bölüm başına şarkı önerisi
tempalay - dooshiyooSınırlı şahsi insan aklım. Aptal insanî düşüncelerim. Yetersiz girişimlerim. Farkında olduğumu sandığım şeyler. Kuru kandan yapış yapış olmuş dizlerimde birbirinin üstüne yapıştırılmaktan kırışıp kararmış yara bantları. Ellerim. Omuzlarıma kadar gelen nemli siyah saçlarım. Dişlerim.
Kendimle ilgili hayal meyal bir şeyler hatırlıyorum. Hisler, sesler, renkler, kokular. Minik parmaklarımla sallanan dişlerimi kökünden söktüğüm zamanları hatırlayabiliyorum. O hissi hatırlayabiliyorum. O dişleri tek tek mendile sarıp odamdaki saksının dibine gömdüğümü hatırlıyorum. Toprak dolu saksıya ekilen dişler. Bekleyiş. Hayallerimdeki bitkiyi hatırlayabiliyorum.
Hep kaçmak kurtulmak istediğimi hatırlıyorum. Neredeysem oradan uzakta olmam gerektiği hissi. Büyük işlerin peşinden koşmam gerektiği hissi. Başka bir yerde olmam gerektiği, büyük, büsbüyük faydalı işlerle uğraşmam gerektiği hissi.
Gerçek şu ki, nerede olmayı seçersen seç, seçimin hep yanlış olacaktır.*
Olduğum yeri yok edersem, tanıdığım insanları unutursam ilerleyebilirim.
Yanılgı.
Sınırlı şahsi insan aklım ve onun başıma açtıkları. Burada oturmuş avuç içlerime bakıyorum. Kimim kimsem var mı bilmiyorum. Kendimden bihaber oturuyorum. Hâlbuki daha dün kendimle yaşıyordum. Daha dün tam burada oturmuş saçma bir sebepten ağlıyordum. Bugün gözlerimde tek damla yaş kalmamış.
Avuç içlerime bakıyorum. Avuç içlerimi yüzüme bastırırken önüme doğru eğiliyorum, eğiliyorum, eğiliyorum. Alnım yere değiyor. Alnıma kum tanecikleri yapışıyor. Yüzüm, kafam, beynimin içi parmaklarımın arasından akıp kumların arasına karışacakmış gibi geliyor. Dizlerimdeki yapış yapış kana sıcak kumlar yapışıyor. Dirseklerimi karnıma yapıştırmış duruyorum. Kum sıcacık. Hatta yakıyor. Tırnaklarımın arasına değen kumları hissedebiliyorum. Sıcak hava kumu ısıtmış. Kumun dokusu sert, taşlı gibi. Minik deniz kabuklarını bulup toplamak çok kolay çünkü her yerdeler. Deniz kabuklarının çoğu kırık. Denize çok yakınım.
Bu benim yeni ağlama şeklim.
Dizlerimin üstünde doğrulup ellerimi küçük küreklermiş gibi büküyorum ve kumu kazıyorum. Ne kadar derin kazarsam o kadar iyi. Şiddetli dalgaların kumsala savurduğu balıklar burada. Ölmüşler. Kuşlar tarafından gözleri yenmiş, gözlerinin yerinde açık pembe boşluklarla terk edilmiş zavallı balıklar. Onları gömmeye çalışan zavallı ben. Ağlayamıyorum bile.
Oblomov'da geçen dünyayı sırtında taşıyan balık ifadesini hatırlıyorum.
Güneş tam tepede. Bisikletim kumların arasında ileride duruyor. Hava mavi. Tek bulut yok. Yaşadığım bu anlar aklımın bana bir oyunu olabilir. Ama değil. Bunu biliyorum ve balıkları gömmeye devam ediyorum.
İşim bitince denize yaklaşıp çömeliyorum. Popom yere değmiyor. Ellerimi önüme, dalgaların birazdan ulaşacağı yere doğru uzatıp bekliyorum. Ellerimi alçakta tutuyorum. Bu şekilde ellerime yapışan kumları temizlemiş oluyorum. Bisikletimi de alıp onun yanında yavaş yavaş yürüyerek kumsaldan çıkıyorum.
Sınırlı aciz aptal insan aklım ve hislerim. Bir şeylerden ilham alıyor. Ne zaman bir yenilik fark etse heyecanlanıyor. Her şeyi görmek ve isimlendirmek, görmek istemediği şeylerin isimlerini söküp de gömmek istiyor. Hissettiklerini derleyip suratına paçavra gibi çarpan eserler görmek istiyor. Fark etmek, fark edilmek ve farklı olmak istiyor. Esasında herkes aynı ve kaçacak bir yerimiz yok. Bunu da biliyor.
![](https://img.wattpad.com/cover/334705835-288-k580995.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dünyAyı sırtında taşıyan balık | beomgyu
Fanfictionbaşlama tarihi: 25.02.2023 bitiş tarihi: ? --> beomgyu kurgusu isteyen user yutasaka'ya ithaf edilmiştir.♡