Dün gece nevertheless dizisini bitirmiştim. Gece kaçta yattığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Fakat sabah kalktığımda saat 11:30'du.
Telefonuma tam olarak 14 tane mesaj gelmişti. Hızla mesajlara baktım.
Göt Ece
Gariban kız!
Gelmeyecek misin bugün okula?
Bir şey mi oldu?
İyi misin?
Aloo!
Orda mısın.
Kız kaçta yattın sen!
Ne haltlar çeviriyorsun kim bilir.
Kızım okulun başlamasına 10 dk var.
Boku yedin.
ALOOOOO!Mal Ela
Kanka Ece sana ulaşmaya çalışmış sanırım.
Niye cevap vermiyorsun?
Ecrin hoca seni sordu.Mesajları okurken hızla yerimden kalkıp banyoya gittim. Yüzümü yıkayıp, kahverengi düz saçlarımı tararken bir yandan da dişlerimi fırçalıyordum. Banyodan işim biter bitmez altıma bir tayt, üstüme bana oldukça bol gelen beyaz bir tişört giyip, siyah kot ceketimi sırtıma geçirdim. Çantama ders programından bir kaç tane kitap koydum ama şimdiden en az 5 ders kaçırmıştım! Hızla ayakkabımı giyip durakta bekleyen otobüse yetişmeye çalışarak koştum.
Şimdi bana neden tayt giydin diye sorabilirsiniz. Durum şöyle ki; benim okuduğum okul dans okulu. Normal derslerde var tabii. Hatta danstan sonra favori dersim matematik ve fen. İleride dansçı olamazsam matematik veya fenden özel ders verip paçayı sıyırırım diye düşünüyordum. Ama bi bakıma düşündüm de.. Vazgeçtim! Ben dansçı olacaktım. Yaren Çevik dansçı olacaktı. Tüm dünya beni izleyecekti.
Ben bunların hayalini kurarken kulaklığımdan Wasabi şarkısını dinlemeye koyuldum.
Love to hate me, crazy, shady
Spit me out like hot wasabi
Lick me up, I'm sweet and salty
Mix it up and down my body
Love to hate me, praise me, shame me
Either way you talk about me.
Tam şarkının en iyi bölümüne gelmiştim ki okula geldim. Müziği durdurup, kulaklığımı çıkardım. Durakta indim ve okula dışardan göz gezdirdim. Derin nefes aldım. Nilüfer hoca beni görecek diye ödüm kopuyordu. Güvenlik uyuyordu, bu yüzden okulun kapısını rahatça açtım. Okulun bahçesinde yürürken tam o sırada zil çaldı. Öğrenciler birer birer sınıflardan çıktı. Bizim okul ortaokul seviyesinden başlıyordu. Lise bölümünde ise sadece 9 ve 10'cu sınıflar vardı. Okulun lise 3 ve lise 4'ü yoktu. Üniversite ve ilkokul bölümü de yoktu. Fakat okulumu çok seviyordum. Öğretmenler çok iyi kalpliydi. Öğrenciler de aynı şekilde çok dürüsttü. Yavaşça dans sınıfımıza koyuldum."Kızım nerdesin sen kaç saattir?" Dedi bana sarılan Ece. "Valla en son polise gidecektim bu yelloz durdurdu beni!" Son cümlesinde Ela'yı işaret etmişti. Omuz silktim.
"Olur öyle şeyler!" Dedim sırıtarak. "Dün gece nevertheless izlemişim, affet!"
"Nevertheless mi?" Dedi şaşkınca Ece. Ardından bir eliyle saçlarımı karıştırdı. "Song Kang oynuyor orda dimi!"Ela sırıtarak yanımıza geldi. "Maşallah hiç yaşlanmıyor çocuk," ama sonra yüzünü buruşturdu, "Ama nevertheless bana çok dokundu, 5. Bölümde polis çağırmamak için bir neden söyle bana!" Dedi beni omuzlarımdan sarsarken "Travmam oldu o çocuk!"
"Belli oluyor" diye mırıldandım. Bugün nedense havamda değildim. İçimdeki ses bugün çok güzel geçeceğini söylüyordu fakat diğer kısımdaki ses bağırarak kötü olaylar olacağını söylüyordu. Yüzümü buruşturdum. Ders bitiminden sonra bir buçuk saat öğle teneffüsü vardı. Bu teneffüs içersinde dışarı çıkmak yasaktı fakat bazen bu kurallara uymuyorduk.Ela'nın"İyi misin sen," demesini duydum. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.
"Biraz canım sıkılıyor. Onun dışında mükemmelim," dedim. Biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı."Kızlar uzun teneffüste okul dışına çıkalım," dedi Ece. "Hem kafada dağıtırız."
"Oldu," dedim sırıtarak "Nilüfer hoca da arkamızdan su döker defolup gidelim diye."
Tam o sırada teneffüs bitimini gösteren zil çaldı. 5. Ders bittikten sonra kızlar beni bir yerlere gidelim diye sürükledi fakat hiç modumda değildim. Kalan derslerde çok sıkıcı geçmişti. Son derste bittikten sonra Ela yanıma geldi.
YOU ARE READING
İLK GÖRÜŞ
General FictionHayatını dansa adamış Yaren, Sevgilisinin boks kulübünü ziyaret eder fakat gördüğü şey onu çok sinirlendirir. Sevgilisini başka bir kızla gören Yaren, kıza tokat atınca işler değişir. O sırada antrenmanına ara vermiş olan Baran, Yan salonda kız ba...