benim ve Taehyun'un eski kasabamızdan bir arkadaşımız vardı anlatmıştım ya Soobin di adı."

"Ee yani Beomgyu"

"Hyung işte o buraya gelicekya işte."

"Beomgyu uzatma da söyle"

"Hyung biz Taehyun ile dışarı çıkmaya korkuyoruz Soobin Hyung'u sen alabilirmisin."

Yeonjun son olaylardan sonra dış dünya ile bağlantısını kesen arkadaşına bakıp şefkatli bir sesle cevap verdi.

"Tamam Beom'um sen anlat bakalım şu arkadaşını nasıl biri."

Beomgyu bu duyduğu haberin heyecanını sesine yansıtarak arkadaşı Soobin'i anlatmaya başladı.

"Bak Hyung beyaz ve sarı arasında bir saçı var, boyu çokkk uzun ayrıca çok zayıf ve güzel bir gamzesi var"

Yeonjun kafasında oluşturduğu profil ile kapıdan çıkıp Soobin'i bulmaya gitti.

Sakin adımlarla kasabanın meydanında kurulan pazara ilerledi ve kafasındaki profile uygun birini aradı ama bu kaba insanların arasında Beomgyu'nun anlattığı gibi tatlı biri yoktu biraz daha ilerleyip daha tenha bir yere geldiğinde bağırış sesleri duydu.

"Seni yakmamız gerek velet siz insanlar hiç dogmamalıydınız"

Ağlamaklı gelen bir ses duydu Yeonjun.

"Ö-özür dilerim ama bu benim suçum değil."Ve sonrasında gelen çığlıklar.

"Bu tipinle kendine adam deme"Ve tekme sesleri ardından acı çektiği belli olan çığlıklar.

Yeonjun daha fazla dayanamayıp çığlığın geldiği yere koştu.

Geldiğinde yerde kanlar içinde yatan  beyaz saçlı,uzun boylu bir çocuk ve ona hakaret eden bir adam vardı.

Yeonjun çocuğu döven adamın üstüne atlayıp yumruk atmaya başladı.

"Bizim kimi seveceğimize siz karışamazsınız anladın mı beni şerefsiz."

Adam Yeonjun dan korkmuş olacak ki en yakın yola girip ordan uzaklaştı.Yeonjun yerde kanlar içinde yatan çocuğa bakarken onun Soobin olduğunu fark etti.Çocuğun yanına yaklaşıp yaralarına bakarken çocuk sessizce onu izliyordu.

"Seni eve götürmeliyim Beomgyu sana bir karışım hazırlar."

Çocuk şaşırmış bir şekilde Yeonjun'a sordu."Beomgyu yu nereden tanıyorsun ve o nerede ?"

"Ben Beomgyu'nun arkadaşıyım ve Beomgyu evde şimdi seni onun yanına götürücem."

Çocuk tamam anlamında başını salladı ve kollarını çocuğun beline doladı. Yeonjun ne yapıyorsun diye soran bakışlar atınca çocuk kanayan vücudunu gösterdi.Yeonjun birazcık utanarak yolun kalanını sessiz tamamladı.

Ara sokaklsrdan çıkıp bir caddeye girdiğinde arkadan bir ses duydular.

"Yakalayın kaçıyorlar !"

Beyaz saçlı çocuk ve Yeonjun arkalarında onları meşale ile kovalayan halka bakarak daha da hızlandılar
Siyah saçlı çocuk beyaz olanı tutup bir çıkmaz sokağa soktu.

"Bu da neydi böyle"

"Bu kasabada çok seviliyorum ne yapayım."

Beyaz saçlı çocuk anlamadığını belirten bir ifadeyle baktı.

"Bak Soobin bu kasaba eşcinsellere ve cadılara karşı çok katı kuralları olan bir kasaba yani dışarıda yürüdüğün her an yakılma tehlikesiyle baş başasın."

"Nasıl yani ?"

"Nasılı mı var Soobin böyle iste yakalandığın an ölürsün"

Soobin korkmuş bir şekilde kalakaldığında Yeonjun kahkaha atıp kaç kez bu halktan kaçtığını anlattı ve ilginç bir şekilde Soobin biraz daha rahatlamıştı.

"Neyse hadi gidelim Soobin geç oldu."

Soobin yürüyerek yanına gelmeye çalıştığında o adamın tekme attığı yerin inanılmaz bir şekilde sızladığını fark etti.Yeonjun çocuğun durumunu fark edip sırtına binmesi icin eğildi.

İlk başta anlamayan Soobin sonrasında Yeonjun'un sırtına bindi.

"Vay canına Soobin sen çok hafifsin."

Soobin utangaç bir sesle cevap verdi.

"Şey biraz öyleyim."

Yeonjun'un kıkırtıları eşliğinde  ormanın derinliklerinde gizlenmiş eve doğru yürüdüler.

Ağaçların arasında görünen baca dumanı onlara eve geldiklerini haykırırken Soobin merakla evi incelemeye başladı.
Ev büyük ve yuvarlaktı ,kiremitlerle çevrili çatısında tüten duman ile sıcak bir ortam yaratıyordu.

Yeonjun kapıyı başkasına açmamasını tembihlediği arkadaşına seslendi.

"Kai,biz geldik"

İçeriden bir ses ona cevap verdi.

"Tamam Hyung açıyorum kapıyı"

İçeri girdiklerinde Soobin Yeonjun'un sırtından inip Beomgyu ve Taehyun'a sarıldı.

Kai ve Yeonjun da içeriden onlara katıldığında Beomgyu söze başladı.

"Canlarım bu Soobin Taehyun ile eski kasabamızdan kaçmadan önce en iyi arkadaşımızdı ki hala öyle zamanında bizimle gelmesini yoksa yakılacağını söyledik ama o ailesini bırakamadı sonra şey oldu ve buraya geldi."

Kai Soobin e  sarılıp konuştu.

"Hoş geldin Hyung ben Kai"

Soobin gülümseyerek cevap verdi.

"Hoş buldum bende Soobin"

Kai meraklı bir şekilde yeni tanıştığı Hyung'una sorular sormaya başladı.

"Hyung büyücümüsün ? Büyücüysen be tür bir büyücüsün ?"

Soobin hiç sıkılmadan tatlı çocuğun sorularına cevap verdi.

"Evet büyücüyüm ama büyücü olduğumu yeni öğrendim ve belki de büyücü bile olmayabilirim o yüzden ne tür bir büyücü olduğumu bilmiyorum"

Yeonjun digerinin yanına gelip sırtına hafifçe vurdu.

"Kai bu kadar soru yeni gelmiş biri için fazla diğil mi hayatım ?"

Çocuk üzgün bir şekilde cevap verdi.

"Üzgünüm Hyung biraz heyecanlandım"

"Sorun değil bebeğim hadi bu günlük bu kadar yeter yatalım artık"

"Tamam Hyung"

Herkes yattığında Yeonjun bu yeni çocuğu düşünmeye başladı.Gülümsediğinde yüzünü kaplayan gamzesini,rüzgarda uçuşan beyaz saçlarını ve ince belini...

|||||||||||||||||||||||||||||||||||

Viyyyyy yeni bir fic ile karşınızdayımm.Ortaçağ temalı,cinsellikten uzak ve tatlı bir fic yazmak istiyorum bunda kafamı daha fazla toparlicam ve daha iyi yazıcam yorum yapmayı unutmayın muwaaa <333333333333

Magic Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin