bölüm iki - ya öyleysem?

370 33 35
                                    

BÖLÜM İKİ.
- - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ya öyleysem?"


*

Çoğu günler okul çıkışı Mike ile takılırdık. Ama bir süre sonra bu durdu çünkü Mike okul çıkışı arkadaşları ile kaykay sürmeye giderdi ve ben başağrısından evde durmak zorunda kalırdım. Baş ağrılarımın nedenini anlayabilmiş değildim, muhtemelen fazla stres yüzündendi. Eğer bunu okuyorsanız şu an Mike nerede bilmiyorum, ama size Michealla ilk tanıştığım zamanlardan biraz bahsetmek isterim. Michael'la tanışmam klasikti, okulda tanışmıştık ve bana dahil birçok kişiye kötü davranıyordu. Mike sonunda hislerini bana söylediğinde bile bana karşı yüzde yüz bir şekilde dürüst değildi, kaba davranırdı, ama şunu söylemek isterim ki: Mike bir zorba olabilir ama bir canavar değil. Mike'ın bana güvenmesi için çok uğraştım ve baya bir sırrımı ona söylemek zorunda kaldım, ama hiç pişman değilim çünkü ona anlattığım şeyleri kimseye söylemedi, söylemez de. İçimden bir taraf her zaman Mike'a güvendi ve hâlâ güveniyor. Mike benim sevgilim, en yakın arkadaşım ve ailem. Sadece iki aydır sevgiliyiz ama birbirimizi yaklaşık on yılı aşkın bir süredir tanıyoruz. Mike'ın dediğine göre onun bana özel her zaman bir "nazik" tarafı olmuş, tabi kimseye söylememi istedi yoksa utanabilir. Bugün Mike ile kaykay sürmeye gideceğiz çünkü uzun zamandır gitmiyoruz.

"Y/N! Michael geldi!"

Annemin altkattan seslenişini duydum ve oturduğum masamdan kalkıp sandalyemi geri itledim, üstüme montumu giydim ve parmaksız eldivenlerimi taktım, kapımın yanında duran kaykayımı aldım ve aşağıya hızlı adımlarla indim. İner inmez Mike ile karşılaştım.

"Nasıl olmuşum?"

"Normal." Mike sırıttı.

"Normal mi? Demek öyle,"

"Şaka yaptım. Harika gözüküyorsun,"

Mike özellikle onun gibi giyindiğimde hoşuna giderdi. Onun gibi dediğim, yırtık pantalonlar, yara bantları ve kesik eldivenleri Mike çok sık giyerdi ve severdi. Aynısını ben yaptığımda ise bayılırdı ve gözlerinde bir parıltıyla bakardı bana; en azından ben öyle hissederdim.

Hızlıca ayakkabılarımı giydim ve evden çıktık, Mike yol boyunca kaykayıyla beraber yaptığı bazı haraketleri gösterdi ve çoğunda düşmek üzereydi, birkaç tanesinde yere düştü bile ve bu da ikimizinde gülmesine sebep oldu.

Mike'ın bu halini sadece ben görüyordum, Mike'ın üç hali vardı, birincisi zorba olandı ve hiçbir şeyi umursamıyormuş gibi gözükendi. Birinci Michael hayata kötü bir gözle bakardı ve kendine önem vermezdi. İkinci Mike ise sadece arkadaşlarının gördüğü taraftı, kafa dengi ve komik biriydi. Arkadaşları ikinci Mike'ı diğerlerine tercih ederdi. Üçüncü Mike ise sadece benim gördüğüm taraftı. Mike benim yanımdayken istediği gibi davranabilirdi çünkü benim onu yargılamayacağımı bilirdi, Üçüncü Mike, yani benim gerçek Mike dediğim Mike hayata az da olsa önem verirdi ve 'çocuksu' dediği şeyleri yapabilirdi, çimlerde yuvarlanıp düşüp ağlayabilirdi ve ben ona hiçbir şey diyemezdim, demezdim, çünkü gerçek Mike buydu ve onu asla yargılamazdım.

past life | michael afton x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin