OPERADAKİ HAYALET (GASTON LEROUX) KİTAP YORUMU

17 3 0
                                    

Kitap Yorumum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kitap Yorumum

Kitap Yorumum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Operadaki hayalet beni sonu ile epey şaşırtan ve hayalete (Sözde hayalet demek daha doğru olur.) yani Eric'e karşı merhamet etmemi ve onu daha iyi anlamamı sağlayan bir kitaptı. Kitap boyunca Eric'i anlamaya çalıştım. Son sayfalarda ise Eric'in hikayesinin derinliği ve yaşadıkları ile yaptıkları beni dehşete düşürdü.Annesinin (kendisi hep annesini mutsuz hatırlıyor.) onda açtığı yaralar, incinmiş ruhu ve elbette ki toplumun onu dışlaması ve yüzündeki yaraya karşı tutumları onu hırçın bir karakter haline getirmiş bence. Anne faktörü Eric'in hayatında epeyce öne çıkıyor, Eric'e ilk maskesini hediye eden de Annesiymiş. Bence bu yüzden ona çok darılmış ve incinmiş. Eric karakteri yaptıkları ile zekasını ortaya koymuş bir karakter. Fakat zekasını insanlık dışı şeyler için kullanmış. Aslında insanların onu dışlamasından ötürü öfkesini böyle gösteriyor olabilir. Yine de bilemiyorum bana fazlası ile psikopatça geldi. Bu yüzden onu anlamam biraz zorlaşmıştı. Ama hikayesini öğrenince ve kan donduran davranışları ve tutumunun bencesini orataya koyunca Eric karakterinin derinliği beni şaşırttı. Eric'i öyle bir insan yapan da öteki insanlardı, ailesiydi. Eğer Eric de diğer karakterler gibi büyütülmüş olsaydı bence o da öteki karakterler gibi normal olabilirdi. Fakat hayatı normal olmayan birinin yaşantısından doğru ve dürüstçe davranışlar beklenebilir mi? Bence Eric karakterini böyle biri olmaya hazırlayan unsurlarda gözardı edilmemeli. Eric zekasını operaya yollar yapıp operanın içinde gezmeye de yormuş bir karakter. O, operada gezerken diğerleri bunu fark etmiyor, onu görmüyorlardı. Yani tam bir hayalet gibiydi. Christine Daae'nin operaya dahil olmasından sonra onu görenlerin sayısı çoğalmaya başlamıştı. Ve onu görenler çoğalınca da operada bir hayaletin olduğu dedikodusu aldı gitti. Eric belkide ilk defa bir kadının onu sevmesini istedi ve onu delice sevdi. Eric, Christine Daae'nin onu bütünüyle, o olduğu için, her şeyi ile sevmesini bekledi ama tutumu yanlıştı. Daae'ye karşı davranışları ve sözleri ile kötü bir karaktere bürünüyordu. Gerçi hayatının bir döneminde (İrandaykendi sanırım. Tam hatırlamıyorum.) yaptıkları da onu kötü bir karakter yapıyordu. Christine Daae ise Raul De Chagny'e aşıktı. Eric'in bu iki karaktere çektirdiği acıdan ötürü ben de kendisinin bir canavar olduğunu düşündüm fakat roman ilerledikçe de anladım ki Eric hiç sevilmemiş. Yaşadıkları da pek kolay şeyler değilmiş. Fakat insan şunları da söylemeden edemiyor, bunları yapmak zorunda değildi. Christinenin kendisine aşık olmasını istiyordu fakat ona acı çektirmekten başka hiçbir şey yapmadı. Gözünü kırpmadan öldürdüğü onca insanı düşününce kanım donuyor. Kitabın sonu beni etkiledi, gözlerimi doldurdu, sonunda anladım ki; bu canavarları, canavarlaştıran da yine içinde bulundukları toplumlar, öteki insanların tutum ve davranışları ve elbette ki aile faktörü. Açıkçası şunu da anladım ki biz Eric'i, yaşadıklarını ve onda bırakılan izlerin gölgesinde kalmasını anlayabiliyoruz fakat Eric'in veya Eric gibilerinin bizi anlayabildiğini düşünmüyorum. Eric'in tek isteği Christine Daae nin sevgisiydi. Tek isteği sevgi olan ve bunun için  canavarlaşan bir karakter bence..

 Tek isteği sevgi olan ve bunun için  canavarlaşan bir karakter bence

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Keyifli okumalar🐇🎐













Daktilo Yorumları Ve Biraz EleştiriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin