KISMET ÖLÜME DENK

Air Jordan

Herkese merhabalar yeni bir sayfa açmak için bu başlıkları atıyorum umarım EMİR KARACA ve EYLÜL AYDIN ın ve diğer karakterlerin oldu bu kurguyu beğenirsiniz
                       ---------------------------

Sabahın 6 sında kalkmaktan nefret ediyorum ama bunu yapmak zorunda olduğum her gün aklıma geliyodu. Rutin işlerimi halledip kahvaltımı yaptım ve üzerime mini bir elbise giyip saçlarımı düzleştirdim ve hafif bir makyaj yapıp evden çıktım taksiyle otelin önüne kadar geldim ama otel çok sessizdi ve bende bunu biraz garipsemiştim,bu otel genellikle uzun mankenlerin çığlıklarıyla dolu olurdu ama bu sabah ses yoktu ve bende rahatça kahvemi içebilicektim. Tam kahvemi aldım ve içeriye sarışın,siyah gözlü uzun olduğu yetmiyormuş gibi on cm lik bi de topuklu giyip üzerine de kırmızı bir mini elbise giymişti,  nerden çıktı ki bu şimdi bi rahat vermediniz yaa off diye kendim duyacağım şekilde homurdandım o kızın yanında bir de beyefendi gelmişti beni duymuş gibi tek kaşını kaldırdı ve bana bakmaya başladı ama ben pek aldırış etmedim. "Pardon bir şey mi dediniz"dedi bir anda "evet dedim ne kadar yakışıyolar  hayalimde çift işte bu "
Dediğimde göz devirdim ama onun sol dudağı hafifçe yukarı kıvrılmıştı. Kadın bana doğru yürüdu ve bende bir adım geri çekildim "senin gözlerin ne kadar güzel,emir baksana çok güzelle keşke benim de böyle gözlerim olsaydı"dedi bana doğru bir adım daha atarak ama ben pek hoşnut olmamıştım. iç sesim "bunlar nerden çıktı ya çattık Eylül yaa" diyince kıkırdadım ve kafamı yere eğip yukarı kaldırdığında çok ciddi bir ifadeyle "neye bakmıştınız"  diyince emir denen adam bana tip tip bakmaya başlamıştı göz göze geldiğimizde
İkra denen kız atıldı hemen "eee biz kırmızı Air Jordan bakmıştık hanımefendi"
Diyince önden yürümeye başladım ve beni takip ettiler
"Hanımefendi kaç numara istersiziniz" dediğimde emir denen adama pis pis sırıtarak "36,5"dediğinde kusmak istedim ama bunu yapamazdım kadın verdiğim numaradaki ayakkabıyı ayağına denerken sıkmış olmalı ki yüzünü buruşturdu Emire dönünce sahte bir tebessüm atıp ayakkabıya döndü ve "bunu alıyoruz" diyip bana ayakkabıyı verdi ve emir "sen bize 38 numara ver " dediğinde kıkırdafım ve emir denen adamın yüzünde bir gülümseme oluştu ve İkra nın yüzü soldu. Emir bana doğru yaklaşıp bana bi kart uzattı ve " "ciddiyetini beğendim 2 gün önce geldiğimde buranın sahibiyle konuştum ve dakik ve asistan gibi dedi düşünürsen numaram orda" dedi ve gitti bense hala şok etkisindeydim  kartın ön yüzünü açtım ve kocaman harflerle KARACA HOLDİNG yazısını gmrünce ilkten şoka girdim. Ecrin elinde latteyle içeri girdiğinde "bence git hem üniversiteye hazırlanan daha kolay olur diye düşünüyorum kuzum ama sen bilirsin "dedi Ecrin ama ben onu bırakmak istemiyordum ama üniversiteyi okumayı da çok istiyordum.
               
                                         🍁

"Ecrin kuzum ben çıkıyorum" dedim ve ecrin yanım geldi öptü ve tekrar içeri girdi bende Ece'nin bana git diye yalvardığı KARACA HOLDİNG  e girme konusunu düşünüyordum öyle dalmıştım ki kaldırımdan yola indiğimi hatırlamıyordum. bir arabanın korna sesiyle kendime gelebiltim tam çarpıcakken birisi beni tutup kenara çekti. Gözlerimi sıkı yumduğun için hala açmamıştım "gözlerini açabilirsin ölmedin" dedi ve o sesi duymamla gözlerimi kocaman açmam bir olmuştu, bu sabah kahvemi içirmeyen kızın sevgilisinin üzerindeydim şuan ve üzerinde olduğum an kalkıp üzerimi düzelttim.
"Teşekkür ederim"  dedim düz bir sesle
"Teşekkür etmeni gerektirecek bi şey yapmadım ama sen az kalsın geberip gidiyodun neye daldın ki bu siktiğimin caddesinde ne işin var senin" dediğinde etrafa baktım tek kadın bendim galiba bu saatte. Kolumdan tuttu ve ani bir hareketle beni duvara çekmişti beni çektiği yerden bi çocuk patenle son sürat geçmişti ama bi sorun var ben duvarla onun arasındaydım
Ve bundan rahatsızlık duymamıştım insanlara yakın olmaktan rahatsızlık duyuyodum ama şuan gayette halimden memnundum.aniden bana tek kaşını kaldırınca kıkırdadım ama "komik olan ne 2 kere az kalsın  geberiyodunuz küçük hanım hemde üst üste" daha çok kıkırdadım ve şimdi kahkaha atıyodum niye bu kadar güldüğümü anlamadım ama üzün zamandır hiç bu kar gülmemiştim hatta hayatım boyunca böyle gelmemiştim "hayatım boyunca bu kadar gülmemiştim" dediğimde daha da ciddileşip "aç mısın" diye sorunca anında duraksadım ve öylece yüzüne baktım "demekki acıktın hadi gel yemek yemeye gidelim" dediğinde babamın bana vurmasından korktum ve "aç değilim eve gidicem" diyince neye uğradığını şaşırdı."ben bırakırım seni "dedi ve  Kolumdan tutup koşmaya başladı peşinde sürükleniyodum resmen bi anda durduğumda "Hadsene kızım" dedi ve gözüm eline kaydı kolumu çevirmesinden korkuyordum çünkü babamdan şiddet gördüğüm için morlukları görmesini istemiyordum aslında kimsenin görmesini istemiyordum. Gözümün değdiği yere baktı ve elini çekti ve aniden kolumu kavrayıp alt tarafı çevirdi o an sinir,şaşkınlık,utanma duygularını aynı anda yaşadım. "Noldu buraya"dedi ve başımı aşağıya eğdim "kim yaptı bunu" dedi tekrar sesi biraz sert çıkmıştı ve gözlerim dolmuştu ama sesinin sert çıkmasına değil babamın  bana yaptıkları aklıma gelmişti "Eylül kim yaptı" dediğinde "ismimi nerde biliyorsun"dedim ve  "sen sorularıma cevap ver önce kim yaptı bunları sana söyle korkma kimse bi şey yapamaz" diyince gözümden bir damak yaş süzülerek boynuma kadar indi ve o baş parmağıyla kafamı yüzüne denk gelicek kadar kaldırdı ve yüzlerimizi birbirine bakacak duruma getirdi "hadi söyle" diye fısıldadı. "Babam" dedim sessizce ve yine başımı aşağıya eğdim "vay şerefsiz adam bak sen bizim HALİT beye " dedi ve beni kolunun altına aldı ve yürümeye başladı "eve geç kalıcam bırak gideyim " dedim ağlamaklı bir sesle durdu ve bana baktı yüzlerimiz arasındaki mesafeyi kapatarak "seni o eve gönderir miyim ben bende öyle bir tip var mı küçük hanım" dedi fısıldayarak göz devirdim "ben küçük falan değilim " dedim ve bir adım geriye gittim üç saniye gözümün için baktıktan sonra beni tekrar kolunun altına aldı ve yürümeye başladık. "İlk yemek yiyelim çünkü ben çok acıktım,daha sonra da bakarız bi şeyler" dedi. Bende onaylarcasına kafamı salladım. "Ne yiyelim" dedi ban bakarak "ne yersen ye ben bi şey yemi-" derken sözümü kes ve
"Senin yorum yapma hakkın yok ne yemk istiyosun pizza mı hamburger mi yemek istiyosun" dedi ve olumsuz anlamda kafamı salladım. "GARSON!"diye bağırdı bir anda ürkmüştüm korktuğumu anlatınca beni kendine doğru çekti. "Buyrun Emir Bey " dedi garson utanarak
"Koçum biz 2 porsiyon lahmacun alalım" dedi Emir daha sonra garson "içecek olarak ne alırsınız Emir Bey" dedi garson not defterine bi şeyler yazarken  "2 büyük boy kola alalım koçum"  dedi ve garson siparişleri getirene kadar konuşmadık "hadi anlat  ne okuyosun"  dedi ağzı doluyken "Trabzon Yomra fen lisesinde yüksek lisans yaptım üniversiteye hazılanıyorum"
Dedim lahmacunun arasına Emir in salatasından koyarken.
Bana döndüğünde lahmacunu sarıyodum saramıyodum aslında " bırak Eylül Aydın bırak beceremedin bi şeyi" dediğinde ona ters ters baktım. Bana dönüp lahmacunu elime verdi. "Demek fen okuyosun ne kötü kendine eziyet ediyosun" dedi bana bakarak ve lahmacundan bir ısırık aldı
"Ben okuduğum bölümü seviyorum ve kendime eziyet ettiğim yok" dedim ona bakarak "ne bölümü okuyosun " dedi bir ısırık daha alırken "tıp için hazırlanıyorum"ağzım doluydu o yüzden sesim biraz kötü çıkmıştı. Bi anda gülmeye başlamıştı."ne gülüyon ya tövbe estağfurullah" dedim ona ters bakarak ve ayağa kalktım."ben eve gitsem iyi olucak" dedim başımı yere eğerek oda ayağa kalkıp dibine kadar geldi arada baya bir boy farkı vardı. "Ben sence seni o eve gönderir miyim saçma sapan konuşma" diyip telefonunu çıkardı ve bi numara tuşlayıp aradı ikinci çalıştı karşı taraf "alo Serdar benim evdeki boş odayı hallttiniz mi kardeşim"dediği anda kafamı yukarı kaldırıp gözlerimi açmıştım hafifce burnuma dokunarak telefonuna geri döndü. "Tamam kardeşim gelicem birazdan herşey tamam dimi" dedi ve birkaç dakika sonra telefonu kapattı beni kokunun altına alıp yürümeye başladı
İç sesim fesat fesat konuşuyodu ve sinirimi bozuyodu
Arabaya bindiğimizde kafamı cama yaslayıp düşünmeye başladım. Bir eliyle koluma dokunduğu anda irkildim dalmıştım "iyi misin Eylül ?" Diye sordu endişe içerisinde kafamı onaylarcasına salladığımda inanmamış gibi beni süzdü ve yola tekrar döndü.
                     ---------------------------------

Bugün bu kadar yeter ellerim acıdı