1. Bölüm: "ölüm"

26 2 2
                                    

Yine her zamanki gibi dorukla dışarı çıkacaktık. İstanbulun anasını ağlatacaktık. Telefonumun mesaj sesiyle gözlerimi açtım

Gönderen: erkeğim
Sevgilim yine yeni bir güne MERHABA. Bu gündeeee seni eğlendiricemm :D Seni Çok Seviyorum "KADINIM" :*

Canımın içi yaa.

Gönderilen: erkeğim
Yine aklından neler geçiyor doruk :D

Gönderen: erkeğim
Sabr et delfin :)

Çok meraklıyım ve bunu bile bile beni meraklandırıyor.

Soğuk bir duştan sonra dolabımın başına geçtim. Mmmm acaba ne giysem zengin olduğumuz için bir sürü kıyafetim var. Bu yüzden kardeşimle kıyafetlerimiz bir değil. Babam DEAY holdinginin sahibi. Büyük bir iş adamı kolejin en zengini benim. Ama zenginliğimle hiç bir zaman fakir bir insanı aşağılamadım! Asla yapmıyacağım bir şey. Holdingin adı ben ve kardeşimin adının ilk iki harfleri delfinin de si aysima nın ay si yani deay. Annem ise Türkiye nin en iyi avukatlarından IRMAK KINAY. Biz her zaman örnek bir aile olmuşuzdur.

Dolaptan bir kot şort ve üzerine beyaz tüllü t-shirt saçımı dalgalı bıraktım. Ayakkabı olarakda beyaz sandalet giydim ve odadan çıktım. Nurşen teyzoş yine kahvaltıyı döktürmüş.

"Delfincim bu ne güzellik"

"Teşekkürler nurşen teyze. Annem ve babam yok mu?"

"Az önce çıktılar kızım. Aysima da daha uyuyor."

Hemen yemeğimi yedim ve evden çıktım. Doruk son model bir audi A4 ile gelmişti benim eski arabamdı. Arabanın kapısını açtım ve doruğa sarıldım.

"Özledim" dedi.

Bende alınlarımızı birleştirerek

"Özledim" dedim

Doruğun gözleri dudaklarıma kaydı ve beni öptü bende hemen karşılık verdim. Biraz öpüştükten sonra arabayla evden uzaklaştık

"Ee nereye gidiyoruz?"

"Süpriz sevgilim"

"yaaa doruk ne kadar meraklı olduğumu çok iyi biliyosun. Pislik"

Pis pis sırıtarak bana baktı ve

"kızdımı sevgilim bana" dedi.

"off tamam ya meraklanmıycam söz" dedim. Ve birden ikimizde kıkırdamaya başladık.
-------------------
Bir saatlik bir yoldan sonra ormanlık bir yere geldik.

"Sevgilim burası cennet gibi" dedim.

Ağzım açık kalmış ormandan aşağıya doğru yürüyorduk.

"Biliyorum." dedi.

Biraz daha yürüdükten sonra göl kenarında bir yere geldik. Doruk arabanın bagajından çıkardığı bir sepetle yanıma geldi. Birlikte sepettekileri çıkardık. İlk önce bir sofra bezi çıktı, kekler, kurabiyeler, içeçekler, kısır, poğaça, rulo pasta.... Daha bir sürü şey.

"Yaaa sevgilim çok güzeller bunlar ayşe abla yaptı dimi" Ayşe abla dorukların evindeki yardımcı.

"evett ve sana selamı var"

Bir süre sonra sofradaki her şeyi midemize indirdik. İkimizde birlikte çimlere yattık.
Aramızdaki sessizliği bozan doruk olmuştu

"Sevgilim bana bir şey olursa beni hiç tanımamış gibi davran tamammı?"

Bu da nerden çıkmıştı sinirle ayağa kalktım ve sofrayı toplayarak konuşmaya başladım.

"bu da nerden çıktı Doruk? Ne ölümü ya şimdi. Ne güzel oturuyoduk işte, hem neden aklına böyle bir şey getirdin?

"Bilmem birden öyle hissetim"

Histerik bir kahkaha attım. Ve sofrayı toplamaya başladım tam doruğun yanına uzanıcakken felaket bir yağmur bastırdı.

"Hassiktir bu da nerden çıktı havadurumu böyle söylemiodu" dedi doruk hemen koşarak arabaya bindik ve bir oh çektik o nasıl bir yağmurdu ya.

Arabayla yola koyulduk ikimizde çok ıslanmıştık.

"Sevgilim Seni Çok Seviyorum biliosun dimi"

"Tabikide doruk" dedim

Otobanda güzelce ilerlerken yağmur camlara vurduğu için önümüzü zor görüyorduk doruk direksiyon hakimiyetini kaybetti ve şarampole yuvarlandık.

----------------------------

Gözlerimi açtığımda bir ambulansın içindeydim bağırış sesleri yükseliyordu her tarafta. Ne olduğunu anlamadım ve ambulanstan aşağıya indim. İnmez olaydım karşımda doruğun cansız bedeni duruyordu. Bir yandanda ağlayan anne ve babalarımız

"D... Doruk noldu doruğaaa! Neden üzerinde beyaz örtü var neden hala yağmur yağıyor. Doruk üşür ona sarılmam lazım beyaz örtü onu ısıtmaz neden uyanmıyor bu seslere rağmen"

Kafamı kaldırdım ve gökyüzüne baktım. Yağmur tanecikleri yüzüme düşüyordu işte o zmn anlamıştım neler olduğunu... Ve kaza anını gözümden bir yaş düştü. Hıçkırarak ağlamaya başlamıştım

"Hayır Hayır Hayır b.. Bu olamaz dimi doruk ölemez dimi yağmur sevdiğimi alıp götüremez dimi! Hayallerimizi götüremez dimi!"

Bu sözümden sonra herkez daha çok ağlamaya başlamıştı bir hemşire beni kolumdan tutup olay yerinin arka tarafına götürdü.

"Bakın hanım efendi kaza anında Doruk beyin kemeri takılmadığı için ön camdan dışarı fırlamış betona düştüğü için kafasına sert darbe alarak beyin kanamasından olay yerinde ölmüş. Ama sizin kemeriniz takılı olduğu için birde araba sürücü koltuğunun olduğu tarafa düştüğü için siz sadece başınızdan bir çizik ile kurtuldunuz"

Hemşirenin söyledikleri kalbime bıçak gibi saplanırken yere yıkılmıştım.

Yağmur bu kadar mı güçlüydü?

Sevdiğim adamı, hayallerimizi alacak kadar?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YAĞMURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin